KHK’lı diplomatlar tarafından kurulan Diplomasi ve Ekonomi Enstitüsü’nün (instituDE) hazırladığı ‘Muhalefet partilerinin KHK sorununa yaklaşımı: Adil çözüm için yol haritası’ başlıklı raporu yayımlandı.
Hakan Kaplankaya, Harun Reşit Halisoğlu, Mehmet Bozkaya ve Yasir Gökçe’nin hazırladığı; önsözünü HDP milletvekili ve insan hakları savunucu Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun yazdığı raporda; “muhalefet partilerinin KHK sorununa dair yaklaşımları, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı sorunu, terör yargılamaları mağdurlarının durumu ile hakkında cezai bir işlem olmayıp irtibat/iltisak gerekçesiyle ihraç edilmiş olanlar” başlıkları altında analitik ve hukuksal bir çerçeve sunuluyor.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ VE SONUÇ
KHK sorununu hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı temelinde ele alan raporda,
– KHK yargılamalarına temel teşkil eden terör mevzuatı uygulamasının, yargı mercilerinin görevlerini siyasi ve ideolojik yönelimleri ekseninde suistimal etmelerine müsaade etmeyecek şekilde raporda etraflıca belirtilen norm ve kriterler ışığında çerçevelendirilmesi gerektiği,
– OHAL Komisyonunun bir kanun yolu olarak varlığını sürdürmemesi ve Venedik Komisyonu ve AİHM kriterlerine aykırı olarak verdiği kararların idari yargı tarafından ivedilikle gözden geçirilmesi gerektiği,
– Uluslararası insan hakları hukukundan kaynaklanan kriterler çerçevesinde soruna temel teşkil eden KHK’ların yeni bir düzenleyici işlem ile iptal/ilga edilmesi ve idari işlemlerin geri alınması suretiyle hukuka aykırı tüm sonuçların baştan itibaren hükümsüz kılınması ve KHK mağdurlarının eski hallerine iadesinin (restitutio in integrum) sağlanması gerektiği,
– 2014 yılından sonra gerçekleşen gelişmeler ve özellikle 15 Temmuz sonrasında uygulamaya yansıyan kararları ile bağımsızlık ve tarafsızlığını yitiren Hakimler Savcılar Kurulu’nun lağvedilerek, uluslararası standartlara uygun şekilde yeniden yapılandırılmasının sağlanması,
– 15 Temmuz sonrasında göreve gelen yargı mensuplarının büyük çoğunluğunun mesleki yeterlilikten ve liyakatten yoksun bulundukları göz önünde bulundurularak, adalet dağıtmak yerine siyasal ajandaya hizmet eden yargı mensuplarının görevde kalıp kalamayacaklarını adil yöntemlerle tespit etmek üzere bir inceleme (vetting) mekanizması kurulması; yargı mensupları ile kamu kurumlarının raporda ayrıntıyla işlenen ilke, kriter ve kılavuzlar üzerine köklü bir eğitime/bilinçlendirmeye tabi kılınması gerektiği sonucuna ulaşlıyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***