Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, derneğin gözaltındaki Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu’nun tutuklu bir meslektaşına para göndermekle suçlandığını belirterek “Böyle bir suçlama olamaz” tepkisini gösterdi.
DFG Eş Başkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörlerinden Dicle Müftüoğlu, 3 Haziran’da Diyarbakır’da gözaltına alındı. Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Müftüoğlu’nun 6 Haziran’da ifadesinin alınması bekleniyor. DFG Eş Başkanı Serdar Altan, Müftüoğlu’na gözaltının alınmasına tepki gösterdi.
Mezopotamya Ajansı’ndan Müjdat Can’a konuşan Altan, Müftüoğlu’nun telefonla aranarak ifadeye çağrıldığını ve buna rağmen evinin basıldığını belirterek, insanların ‘terörize edildiğini’ ve haklarından mahrum bırakıldığını dile getirdi. Hukuksuz gözaltı ve tutuklamaların yaşandığına dikkat çeken Altan, Müftüoğlu soruşturmasının da “gizli” yürütüldüğünü ifade etti.
‘BİRLİKTE GAZETECİLİK YAPTIĞI İNSANLARA DESTEK İÇİN PARA GÖNDERMESİ SORUŞTURMAYA TABİ TUTULMUŞ’
Van Valiliği’nin açıklamasından yola çıkarak soruşturmanın “finans sağlamak” olabileceğini söyleyen Altan, “İnsanların cezaevlerinde bulunan yakınlarına, arkadaşlarına para yatırması suçlama yapılıyor. Van Cezaevi’nde gazeteci arkadaşlarımız Nedim Türfent ve Ziya Ataman var. Bu arkadaşlarımız Dicle ile uzun yıllar çalıştılar, birlikte gazetecilik yaptılar. Dicle’nin, destek olmak üzere bunlara para göndermiş olma ihtimali üzerinden bir soruşturmaya tabi tutulduğunu anlıyoruz. Gerekçe gerçekten böyle ise, bu ciddi anlamda hukuk garabetidir. Başka bir suçlama mı bulamadınız?” şeklinde konuştu.
‘BÖYLE BİR SUÇLAMAYA İLK DEFA TANIK OLUYORUZ, HUKUK AYAKLAR ALTINDA’
Gazetecilerin düşüncelerinden ve yaptıkları haberlerden dolayı gözaltına alınmasına çok defa tanık olduklarını ifade eden Altan, bir gazetecinin cezaevinde olan bir diğer meslektaşına para göndermesinden gözaltına alınmasına ise ilk defa tanık olduklarını kaydetti. Altan, hukuksuz bir şekilde tutuklandığını belirttiği Nedim Türfent gibi gazeteciye gönderilen paranın suçlama konusu yapılmasının kelimelerle ifade edilemeyeceğini belirten Altan, “Türkiye’de artık hukuk tümüyle ayaklar altına alınmış durumda. İnsanlar böylesi suçlamalarla kriminalize edilmeye çalışıyor. Cezaevine, zindanlara atılanların mutlak hakları vardır. Türkiye’de ve başta Kürdistan’da maalesef bu haklar ayaklar altına alınıyor” diye konuştu.
‘BU TEŞHİR EDİLMESİ GEREKEN BİR SUÇLAMA, KAMPANYA BAŞLATILMALI’
Altan, “Bir insana para gönderiyorsunuz ve bu sizin karşınıza suç olarak çıkıyor. Böyle bir yargılama, suçlama olamaz. Bence buna karşı bir kampanya dahi başlatılmalıdır. İnsanların arkadaşlarına, yakınlarına paralar göndererek, ‘aynı suçu ben de işliyorum’ diyebilmelidir” dedi. Meslektaşlarıyla dayanışmaya devam edeceklerini vurgulayan Altan, “Bu durumun teşhir olması lazım. İktidarın geldiği noktayı, hukukun getirilmek istendiği noktayı göstermek bakımından bir şekilde teşhir edilmesi gerekir. Biz bu suçlamaları kabul etmiyoruz” diye belirtti.
“Gazetecilik faaliyeti suç değildir” diyen Altan ayrıca “Gazetecilik halkın haber alma hakkını sağlamaktır. Yapılması gereken de bu mesleğin onurunu savunmaktır” vurgusunu yaptı.
BASIN ÖRGÜTLERİNE ÇAĞRI: TOPLUM NEFESSİZ KALACAK, KARŞI DURMAK HER GAZETECİNİN GÖREVİ
Tüm basın örgütleri ve meslektaşlarına “dayanışmayı büyütme” çağrısı yapan Altan, sözlerini şöyle tamamladı: “Özellikle uluslararası gazeteci örgütlerine bu çağrıyı yapıyoruz; bu hukuksuzluklara ciddi anlamda ses çıkarılması gerekiyor. Ses çıkarılmadığı, buna karşı konulmadığı vakit böylesi uygulamalar artacak, toplum nefessiz kalacaktır. Buna karşı durmak her gazetecinin görevidir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***