Dünyanın en güçlü yedi ekonomisine sahip ülkelerin liderleri, Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un ev sahipliğinde Pazar günü Almanya’nın Bavyera eyaletindeki Elmau Şatosu’nda bir araya gelecek.
Geniş güvenlik önlemleri altında gerçekleşecek G-7 Zirvesi için en az 18 bin polis görev alacak ve protestocuların otele ulaşmaması için 16 kilometre uzunluğunda bir güvenlik çiti kurulacak. Konuklarsa helikopterlerle otele getirilecek. Zirvenin güvenliğini sağlamak amacıyla Bavyera eyaleti ile federal hükümet toplamda 180 milyon euroluk bir bütçe ayırdı.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Fransa, Birleşik Krallık, İtalya, Japonya, Kanada ve Almanya’nın devlet veya hükümet başkanlarının bir araya geleceği zirvede Ukrayna’daki savaştan iklim değişikliğine kadar ele alınacak birçok konu bulunuyor.
G-7 KONULARI: UKRAYNA SAVAŞI VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Zirvenin sloganı “Adil bir dünya için ilerleme” olarak belirlendi. Aslında zirvenin en önemli maddeleri olarak geçen yıl iklim değişikliği, açlık ve yoksullukla mücadele planlanmıştı. Ancak Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve bunun hem geniş kapsamlı hem de varoluşsal sonuçları zirvenin ana gündem maddelerini değiştirdi.
Ukrayna savaşına atfen “Bu seneki G7 olağanüstü bir öneme sahip” diyen Başbakan Scholz, zirvenin kararlı bir şekilde geçmesini umut ediyor. Scholz’un bu zirveyi aynı zamanda zarar görmüş imajını düzeltmek için de kullanması bekleniyor.
Almanya, Ukrayna’ya yeterli destek vermediği gerekçesiyle uluslararası eleştirilerle karşı karşıya kalmıştı. Ukrayna’ya askeri destek konusunda yavaş davranmakla eleştirilen Scholz, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le iletişim kanallarını tamamen kapatmak istemediği için manevra yapmakla da suçlandı. Hem Almanya içinde hem de uluslararası düzlemde eleştirilen Scholz’un Ukrayna’ya destek ziyaretinin gecikmesi de eleştirilere yol açtı.
Scholz’un tereddütlü olmasının başlıca sebebi ise lideri olduğu Sosyal Demokrat Parti (SPD) içinde dış ve güvenlik politikalarına ilişkin görüş birliği olmaması. Bunun nedeni de pasifizm ve Rusya’nın dahli olmadan Avrupa’da barış olamayacağı inancının SPD içinde geniş bir desteğe sahip olması.
Ancak pasifistlerin sesi, Rus ordusunun Ukrayna’daki acımasız ilerleyişi devam ettikçe pek daha yavaş çıkmaya başladı. Hafta başında hükümet, uzun süredir beklenen bir liste yayınladı. Bu listede Ukrayna’ya gönderilecek askeri yardım hizmetleri yer aldı. Listenin açıklanmasından kısa bir süre sonra Almanya’nın gönderdiği ilk tankların savaş alanına ulaştığı bilgisi geldi.
G-7’DE MARSHALL PLANI TOPLANTISI
Zirvenin ilk gününün Rusya’ya karşı yaptırımlar ve Ukrayna’ya daha fazla uzun vadeli yardım yapılmasıyla ilgili olması bekleniyor. Scholz, geçen Çarşamba günü Federal Meclis’te yaptığı hükümet açıklamasında “Ukrayna’ya finansal, ekonomik, insani, siyasi ve silah konusunda tedarik ederek büyük destek sağlamaya devam edeceğiz. Ve bu, Ukrayna bizim desteğimize ihtiyaç duyduğu sürece devam edecek” dedi.
Scholz konuşmasında ayrıca savaşın parçaladığı ülke için bir yeniden yapılanma planı önerdi.
Scholz’un önerdiği, ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde yeniden yapılanmayı teşvik ettiği Marshall Planı’na benzer bir plan. “Yıkımın boyutu çok büyük” diyen Scholz, savaşın başlangıcından bu yana milyarlarca dolarlık fon seferber edildiğini ve Almanya’nın bu konuda ön planda olduğunu belirtti. Başbakan, “Ancak yeniden yapılanma için çok daha fazla milyarlarca euroya ve dolara ihtiyacımız olacak. Ve bu yıllar sürecek. Bu ancak güçlerimizi birleştirirsek yapılabilir” dedi. Bu konu Elmau Şatosu’nda tartışılacak ve ayrıca bir uzmanlar konferansı düzenlenecek. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de görüşmelere sanal olarak katılacak.
KÜRESEL GÜNEY’İN DESTEKLENMESİ
Savaş nedeniyle Ukrayna ve Rusya’dan tahıl sevkiyatı durmuş durumda. Birleşmiş Milletler uzun bir süredir yaşanması olası en kötü kıtlık konusunda uyarıyor. Küresel Güney’deki birçok ülke hâlâ koronavirüs pandemisinin sonuçlarıyla mücadele ediyor. Başbakan Scholz, “Bu ülkeleri dayanışma içinde desteklemeyi başaramazsak, Rusya ve Çin gibi güçler bundan faydalanacak” diye uyarıyor.
Scholz; Asya, Afrika ve Güney Amerika’daki büyük demokrasilere daha yakından bakmanın önemli olduğunu düşünüyor. Scholz, yalnızca klasik Batı’ya odaklanılırsa demokrasi anlayışının yetersiz kalacağını ifade ediyor. Bu doğrultuda G-7 zirvesinin ikinci gününde beş ortak ülke hazır bulunacak. Bunlar, şu anda G-20 başkanlığını yürüten Endonezya ile bu başkanlığı gelecek yıl devralacak Hindistan, Afrika Birliği başkanlığını yürüten Senegal ve bu sene Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu başkanı olan Arjantin.
G-7 ülkeleri bu beş partner ülkeyle Scholz’un bir süredir zikrettiği “İklim Kulübü” fikri hakkında da konuşacaklar. Scholz konuyla ilgili olarak “Durumu iyileştirmeye ve şu anda gerekli olan büyük endüstriyel dönüşüme kendini adamış olan dünyadaki herkes katılabilmelidir. Böylece CO2 nötr bir şekilde çalışabilir ve dünyanın her yerinde hala iyi işlere sahip olabiliriz” demişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***