Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis’teki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor.
“TBMM ne kadar verimli ve etkin çalışırsa ülkemiz hedeflerine o derece hızlı yaklaşır” diyen ERdoğan, muhalefeti de hedef alarak, “Bunlar medeni değil, bunlar gayrı medeni” diye konuştu.
Erdoğan ayrıca, yıkım kararı tepki çeken Atatürk Havalimanı ile ilgili “Kısmen havalimanı vasfını sürdürecek” dedi.
Erdoğan Gezi eylemcileriyle ilgili, “Bu teröristler, eşkıyalar bira şişeleriyle caminin içini pislemişti. Bunlar çürük, bunlar sürtük. Kamu binalarının, polis araçlarının, işyerlerinin, otobüslerin, sokakların yıkıldığı Gezi olaylarının arkasında hangi güçlerin olduğunu tarih de yazıyor” dedi.
‘MÜTEAHHİTLERE ÖDEMEYE MECBURSUNUZ’
Erdoğan konuşmasının devamında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 5’li çeteye verilen kamu ihalelerini iptal edeceklerine yönelik açıklamasına tepki gösterdi. Erdoğan, “Muhalefet, ‘Biz gelirsek müteahhitlere ödeme yapmayacağız’ diyorlar. Devlette devamlılık esastır. Bu ülkede yargı var. Ödemeye mecbursunuz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun ‘Kaçış planı’ ve ABD’deki TURKEN vakfına 1 milyar TL’lik para aktarımı açıklaması üzerine de “Burnundan fitil fitil getirmek boynumuzun borcudur” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
‘ÇAMLICA TEPESİ NEYDİ, BİR KRİLİLİK ABİDESİYDİ’
-Millet Meclisi ne kadar etkin çalışırsa ülkemiz hedeflerine o kadar hızlı ulaşır.
-Azerbaycanlı kardeşlerimizin 28 Mayıs Bağımsızlık Günü’nü her açıdan göz kamaştırıcı bir teknoloji töreni ile taçlandırmış olduk.
-İstanbul’un Fethi’nin 569. yıldönümü coşkusunu Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi müjdesiyle ve 560 bin kişinin, resmi rakam veriyorum, katılımıyla paylaştık.
-İstanbul’a sahip çıkılacak bir emanet yerine talan edilecek bir nimet olarak bakanlar sadece fethin sırrını değil, sadece Osmanlı’yı değil, Cumhuriyet’i de anlayamaz bugün bizim yaptıklarımızı da anlayamaz.
-Fatih’in emaneti Ayasofya’yı 84 yıl sonra asli hüviyetine yeniden kavuşturarak fethin bağrında oluşturulan yarayı kapattık.
-Fatih’ten itibaren uzunca bir vakittir harap vaziyetteki İstanbul’un kısa zamanda büyüleyici bir güzelliğe büründürülmesi Avrupalılar’ın da ufkunu genişletmiştir. Rönesans’ın izini takip ettiğinizde kendinizi bu topraklarda bulursunuz.
-Çamlıca Tepesi neydi, bir kirlilik abidesiyle o kulelerle. Çevrecilik adına konuşanlar, ‘Burada bir çevre katliamı var’ demediler. Biz geldik, oradaki demir yığınlarını kaldırdık ve muhteşem bir tasarım olan Çamlıca Kulesi’ni diktik.
‘DÖRT BİR YANDAN İSTANBUL’A YAŞAMAYA GELENLER BİZE YÜK DEĞİL KAZANÇTIR’
Şimdi her renkten her kökenden her inançtan insanın dünyanın dört bir yanından gelip İstanbul’da yaşamayı, okumayı tercih etmesi bize yük değil kazançtır. Biz böyle bakarken ana muhalefet nasıl bakıyor, ‘Bunlar kaçkın’ diyor, ‘Bunları buraya alamayız’ diyor, ‘Biz geldiğimizde bunları göndereceğiz’ diyor. Bunlar medeni değil, bunlar gayri medeni. Medeniyetimizin başkenti İstanbul’a ne yapsak, hangi hizmeti getirsek borcumuzu ödeyemeyiz
-Adını Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi olarak tescillediğimiz eser şehrin vahası, güzellik anıtı olarak insanımıza hizmet verecektir. Şu anda biz de öyle yapıyoruz. Dünyanın en modern, en işlevsel havalimanlarının başında gelen İstanbul havalimanı ülkemizin yüz akı olarak faaliyetlerine devam ediyor.
‘ATATÜRK HAVALİMANI KISMEN VASFINI SÜRDÜRECEK’
-Atatürk Havalimanı ise askeri havalimanı, sivil pistiyle kısmen bu vasfını sürdürecek. Biz yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimizde Atatürk Havalimanı’nı kullanıyoruz. Yabancı devlet insanları da burada karşılanıyor. Biz Atatürk Havalimanı’na 1006 odalı şehir hastanesi yaptık 3 ayda. Ana muhalefetin hal binasını hastane takdim etmesi gibi milleti aldatma çabasında değiliz. Onlara o yakışır. Sancaktepe’de benzer bir hastaneyi yaptık. Bu iki hastanede de havaalanı var. Yurtdışında ölüme terk edilen vatandaşlarımız vardı ya, bizler oradan ambulans uçağımızla aldık, getirdik burada tedavileri devam ediyor.
-İstanbul Atatürk Havalimanı’nı eski fonksiyonuyla devam ettirmeye çalışmak İstanbullulara haksızlık olacaktı. Türkiye’nin ve İstanbul’un daha uygun bir yerde yeni bir havalimanına ihtiyacı vardı. Yap-işlet-devret yöntemiyle Hazine’ye yük getirmeden ülkemize kazandırdık. Bu havalimanımız dünyada ilklerden, modern, lüks. Bu havalimanımızı daha da geliştiriyoruz. Yolcuların otel ihtiyacı için de gerekli desteği vereceğiz. Pistlerdeki eksiği de giderecekler. İGA belki de dünyada bir numara olacak. Kargo kısmı Atatürk Havalimanı olan yeni havalimanımızı büyütmeye devam ediyoruz.
-Atatürk Havalimanı’nda 5 milyon metrekare üzerindeki alanı millet bahçesi yaparak İstanbul’un hizmetine sunuyoruz. Fethi çağrıştırması için 143 bin 500 ağaç dikiyoruz. Vatandaşımızın her türlü ihtiyacını karşılayacak altyapı kuruyoruz. 350 yaşında zeytin ağacının da dikimini yaptık.
‘BAY KEMAL DİKKAT ET’
-Bay Kemal dikkat et. Zulüm 1453’te başladı dediniz. Senin avanen İstanbul’umuzun başta Kadıköy olmak üzere bütün buralarda duvarlara bunu yazdı. Yalan ve iftira ile millet bahçesi üzerinden bize saldıranlara da verilmiş en güzel cevabı pazar günü orada verdik.
-Dünyanın hiçbir yerinde bir şehre böyle bir yeşil alan kazandırılması projesine karşı çıkacak aklı başında tek bir kişi bulamazsınız. Ülkemizde birileri böyle bir hizmeti dahi siyasi husumet aracı haline getirecek kadar akıllarını kaybetmişlerdir. İşi çevrenin korunmasını savunmak olan pek çok kuruluş var. Bunlar çevrecilik adına bizim yaptığımız her projede karşımıza dikilmişlerdir. Beklerdik ki aynı çevreler Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi projesinde yanımızda olsun.
-Millet bahçesi tartışmalarında bırakın eylemi en küçük ses çıktığını duydunuz mu? Duyamazsınız. Bunların derdi çevre, ağaç değil. Bu ülkede bizden daha samimi çevreci de yoktur. Önümüzdeki yıl fethin 570. yıldönümü törenlerini Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin tamamlanan kısımları üzerinde yaparak bu kifayetsiz muhterislere hak ettikleri cevabı bir kez daha vereceğiz.
-Yaptığımız her eser gibi millet bahçesine de çamur atan Kılıçdaroğlu Van’da terör örgütünün ağzıyla konuşarak aklınca Kandil’e selam çakıyor. Van’ı depremden sonra yeniden inşa ettiğimizden haberi yok. Sen oraya kaç kere gittin? Bugüne kadar biz Van’a takribi olarak en az 35 milyar harcama yaptık. Kağıthane’ye Kağıttepe dediği gibi buraya da başka bir şey söyler. Haritadaki yerini bile gösteremez. Bay Kemal siyaset fukarası. Anlamaz bu işlerden.
-Kendi belediye başkanlarının güya hizmetlerini anlatırken öyle rakamlar veriyor ki toplamı bizim bir ilçe belediyemizin toplamına yaptıklarına denk gelmiyor. Kimseyi ayrım yapmadan veriyoruz dediği sosyal desteklerin toplamı bizim bir ilçe seviyesine çıkamıyor.
‘BU ZAT OMURGASIZ, BU ZAT PROJE, BU ZAT APARAT’
-Milletin parasını çalan hırsızdır. Hırsızın sırtını sıvazlayan ise daha büyük hırsızdır. Kılıçdaroğlu CHP’li belediyelerdeki yolsuzluk operasyonlarına karşı çıkarak safını belli etmiştir. Van’ı överken bu şehri İranlılar için nasıl cazip hale getireceğini anlatan da Kılıçdaroğlu, ülkemize gelen yatırımcıları en aşağılık şekilde tehdit eden de yine Kılıçdaroğlu. Neden biliyor musunuz çünkü bu zat yalancı. Çünkü bu zat omurgasız. Çünkü bu zat bir proje. Çünkü bu zat bir aparat. Bu zatın partisinin başına kaset komplosuyla geçirildiği günden beri Türkiye’nin milli çıkarlarına karşı sinsi bir savaş vermek dışında bir iş yaptığını gördünüz mü?
-Ne diyorlar; biz gelirsek bu işleri alan müteahhitlere ödeme yapmayacağız. Siz ne cinssiniz? Devlette devamlılık esastır. Söke söke bu ülkede hukuk var. Şakır şakır ödemeye mecbursun. Bu CHP’li diye ödemeyin demedik, şakır şakır ödedik. Bizde böyle bir kin yok.
-Demirtaş’ından Kavalasına ülke ve millet düşmanı teröristleri savunmaktan, Ankara’dan İstanbul’a yürümekten başka çabası var mı? ABD’deki yurt binasını diline dolan kişinin FETÖ’nün, PKK’nın faaliyetlerinden şikayetçi olduğunu görmedik. Kılıçdaroğlu kime hizmet ediyor? Muhammed Ali’nin çiftçiliğine de öğrencilerimizin hizmetine sunarak bu zatı daha da çatlatacağız.
-Bu zatın yaptığı her iftirayı burnundan fitil fitil getirmek de, öteki dünyada yakasına yapışmak da boynumuzun borcu. Bizim ailemizle uğraşanların cemazi evvelini ortaya dökmesini biliriz, bize yakışmaz. ‘Kaçacak’ iddiasından, yurt binasına kadar pek çok meselenin etrafında dönüp durması bir proje olmasındadır.
-Bu tipler omurgasız oldukları için önce senaryoya, sonra kitlenin rengine göre her şeyi söylerler sonra inkar ederler. Sefil halini, ‘Korkudan içeri kaçtılar’ diyecek kadar bu karikatür tip için harcadığımız her nefese acıyoruz. Biz doğruları yüzlerine çarpmayınca daha büyük yalanlara, daha iftiralara sarılan bu hadsizlere ağızlarının payını vermeye katlanıyoruz.
-2023 yılı haziran ayında yapılacak seçimde rakip gördüğü herkesi ya kendine tabi kıldı ya da saf dışı bırakmaya başladı. Konu kendi siyasi ikbali olunca ya benimle olun ya da yolumdan çekilin diyerek nasıl şahinleştiğini ibretle takip ediyoruz.
‘BUNLAR SÜRTÜK’
-Tarihimize ‘Gezi Olayları’ adıyla bir ihanet, bir utanç, bir vandallık vesikası olarak geçen hadiselerin 9. yılındayız. Olaylar, Gezi Parkı’ndaki bir kaç ağacın kesildiği iddiasıyla alevlendirilmişti. Düşünün, Dolmabahçe Cami’nin içinde bu eşkıyalar bu teröristler caminin içini pislemişti. Bu teröristler, eşkıyalar bira şişeleriyle caminin içini pislemişti. Bunlar böyle. Bunlar çürük, bunlar sürtük. Kamu binalarının, polis araçlarının, işyerlerinin, otobüslerin, sokakların yıkıldığı Gezi olaylarının arkasında hangi güçlerin olduğunu tarih de yazıyor. Bunlardan bu millete hayır gelmez. Bunlar ancak terör sevicilerle beraber.
-Dün 15 Temmuz Şehitleri Köprüsü’ne çıkıp hakaret edip pankart asmaya çalışan tipler bunların somut örnekleridir. Bu siyasetçi kılıklı provokatörler terbiyesizliklerinin hesabını verecektir. Bu ne densizlik, edepsizliktir. Sen milletvekili olsan ne yazar. Polise rağmen asamazsın, asamayacaksınız. Hukuk önünde hesabını vereceksiniz.
-Kültür sanat etkinlikleri üzerinden milletimizi birbirine düşürmeye çalışanları kendi silahlarıyla boğmaya mecburuz. Beyoğlu Kültür Festivali en güzel cevabımızdır.
-Gezi olaylarının planlı ve alçak kalkışma olduğunu boşuna söylemiyoruz. Yatırımcıların çıkışan, dövizin yükselmesine kadar halen boğuştuğumuz sorunun başlangıç noktası Gezi hadisesidir. Maddi tahribatın bedeli 1,5 milyar dolar. Bu hadise arkasından gelen tüm oyunların, tuzakların işaret fişeğidir.
-Gezi olaylarıyla yapamadıklarını FETÖ’nün emniyet-yargı darbe girişimiyle ülkenin meşru hükümeti devirmeye kalkarak tekrar denediler. PKK’yı ve siyasi uzantılarını harekete geçirip çukurlar açarak o bölgenin güzelliklerini rezil ettiler. Sinsi senaryolar paramparça olunca, 15 Temmuz’da askeri darbe yapma cüretinde bulundular.
KILIÇDAROĞLU’NA 10 SORU
-Buradan Kılıçdaroğlu’na sesleniyorum. Birkaç soru sormak istiyorum. Kesin, net cevap vermesini istiyorum. Kendisini muhatap almaya başlayabiliriz.
* PKK’dan YPG’ye, tüm terör örgütlerini, en şiddetli şekilde lanetliyor mu, lanetlemiyor mu?
* Türkiye’nin PKK ve YPG’ye karşı yürüttüğü sınırötesi harekatlarını destekliyor mu desteklemiyor mu?
* İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelği konsunda kendi devletinin izlediği politikaların yanında mı değl mi?
* Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de verdiği milli mücadelede ülkesinin safında mı, karşımızdakilerin safında mı?
* Dünyanın salgın ve savaş sebebiyle yaşadığı krizin ülkemize etkileri karşısında mücadelemize en azından ilkesel olarak destek veriyor mu, vermiyor mu?
* Siyaseti ülkenin ve milletin ali çıkarları üzerinde yürütmeye var mı yok mu?
* Siyasi stratejilerni yabancı ülke temsilcilerine onaylatmak yerine ülke kamuoyuyla belilrmeye yönelecek mi?
* 1000 yıldır kanlarımızla sulayarak ebedi vatanımızda tüm değerleri, sembolleriyle asil bir devletin evladı gibi hareket etmeyi kabul ediyor mu?
* Partisi içinde her türlü terör örgütü destekçisini, hırsızı, tacizciyi tasviye etmeyi düşünüyor mu?
* 2023’te yüreği yetip cumhurbaşkanı adayı olacak mı olmayacak mı?
Bu soruları uzatmak mümkün. Bunlara vereceği cevaplara razıyız.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***