Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 53. TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Ödül Töreni’nde konuştu.
Erdoğan geçen haftalarda Suriye’ye yeni operasyonun sinyalini vermiş, pazartesi günkü Kabine toplantısından sonra da, “Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturma kararımızın yeni bir safhasına geçiyoruz. Tel Rıfat ve Münbiç’iteröristlerden temizliyoruz. Ardından da aşama aşama diğer bölgelerde aynısını yapacağız” demişti. Erdoğan bugün katıldığı ödül töreninde yaptığı konuşmada, “Şehitlerimiz var evet ama şehitlerimizin 20 kat evvelallah öldürülen teröristler var” dedi; “Teröristlerin inlerine girmeye, onları oraya gömmeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı.
Öte yandan açıkladıkları milli uzay programı kapsamında bir Türkiye vatandaşını uzaya gönderileceğinin duyurulmasından sonra gelen eleştirilere tepki gösteren Erdoğan, “Birileri çıktı ‘Her şey bitti, sıra uzaya mı geldi’ diyor. Bunların vizyonu yetmez. Bunlar bırakın uzaya insan göndermeyi gökyüzüne kâğıttan uçak fırlatamaz” diye konuştu. Edoğan, “Birilerinin Neil Armstrong’u varsa bizim de Ahmet’imiz, Ayşe’miz, Fatma’mız var” sözlerini kaydetti.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Önemli olan birilerinin yaptığı değil birilerinin yaptığını geçebiliyor muyuz? Ben bu proje için birçok mimar anlayışını dünyayı dolaşacaksınız bütün oralardan beğendiklerinizi alacaksınız ondan sonra da projelendirip külliyemize milletin evini yapacağız. Sağ olsunlar dünyanın dört bir yanına gittiler. Mesela işte bu, bütün Batı’nın ilmini alacaksın, ahlaksızlığını değil ha ona da kendi mührünü vuracaksın.
“Bizler ne yapıyorsak milletimiz için özellikle de gençlerimiz için yapıyoruz. Sizler bu ülkenin geleceğisiniz, umudusunuz. Biz gençlerimizi nasıl okumaya araştırmaya üretmeye teşvik ederiz bunun derdindeyiz. Evlatlarımıza kendilerine ailelerine devletine en ideal hizmetleri verebilmesi için ne gerekiyorsa onu sağlamanın peşindeyiz. İnşallah içinizden birileri bir veya ikisi uzaya gidecek mi? Gidecek. Birilerinin Neil Armstrong’u varsa bizim de Ahmet’imiz, Ayşe’miz, Fatma’mız var.
“Biz sık sık şu soruyla karşı karşıya kalıyoruz; cumhurbaşkanım siz yorulmuyor musunuz? Böyle soruyorlar ben de diyorum ki gençlerle yol yürüyen gençlerle birlikte mücadele veren insan yorulur mu? Enerjiyi sizden alıyorum, aldığım enerjiyi de bir yere vermem lazım. Nereye? Eserlere. Neşet Ertaş ne diyor? Aşk ile çalışan yorulur mu? Biz milletimize samimi bir aşkla hizmet ettiğimiz için yorulmuyoruz. Siyasi hayatım boyunca hep gençlerin önünü açmanın mücadelesini verdim. Bu ülkede darbe sadece siyaset kurumuna, milli iradeye yapılmadı, darbelerin asıl yıkıcı etkisi eğitim başta olmak üzere gençlerimizin geleceğini şekillendiren alanlarda gördük. Mesleki eğitimin önü kesilerek gençlerimizin geleceği karartıldı. Genç kızlarımızın eğitim hakları baş örtüsü bahanesiyle engellenerek ayrımcılık yapıldı. Yüksek eğitim imkanı hak değil de imtiyazmış gibi dar tutularak pırlanta gibi gençlerimizle hayalleri arasına girildi. Bakmayın siz bugün gençlerimiz için üzülüyormuş gibi yapanlara biz bunların cemaziyel evvelini iyi biliriz. Bunlar görünüşte mış gibi yaparlar kafalarının arkasında ise kırk tilkiyi kuyruklarını birbirine değdirmeden dolaştırırlar. Bizim neslimiz bunların hepsini de yaşadı. Sizler de internet kaynaklarını inceleyerek geçmişte gençlerimizin hangi haksızlıkların yapıldığını tek tek görebilirsiniz. Şimdi hukuktan dem vuranlar geçmişte uygulanan baskılara zulme ayrımcılığa ses çıkartmamış hatta bizzat taraf tutmuştur. Bu ülkenin başbakanının düzmece mahkeme kararlarıyla idamına alkış tutanların hukukun lafını etmeye bile hakları yoktur.
Gençler, Boraltan köprüsü hadisesini bilmiyorum bilir misiniz? Meşhur Boraltan köprüsünde askerlerimiz ne yazık ki düşmanın eline bırakılmış ve o askerlerimiz o dönemin yönetimine aynen dönerek şu ifadeyi söylemişlerdir; bizi düşmana teslim etmeyin, bizi siz öldürün ama düşmana teslim etmeyin’ Maalesef düşmana teslim ettiler. işte o zamanki mehmetlerimiz düşman tarafından şehit edildiler. Biz bunların bir daha yaşanmasını asla istemiyoruz. Bu ülkede bir daha Boraltan Köprüleri olsun istemiyoruz.
“Teröristlerin inlerine girmeye, onları oraya gömmeye devam edeceğiz”
Şehitlerimiz var evet ama şehitlerimizin 20 kat evvelallah öldürülen teröristler var. Teröristlerin inlerine girmeye, onları oraya gömmeye devam edeceğiz.
Şimdi artık ilim için Hakkari’den İstanbul’a İzmir’e gitmiyor. Hocalarımız onların bulunduğu yere gidiyor. Hamd olsun ilim noktasında şu anda çok daha farklı çok daha bu noktada başarı oranı yüksek neticeler alıyoruz. Üniversite giriş imtihanlarında eğer Iğdır’dan Hakkari’den birinciler çıkıyorsa işte bu atlan adımların neticesidir. Gençlerimiz sadece eğitimlerine odaklanabilsin diye her türlü yatırımı yapıyoruz.
“Bu sene TEKNOFEST’i Samsun’da gerçekleştireceğiz”
İnşallah bu sene TEKNOFEST’i Samsun’da gerçekleştireceğiz. Eğitimin her alanında ülkemizde tarihi dönüşümlere imza attık. Geçmişte ülkemizdeki en büyük sıkıntılardan biri ders kitaplarıydı. Gençler siz teksir kağıdı nedir bilir misiniz? Teksir kağıdı saman, rulo çeviren bir makine o makinede oraya ders notları yazılırdı. Bu işlem bitince de kağıdın tamamını mürekkeple adeta boyalanmış hale geldiğini görürdünüz: Biz bunları abilerimizden satın alamazdık. Vermezlerdi. Kırtasiyeci dükkanına gidersiniz kitabınızı almak için size bir hafta sonraya sıra verirlerdi. Biz bunları yaşadık. Dedik ki bu nesil bunları yaşamasın.
“Ders kitaplarıyla birlikte yardımcı kitaplarımızı öğrencilerimize ulaştıracağız”
Önümüzdeki eğitim yılında bir yenilik daha yapıyoruz, Ücretsiz dağıttığımız ders kitaplarıyla birlikte yardımcı kitaplarımızı öğrencilerimize ulaştıracağız. Sene sonuna kadar 100 milyon yardımcı kaynağı öğrencilerimize teslime diyoruz.
“Asım’ın nesli gibi bir gençlik için ülkenin tüm kaynaklarını seferber ediyoruz”
Karakteri güçlü, ahlakı kuvvetli zekası keskin, bedenen olgun, fazilet ve bilgi ile donanmış, Asım’ın nesli gibi bir gençlik için ülkenin tüm kaynaklarını seferber ediyoruz.
Türkiye ilk çeyrekte bu yıl yüzde 7,3 büyüme kaydetti. İhracatımızın her ay rekor kırıyor olması bundan. İstihdam artıyor inşallah bu rakamlar araştırma geliştirme yapan teknoloji sevdalısı gençlerimizle daha da yukarılara çıkacak.
Uzay eleştirilerine tepki: Bunların vizyonu yetmez, bunlar gökyüzüne kâğıttan uçak fırlatamaz
Biliyorsunuz milli uzay programı kapsamında Türk vatandaşı bilim misyonuyla uzaya göndereceğimizi daha önce ilan etmiştik. Bu açıklamamızdan sonra başvuruların yapıldığı web sitesi 5 milyondan fazla görüntüleme alırken 35 bin kişi d sisteme kaydoldu. 2023 yılında bir Uzay misyonunu küçümseyenlere rastlıyoruz, hatta birileri çıktı ‘her şey bitti, sıra uzaya mı geldi’ diyor. Bunların vizyonu yetmez. Bunlar bırakın uzaya insan göndermeyi gökyüzüne kâğıttan uçak fırlatamaz. Çünkü bunlar dün insansız hava araçlarıyla da alay ediyorlardı.
“Sevgili gençler biz uzay yarışında olacağız, hem de en ön saflarda olacağız”
Şimdi bizim insansız hava aracımız var mı var, akıncımız var mı var. şuanda üretime yetiştiremiyorlar. Bunların mühimmatına gelince artık bunların mühimmatını da biz yapıyoruz. Göreve geldiğimizde Türkiye’nin savunma sanayiindeki oranı yüzde 20 yerliydi, ama şimdi yüzde 80 yerli. Yoksa gideceksin birilerinin kapısına ne olur bana insansız hava aracı verir misin. Daha başbakan olmamıştım, Amerika seyahatinde o zamanki Amerikan Başkanı ile görüştüm. Bak biz terörle mücadele ediyoruz siz bize drone verecektiniz vermiyorsunuz. Talimat verdi neyse bize o zaman bir drone verdiler. Ama onunla da ancak koordinatları tespit ediyorsun . Sağ olsun BAYKAR başladı o günden sonra çalışmaya. Artık biz bize çalışıyoruz. İşte Türk’ün gücü buradan geliyor. Şimdi uzay mı kaldı diyenlere evet bunlar ne haberleşmeden ne uzaydan anlarlar. Bunların böyle bir derdi de yok. Bir uzay yarışında neler yapılabileceğini inşallah ortaya koyuyoruz. Sevgili gençler biz uzay yarışında olacağız, hem de en ön saflarda olacağız.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***