Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ile Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MGKP) öncülüğünde, Diyarbakır’da 8 Haziran’da 20’si gazeteci 22 kişinin gözaltına alınmasına ilişkin ortak açıklama yapıldı.
Polisler tarafından baskın yapılarak malzemelerine el konulan JİNNEWS’in Yenişehir ilçesi Ofis Semti’ndeki binası önünde yapılan açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), Mezopotamya Dil Kültür ve Araştırma Derneği (MED-DER), Özgür Kadın Hareketi (TJA), İnsan Hakları Derneği (İHD), Amed Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri ve çok sayıda gazeteci katıldı. Eylemde ayrıca, gözaltındaki 20 gazetecinin resminin olduğu “Susturamayacaksanız” yazılı pankart açıldı.
Bölgenin gözünü çıkarmak, kulağını tıkamak
Gözaltındaki gazetecilere ilişkin siyasal sessizlik, siyaseten durumu beğenmek anlamına gelir… Gazetecilik suç değilse, sesiz kalmanız suçtur.
‘AMAÇ ÖZGÜR BASINI SUSTURMAK VE ÇALIŞAMAZ HALE GETİRMEK’
Açıklamanın Kürtçesini MKGP Sözcüsü Roza Metîna, Türkçesini de JINNEWS editörü Bêritan Canözer okudu. İçte ve dışta yürüttüğü savaş politikalarıyla ülkeyi uçuruma sürükleyen AKP-MHP iktidarının, uzun bir süredir toplumun tüm kesimlerini yargı sopasıyla susturmaya, sindirmeye ve korkutmaya çalıştığını belirten Canözer, iktidarın savaşa, şiddete ve baskıya karşı direnen kesimleri hedef aldığını söyledi.
Savaşa, baskıya, şiddete karşı barışı ve özgürlüğü savunan kesimlerin sesi olan ve iktidarın politikalarını teşhir eden gazetecilerin de söz konusu baskılardan nasibini aldığını ifade eden Canözer, 8 Haziran’da yapılan ev ve iş yeri baskınlarında 20’si gazeteci 22 kişinin gözaltına alındığı hatırlattı. Gözaltına alınan gazetecilerin 7 gündür Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde tutulduğunu belirten Canözer, gazetecilerin neyle suçlandıklarının ise bilinmediğini söyledi. Canözer, “Ancak emniyetin servis ettiği bilgilerden de anlaşıldığı gibi meslektaşlarımız, sadece gazetecilik faaliyetlerinden kaynaklı şu an gözaltında tutuluyor. Bunun yanı sıra meslektaşlarımızın çalıştıkları prodüksiyon binaları da halen ‘Arama devam ediyor’ bahanesiyle polis ablukasında. Dünyada örneği olmayan bu durum aslında iktidarın asıl amacının özgür basını susturmak, çalışamaz hale getirmek olduğunu görüyoruz” dedi.
JİNNEWS’E BASKIN: KADIN CİNAYETLERİ HALKTAN GİZLENMEK İSTENİYOR
JINNEWS bürosuna yapılan baskını da hatırlatan Canözer, JİNNEWS’in “Erkekler ne der diye düşünmeden yazıyoruz” şiarıyla yola çıkan bir gelenekten geldiğini ve tüm zorluklara rağmen özgür kadının sesi olduğunu söyledi. AKP-MHP iktidarının kadına dönük “politik cinayetleri” halktan gizlemek ve özgür kadının sesini susturmak için kadın mücadelesi üzerinde her gün yeni baskı araçları inşa ettiğini hatırlatan Canözer, “Kürt kadın gazetecileri iktidar tarafından çok yönlü hedef haline getiriliyorlar. 8 Haziran’daki operasyonda bir daha gördük ki iktidar hakikatin ortaya çıkmasından, topluma ulaşmasından korkuyor. Kendisine karşı kimsenin ses çıkarmasını hazmedemiyor. Evet, faşizm en çok özgür sesten korktuğunu biliyoruz. Bir dönem ‘Kürtçe ıslık çaldı’ diye cezalandırılan insanlar örgütlenip kendini ifade etmeye başlayınca, bu hukuksuzluğu teşhir edince özgür basın farklı adlandırmalarla hedef haline getirildi. Operasyonun isminin önüne bir örgüt ismi ve yapılanma kelimesi getirilerek gerçekler çarpıtıldı. Bu durum halen devam ediyor. Ama asıl amacın gazetecilik faaliyetinin hedef alınması olduğundan da kuşkumuz yok” dedi.
‘SERBEST BIRAKIN’ ÇAĞRISI
Halen birçok gazetecinin yargılandığını hatırlatan Canözer, birçok meslektaşlarının ise cezaevinde olduğunu söyledi. Yargılamaların tümünde gazeteciliğin suç olarak gösterildiğini belirten Canözer, “8 Haziran’da yapılan bu operasyonun da amacının ne olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Bundan dolayı ne kadar kriminalize ederseniz edin, ne kadar baskı uygularsanız uygulayın, hakikatin sesi olmaya devam edeceğimizi bir kez daha yineliyor, tüm arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmaları çağrısı yapıyoruz” dedi.
Açıklama, “Özgür basın susturulamaz” sloganlarının ardından son buldu. (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***