YORUM | TARIK TOROS
İki kaset olayı gündemde:
İlki, CHP’li Aykut Erdoğdu’nun başını yiyen telefon kaydı.
İkincisi, Sedat Peker’e yakın bir hesabın dağıttığı söylenen “erkek erkeğe ilişki” videosu.
***
İlki, öfkeli eski eşin intikamı.
Kocası kendini bırakıp daha genç bir kadınla hayat kurmaya kalkınca…
Malzeme toplamaya başlamış, ikisini mahvetmek için.
***
1993’te patlayan İSKİ skandalına benzer yönleri var:
Sekreteri için eşini boşamak isteyen İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel, tazminat olarak gelirinin çok üstünde bir rakam ödemeyi kabul edince…
Eşi Nurdan Erbuğ, bundan rahatsız olup kocasının ihale yolsuzluklarını ortalığa saçtı.
Belediye o yıllarda SHP’deydi ve 1 yıl sonraki seçimde kaybetmesinin nedenlerinden biri de buydu.
***
Aykut Erdoğdu olayında böylesi bir yolsuzluk olmasa da…
Yeni eş Tuba Torun’un partide önünün açılması için genel merkeze ısrarı deşifre oldu: “Listeye beni koymayın, onu koyun” biçiminde.
Sonuçta galiba ikisi de listeye konmamış, Tuba Hanım bileğinin hakkıyla listeyi delip geçmiş, parti yönetimine seçilmiş.
Ne çare, hayatının mahvolduğunu düşünen eski eş, eski kocası ve sevgilisinin siyasi kariyerini bitirdi.
***
Eskiden olsa…
Bunun yayınlanması için bir gazete ve gazeteci bulmanız icap ederdi.
Çağımızda artık lüzum kalmadı.
Yakınlarda İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock, danışmanı ile samimi halde kameralara yakalanınca istifa etti, evliliği de bitti.
Dünyanın her yerinde vardır ve olmaya devam edecektir bu.
Netflix’te şu ara, “Bir Skandalın Anatomisi” diye mini bir dizi gösterimde.
Londra’da geçiyor ve asistanıyla eşini aldatan bir bakanın mahkeme sürecini işliyor.
***
Gelelim ikincisine ve heybedeki diğer turplara:
Dünyanın her yerinde sızan/sızdırılan dosyalarla toplumsal ve siyasal yaşama biçim verilir.
Ya da: Suçlular ortaya çıkarılır, savcılar harekete geçer, vs.
Bu bir “aydınlanma mücadelesi” değildir:
İçinde hesap vardır.
İntikam içerir, dizayn amaçlar.
Devlet politikaları söz konusudur.
Güçlü bir adayın önünün kesilmesi gerekmektedir.
İstihbarat örgütleri arasındaki kavganın tezahürüdür, filan.
Gerçek nedeni her zaman bilemezsiniz.
Gerekçesi, “kamu yararı” değildir yani.
Gazetecilik, sızan/sızdırılan dosyanın ne amaçla servis edildiğine elbette bakar.
Fakat bu detay, haberin içinde bir unsur olur sadece.
Ötesinde teyit ettiği verileri yayımlar, olayın üzerine gider, dosyayı büyütür.
Sonuçlarıyla ilgilenmez.
Bu, skandalı soruşturan yargı için de geçerlidir.
***
Türkiye tümüyle konu dışı:
Çünkü Türkiye’de gazetecilik kamu yararıyla değil olayın kime yaradığı ile ilgilidir.
İsmailağa Cemaatini, 12 Eylül sıkıyönetim mahkemesinde kapanmış 40 yıllık dosyayla yargılar…
Soruşturması süren Hablemitoğlu cinayetinin baş zanlısı firardadır, oraya bakmaz.
Hatta, “yurt dışına çıktı” deyip hedefi saklamaya çalışır.
***
Devamla:
Otel ve saunalarda kurulan kaset tuzaklarına takılan her şey servise konmaz.
Bununla iş tutulur.
Bu kaset arşivleri milyar dolar değerindedir.
Geçmişte sauna çetesi ve Adnan Hoca grubuna yapılan baskınlar bunun içindi.
Kıbrıs’ta Halil Falyalı, bunun için öldürüldü.
Görünen o ki:
Politikacısından, yargı mensubuna…
Gazetecisine kadar, hemen çoğunun kaseti var ve fütursuzca servis edilmeyi bekliyor.
İltihap patlayacak ve ortalığı cerahat götürecek, bu kesin.
Nihai olarak devlet dizayn edilemezse…
İşte o zaman silahlar patlayacak.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***