Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Diyarbakır’da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kürt gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösteren Davutoğlu, “Ben hiçbir zaman gazeteci tutuklamalarını doğru görmedim. Siyasi saiklerle gazetecilere, aydınlara, üniversitelere dönük baskı yapılmasını ülkenin zihni kapasitesini yok ettiği kanaatindeyim. Kesinlikle bu tür tutuklamalara, bu uygulamalara esastan karşıyım” dedi.
Davutoğlu, partisinin düzenlediği ve iki gün sürecek olan “Geleceğimizin İnşası Toplantıları; Kürt Meselesi” başlıklı toplantı kapsamında Diyarbakır’da.
Davutoğlu, 1 Kasım 2015 tarihleri arasındaki yaşananlara dair “Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok kişi insan içine çıkamaz” şeklindeki sözleriyle kimi kastettiğini açıkladı.
Artı TV’nin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, “Eğer bugünkü tarz bir yönetim bir dönem daha devam ederse Türkiye’de demokrasiyi besleyen ana damarlar iyice tıkanır ve Türkiye’de kalıcı bir otoriterleşme yerleşir. O bakımdan bu seçim sadece partiler arasında bir seçim olmayacak. Türkiye’nin otoriter, yolsuzluk düzenine dönüşmüş Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile mi yönetilecek? Bugün Erdoğan, yarın başka bir aynı gücü kullanacak. Bu Perinçek bile olabilir birilerinin kafasında. Çünkü iktidarı o yönetiyor veya Bahçeli, veya başka birisi. O mantıkta birisi. Böyle mi yönetilecek yoksa insan hak ve özgürlüklerine saygılı, hiçbir şekilde nefret dili kullanmayan, toplumu birleştiren, ayrıştırmayan demokratik bir parlamenter sisteme mi geçeceğiz? Esas denklem burada. Biz Gelecek Partisi olarak zaten en başta bu denklemin kurulmasına öncülük eden bir partiyiz. Siyasi sahneye çıkışımızla birlikte Türkiye’de siyasi denklem değişmiştir. Bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.
‘SEÇİM TARİHİ AÇIKLANINCA ADAYI AÇIKLAYACAĞIZ’
Davutoğlu, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığını açıklamasına ilişkin “Sayın Erdoğan taktisyenlik yapmaya çalışırken, stratejik hedefleri unutuyor. Türkiye’yi nasıl bir şekilde yöneteceği, yeni bir beş yılda ne yapacağını açıklamadan önce Türkiye’yi şu anki düşürdüğü zor durumun içinde bir taktik yapıyor. Bence doğru yaptı, açıklaması iyi oldu” dedi.
“Biz 6 genel başkan, seçim takvimi ilan edilene kadar cumhurbaşkanı adayını konuşmama ve açıklamama kararı aldık” diyen Davutoğlu, “Bu ilkeye uymamız durumunda bu taktik de boşa çıkacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı tek başına adaylığı konusunda istediğini söyleyebilir ama bizim neyi ne zaman yapacağımız konusunda baskıda bulunamaz. Ümit ederim kamuoyu da bütün bunları görür” ifadelerini kullandı.
‘SİYASİ SAİKLERLE GAZETECİLERE BASKI YAPILIYOR’
Davutoğlu, 20 Kürt gazetecinin gözaltına alınmasına da tepki gösterdi. “Doğru görmedim” diyen Davutoğlu şunları söyledi:
“Ben hiçbir zaman gazeteci tutuklamalarını doğru görmedim. Siyasi saiklerle gazetecilere, aydınlara, üniversitelere dönük baskı yapılmasını ülkenin zihni kapasitesini yok ettiği kanaatindeyim. Kesinlikle bu tür tutuklamalara karşıyım. Görüşünü beğenmeyebilirsiniz. Bu gazetecilerden biri dün bizim çalıştaya katılmak üzere davetliydi. Gözaltında olması dolayısıyla katılamadı. Bu uygulamalara esastan karşıyım.”
‘İNSAN ÖNÜNE ÇIKAMAZLAR’
“Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok kişi insan içine çıkamaz” açıklamasının hatırlatıldığı Davutoğlu, “Kim bu insanlar?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Ben bu açıklamayı yaptığım o günlerde, 2019 seçimleri sonrası seçilen bazı belediye başkanları gözaltına alınıp yerlerine kayyım atanmıştı. Ben bu kayyım atanmalarına açık ve net şekilde karşı çıktım. Doğru değil, eğer suçluydularsa niye seçime girme hakkı verildi. Seçime girdilerse bu iki-üç ay içerisinde mi suç işlediler ki onları gözaltına alıyorsunuz da yerine kayyım atıyorsunuz. Bu da demokrasiye aykırıdır dedim. Bunu dediğimde ben AK Parti üyesiydim hala, daha partiden ayrılmamıştım. Bunun üzerine sayın Bahçeli bana saldırdı ve beni terörle iş birliğiyle suçladı. Sayın Erdoğan da imalı sözler sarf etti ben o yüzden çıktım, o dönemdeki tutumları derken, biz demokratik hukuk devleti içinde terörle mücadele ederken, sayın Erdoğan Ankara’da Genel Başkanı olduğum parti içinde Binali Yıldırım ile birlikte beni devirme planları yapıyordu.
Sayın Bahçeli de hükümet kurma planlarımızı reddedip Ankara’dan ahkam kesiyordu. Biz ise halkımızla birlikteydik. Ben her hafta sonu bölgedeydim, bu halk beni onun için sever. Büyük korumalarla değil, Silopi’de halkın arasında yürüdüm. Biz buradayız, sizinleyiz dedim. Şırnak’ta, Gevaş’ta, Varto’da, Ceylanpınar’da, Sur’da, Yüksekova’da ilçelere gidiyordum her yerde. Ben halka, burada yaşayan vatandaşlarımıza, Kürtlere ‘Terör faaliyetine karşı bir mücadele veriliyor ama size karşı değil, sizinle birlikteyiz’ dediğim bir dönemde onlar Ankara’da bu faaliyetleri yapıyordu. Kastettiğim bu.
‘İnsan önüne çıkamazlar’ sözüm bana dönük ithama verdiğim bir cevaptı. Kastettiğim sayın Bahçeli, sayın Erdoğan, sayın Binali Yıldırım. O dönemde Ankara’da oturup, dar koridorlarda bize karşı, devleti zor şartlarda yönetmeye çalışırken, hukuku, özgürlükleri koruyarak bir mücadele vermeye çalışırken Ankara’da oturup parti içi darbe yapma hazırlıklarında olanlara verdiğim cevaptı.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***