Kürt müziğinin önemli isimlerinden Ciwan Haco, Türkiye’de son dönemlerde Kürtçe tiyatro oyunları ve konserlere getirilen yasaklar ile Federe Kürdistan Bölgesi’nde yönelik askeri operasyonlara dair konuştu.
Yeni Yaşam gazetesinden Ahmet Güneş’e konuşan Haco, Kürtçe oyunların ve konserlerin yasaklanmasını kınadı.
‘BİZ KÜRTLER HER ŞEYE RAĞMEN YAŞIYORUZ’
Haco, “Zaten Türkiye devletinin Kürt halkına karşı savaşı kültür ve dil savaşıdır. Onlar bize karşı böyle bir savaş veriyor. Hep söylerim, bunların derdi ve savaşı toprağımız değil. Zaten toprağımızın üstünde yaşıyoruz. Onların savaşı dilimizle, duruşumuzla, müziğimizle ve kültürümüzledir. Biz Kürtler yaşamımıza bakıyoruz ve her şeye rağmen yaşıyoruz. Burada bizim Kürtler olarak üstümüze düşenleri yapmamız gerekiyor. Şimdi biz burada, buna karşı ne yapmalıyız? Dilimizin üstünde durmalıyız. Dilimizi her yerde konuşmalıyız. Çocuklarımızla Kürtçe konuşmalıyız. Dilimiz varsa bizler de varız. Dilimiz yoksa bizler de yokuz. Bu anlamda dilimiz hayatidir.
Açıkçası son süreçte Kürt sanatçıların, müzisyenlerin yaptıklarını merakla takip ediyorum ve çok güzel işler yaptıklarını görüyorum. Kürt sanatçılar çok güzel şeyler yapıyor. Heyecanla bakıyorum şahsen ve takdir ediyorum hepsini. Çok güzel organizeler, kaliteli üretimler yapılıyor. Kürt halkı da sahipleniyor, ciddi bir alaka gösteriyor. Ben pozitif olarak bakıyor ve görüyorum. Bu yüzden buna tahammül edemiyorlar. Kürtler her halk gibi konserlere, etkinliklere, oyunlara ilgi gösteriyor. İşte buna karşılar. Kürtlerin sevinmesini, kültürüne sahip çıkmasını kabullenemiyorlar. Kürtler neyden keyif alıyorsa oraya yöneliyorlar” diye konuştu.
‘BİR TEK TÜRKİYE’DE VAR DİLE DÜŞMANLIK’
Kürt sanatçıların konserlerinin yasaklanmasını “çağ dışı” olarak nitelendiren Haco, “Bu tür yasakçı kafalar hiçbir yerde yok artık. Devletler kaldırdı bu tür saçmalıkları. Bugün ne Afrika’da ne Latinlerde ne Amerika’da ne Asya’da ne de dünyanın başka bir yerinde bunlar yok. Hiçbir ülke bunu yapmıyor. Hiçbir devlet dile yasak getirmiyor. Yeryüzünde bu yasak yok artık. Bir tek Türkiye’de var dile düşmanlık. Dilimizi, varlığımızı, kimliğimizi, müziğimizi inkâr ediyorlar. Bu yasaklara karşı bizim görevimiz dilimize saha çok sahip çıkmaktır. Dilimizi öne çıkarmalıyız. Oturacağız, kalkacağız Kürtçe konuşacağız. Çocuklarımıza Kürtçe müzik dinletelim, bu dille büyüsünler. Varlığımız, en önemli ve kutlu varlığımız dildir, dildir, dildir. Bu anlamda dilimizi konuşalım ve her yerde sanatımıza, sanatçılarımıza sahip çıkalım. Kürtçe üretelim, kaliteli müzikler, sanatlar yapalım. Bunun peşini bırakmamak bir mücadele etme yönetimidir” şeklinde konuştu.
‘HİÇBİR TARAFIN YANINDA DEĞİLİM, TÜM KÜRTLERİN SANATÇISIYIM’
Kürt kazanımlarına dönük saldırıları da değerlendiren Haco, “Ben Kürtler arası savaşı kınıyorum ve iyi bir şey olarak görmüyorum. Ben hiçbir tarafın yanında değilim. Ben tüm Kürtlerin sanatçısıyım. Burada şunu demek istiyorum: Şu suçlu bu suçlu diyemiyorum. Bütün Kürt partilerine saygı duyuyorum. Biz Kürtler birbirimizle savaşmamalıyız. Bizim birbirimizi sevmemiz lazım. Televizyonlarda, orada burada birbirimizi hain olarak göstermemeliyiz. Herkes kendi gücü kadar mücadele etmiş ve hizmet etmiştir bu halka. Zaten ittifakımız olmadığı için böyle bir noktada duruyoruz. Kürtlerin Kürtlerle savaşına karşı durmalıyız. Brakujî’yi asla kabul etmemeliyiz. Kürtlerin Kürtlere karşı savaşını bir intihar olarak görüyorum. Bütün Kürt sanatçılar, aydınlar, gazeteciler, rusipîler bir araya gelip ittifak çağrısı yapmalı. Kürtler arası savaşa herkes karşı çıkmalı. Aklımız ve ruhumuz bunu kabul etmiyor. Kardeşliğimizi güçlendirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
‘ARTIK BİRLİĞİMİZİ SAĞLAYIP HAKLARIMIZ İÇİN MÜCADELE ETMEMİZ GEREKİYOR’
“Bizim birbirimize sahip çıkıp birliğimizi sağlamamız gerekiyor artık” çağrısı yapan Haco, “Bugün bize savaş açanları sevindiriyoruz, onların ekmeğine yağ sürüyoruz. Kendi toprağımızda bize bunları reva görenleri sevindirmemeliyiz. Biz Kürt halkına hizmet edenler bunu kabul etmiyoruz. Böyle yaparak bize her türlü kıyımı yapanlara hizmet etmiş oluyorlar. Kimse hain değildir, herkesin bir emeği vardır ama birliğimizi kuramıyoruz. Rengarenk bir halkız. Biz yeryüzünde 50 milyondan fazlayız. Elbette aynı şeyi düşünmek zorunda değiliz. Farklı düşüncelerimiz olacak. Her halk aynı şeyi düşünemez. Aramızda farklı düşünenler olacak. Herkes tek partiyi savunmak zorunda değil. Biz birbirimize, farklılıklarımıza saygı göstermeliyiz. Birbirimize hain demeyi bırakıp yapıcı olalım. Artık bizim birliğimizi sağlayıp haklarımız için mücadele etmemiz gerekiyor.
Haco, sözlerini şöyle noktaladı: “Başarı halkımızındır, her halk gibi biz de yeryüzünde özgürce yaşayacağız. Hiçbir halka karşı savaşmıyoruz biz. Ne Türk ne Fars ne Araplarla bir savaşımız yok. Biz kendi toprağımızda özgürce yaşamak istiyoruz. Sevgiyle, diyalogla, demokratik bir şekilde sorunların çözülmesini istiyoruz.” (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***