İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Süleyman Kaynak, pandemi sürecinde çok ağır şartlar altında görev yapan sağlık çalışanlarının büyük kısmının depresyonda olduğunu öne sürdü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hekimler için söylediği “Giderlerse gitsinler” sözlerini anımsatan Kaynak, 2022 yılında üç bine yakın genç hekimin yurt dışına gideceğini öngördüklerini vurguladı.
‘BU TÜKENMİŞLİĞİN GÖSTERGESİDİR’
Sağlık çalışanlarının tükendiğini belirten Kaynak, şunları söyledi:
“İnsanlar kamudan ayrılıp özel sektöre veya yurt dışına gitmeye çalışıyorlarsa bu, sıradan bir memnuniyetsizlik değildir. Bu, tükenmişliğin göstergesidir. Sağlık çalışanlarının büyük kısmı depresyondadır. Çalışma gücü kaybolmuştur. İş ve aile hayatında istikrarlı bir yaşam devam ettirememekteler. Çok ciddi bir kısmı da antidepresan kullanıyor. Tükenmişlik, insanların yeni yollara müracaat etmelerine neden oluyor. Emekli olabileceklerse emekli oluyorlar. İstifa edebiliyorlarsa istifa ediyorlar. Başka iş alanlarında veya sektörlerde hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Genç hekimlerimiz, özellikle tıp fakültelerinin 5., 6. sınıflarına gelmiş öğrencilerimiz, bugün Türkiye’de kalmayı kendi hayat planlarından çıkarmış görünmektedirler. Bunun birçok nedeni var. Birincisi, gerçekten özlük hakları. Maddi yönden hekimler çok zor durumda. Sendikaların çalışmalarında yoksulluk sınırı artık 16 bin liranın üzerine çıkmıştır. Yoksulluk sınırının üzerinde maaş alan çok az insan kaldı. Türkiye, bir yoksullar ülkesi haline gelmiştir. Hekimler de bu yoksulluk topluluğunun içerisinde ciddi gelir eksikliği yaşamaktadır.”
‘TIP FAKÜLTELERİNİ YURT DIŞINA HEKİM GÖNDERMEK İÇİN ÇALIŞTIRIYORUZ’
Hekimlerin aldığı ücretlerle ilgili bilgi veren Kaynak, şöyle devam etti:
“Aile hekimlerinin emekliliğe yansıyan parası 7 bin 100 lira. 10 yıllık bir uzman hekimin kamu kurumunda aldığı ücret 13 bin lira civarında. Bunlar, yoksulluk sınırının çok altında. Bu rakamlarla hekimlik son derece zor. Genç hekimlerimiz de bunu görüyor. Geçen yıl iki bine yakın hekimimiz ülkeyi dönmemecesine terk etti. Bu senenin ilk üç ayı içerisinde 250’den fazla hekim yurt dışına gitmek için müracaat etti. Türk Tabipleri Birliği’ne müracaat etmeden gidenler de var, bunları bilmiyoruz.
2022 yılında öngörümüz şu. Üç bine yakın hekim yurt dışına gitme planı yapıyor. İlk üç ayın rakamları bunu gösteriyor. En önemli nedeni gelir yetersizliği. Türkiye’de 128 tıp fakültesi var. Bunların kontenjan ortalamasını aldığımızda yıllık 200-225 bandında bir sayı çıkıyor. Bu sene 17 bin 500 civarında kontenjan açıldı. Yaklaşık olarak 11-12 tıp fakültesini, Türkiye’de yurt dışına hekim göndermek için çalıştırıyoruz. Bugün bir tıp fakültesi öğrencisinin devlete maliyeti 1 milyon lirayı buluyor. Yıllık 12-13 bin civarında mezun veriliyor. Bu artacak. 5-6 yıl içerisinde yeni mezun sayısı 15-16 binleri bulacak. Sayı olarak kapanır ancak nitelik olarak hızlı bir düşüş var. Hekimlikte sayı değil, kalite önemlidir. Kaliteli hekim kıtlığı yaşayacağız. Sağlık sisteminin önümüzdeki beş yıllık dönem içerisinde önemli açıkları olacak.”
‘SURİYELİ SIĞINMACILARIN CİDDİ SAĞLIK SORUNLARI VAR’
Sağlık Bakanlığı’nın atadığı Suriyeli sağlık çalışanlarının durumuna değinen Kaynak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Suriyeli sığınmacıların ciddi sağlık sorunları var. Bazı rakamlara göre bugün Türkiye’de her 10 kişiden biri sığınmacı statüsünde yaşıyor. Bu nüfusa bakmak üzere görevlendirilecek Suriyeli hekimlerden söz edilmiştir. Türkiye’de ‘sığınmacı sağlık merkezleri’ adı altında, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığına göre 29 ilde merkezler kuruldu. Buraya da Suriyeli hekimlerin atanması planlanmıştır. Yine Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığına göre Türkiye’de 800’e yakını hekim olmak üzere 4 bin civarında sağlık personeli görevlendirilmiştir. Dört bin sağlık personelinin atanması ve bunların Sağlık Bakanlığı bünyesinde nerede kullanılacağını öngöremiyoruz. Sağlık Bakanlığı’na atanmış hekimlerin ne tür bir sınavdan geçirildiğini bilmiyoruz. Muhtemelen hiçbir sınavdan geçirilmediler. ‘Adaptasyon’ denilen bir eğitimden bahsediliyor. İçeriği belirsiz bir şey.” (ANKA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***