Almanya Federal Meclisi’nde yer alan Sol Parti (Die Linke) Milletvekili Gökay Akbulut, Türkiye’nin Kürdistan Federal Bölgesi’ne yönelik yürüttğü askeri operasyonları, İsveç ve Finlandiya’nın NATO sürecindeki pazarlıkları, Türkiye-KDP ilişkilerini ve Almanya ile Birleşmiş Milletlerin (BM) tutumuna dair değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye-KDP ilişkilerinin, geçmişte olduğu gibi, yeniden yakın bir ilişkiye evirildiğine dikkati çeken Akbulut, gelişmeleri kuşkuyla takip ettiklerini belirterek, “KDP ve Irak hükümetinin bu konudaki tutumları çok çelişkili. Sol Parti olarak Almanya Federal Meclis Dış İlişkiler Komisyonu’nda ve önergelerimizde KDP’nin tutumunu sıkça eleştiriyoruz. Ayrıca Irak hükümeti tarafından Türkiye’ye yönelik net bir tavır bekliyoruz. Bir an önce Türkiye ile devam eden bu kirli işbirliğinin durdurulmasını istiyoruz” dedi.
‘ERDOĞAN KENDİNİ ÇOK KÜÇÜK BİR POZİSYONA DÜŞÜRDÜ’
Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılımı üzerinden AKP’nin pazarlık yapmak istediğini söyleyen Akbulut, bu tür çabalarının uluslararası kamuoyunda karşılık bulamayacağı ifade etti:
“Erdoğan, uluslararası alanda bu pazarlıklarla kendini çok küçük bir pozisyona düşürdü. Sol Parti olarak Türkiye’nin bu konudaki tutumuyla ilgili Meclis araştırma önergesi sunduk. Türkiye’nin Kürtler üzerinden NATO’yla yaptığı pazarlığın NATO tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını düşünüyoruz. Almanya ve diğer Avrupa hükümetlerine bu konuya dair çağrılarımız sürüyor. Türkiye, Kürtlere ve onların kazanımlarına karşı saldırılarını sürdürüp kendi politikalarını dayatmaya çalışıyor. Bundan dolayı da NATO’ya baskı uygulamaya çalışıyor ancak karşılık bulamayacak.”
ALMANYA DIŞ İŞLERİ BAKANI TÜRKİYE İLE İLGİLİ KONULARDA İKİYÜZLÜ POLİTİKA YÜRÜTÜYOR’
Kuzey ve Doğu Suriye, Federe Kürdistan Bölgesi, Avrupa ve Amerika’nın birçok yerinden kadın örgütlerinin BM’ye Türkiye’nin operasyonlarının durdurulması yönünde açık mektup yazdıklarını hatırlatan Akbulut, “Bu çalışma çok önemli, özellikle de Almanya boyutu. Almanya’daki yeni hükümetin Dış İlişkiler Bakanı Yeşiller Partisi’nden. Feminist bir dış politika yürütüyor. Sürekli Alman medyasında ve Avrupa kamuoyunda feminist bir çizginin taşıyıcı olduğunu söylüyor. Sözde barışçıl, doğayla iç içe çözümler arayışı içerisinde ama Türkiye ile ilgili konularda ikiyüzlü politikalar yürütüyor.
Biz bunu parlamentoda da dile getirdik. Kürt kadınlarının bölgedeki kazanımlarını hiçe sayarak Erdoğan rejimiyle ortak hareket ederek bu operasyonları desteklemelerini doğru bulmuyoruz. Kadınlar tarafından ulaştırılan ve Meclis’ten elimize geçen rapora göre Türkiye, BM’nin 51’inci meşru müdafaa hakkını gözeterek bu saldırıları gerçekleştiriyor ancak Irak topraklarından ya da PKK güçlerinden Türkiye’ye yönelik herhangi bir saldırı yok. Türkiye’nin bu konuda herhangi bir güvenlik sorunu da yok. Bunu Almanya Federal Meclis Araştırma Raporu da söylüyor” şeklinde konuştu.
BM’YE KİMYASAL SİLAH ÇAĞRISI
Türkiye’nin kimyasal silah kullandığı iddialarıyla ilgili kendilerinin de BM’ye talepte bulunduklarını aktaran Akbulut, “Savaş suçları konusunda BM’de bir Araştırma Komisyonu kurulmasını talep ediyoruz. Bunu Almanya’dan da talep ettik. Örneğin Ukrayna konusunda Almanya çok yeni mekanizmalar oluşturdu. Ukrayna’daki savaş suçlarına yönelik yeni bir komisyon kuracaklar. Biz de aynı komisyonu Türkiye’nin Kürdistan’da kimyasal silahlar kullanmasına dair istiyoruz. Bu çalışma, uluslararası güçlerin ortak yürütebileceği bir komisyon şeklinde de olabilir. Türkiye geçmişte olduğu gibi uluslararası hukuku ihlal ediyor. Önümüzdeki haftalarda Türkiye’ye bu konuda birtakım yaptırımlar uygulanmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
‘ALMANYA VE AVRUPA KAMUOYUNDA ERDOĞAN KARŞITLIĞI YÜKSELİYOR ANCAK HÜKÜMETLERİN ÇIKAR POLİTİKALARI VAR’
Erdoğan’ın Ukrayna-Rusya savaşında “barış yanlısı” tutumunun aksine içerde sergilediği güvenlikçi savaş politikalarına dikkat çeken Akbulut, “Almanya ve Avrupa kamuoyunda Erdoğan karşıtlığı yükseliyor. Otoriter ve anti demokratik bir rejim olduğuna dair net bir pozisyon alındı ancak mülteci konusu ve Türkiye’nin stratejik bir partner olduğu faktörü Avrupa’nın politikalarını etkiliyor. Avrupa’daki halklar kesinlikle desteklemiyor ancak hükümetlerin çıkar politikaları var. Önemli olan burada bir kamuoyu oluşturabilmek ve ortak bir şekilde hükümetlere Türkiye konusunda baskı uygulayabilmek. Türkiye’de seçimler yaklaştıkça şiddetin dozajı da artacak. Bu konuda bütün demokratik kurumlara, kiliselere ve sivil toplum kuruluşlara çağrımız var. Almanya’nın Kürtlere karşı yeni ve örnek bir politika sergilemesi gerekiyor. Önümüzdeki süreçte Türkiye’nin Kürdistan’da ve Ortadoğu’da agresif bir aktör olacağını sürekli dile getiriyoruz” diye konuştu.
‘KÜRTLER ALMANYA’DA KRİMİNALİZE EDİLİYOR’
Geçtiğimiz hafta sonunda Berlin’de “Defend Kurdistan” şiarıyla büyük bir yürüyüş düzenlendiğini ve Alman polisinin yürüyüş esnasında kaos yaratıp eylemcilere saldırdığını ifade eden Akbulut, “Alman medyası da Kürtleri kriminalize etmeye çalışıyor. PKK’nin Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri açısından bir sorun yaratmadığını görüyoruz. Sadece Türkiye’nin baskılarından dolayı bu yasak devam ediyor ancak bu demokratik bir politika değil. Eylemlerde semboller, sloganlar ve bayraklar bile yasaklanıyor. Almanya’daki Kürt kurumları sürekli kriminalize ediliyor. Bu baskıları kabul etmiyoruz” dedi. (MA)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***