Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) Orman Parkları Yönetmeliği, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Mesire Yerleri Yönetmeliği’nin kaldıran, ‘A, B, C ve D tipi mesire yeri’ tanımlarını ‘konaklamalı ve konaklamasız orman parkı’ olarak değiştiren yönetmelikle orman parkları, kapalı teklif usulüyle 20 yıla kadar kiralanabilecek.
Birgün’den Dilara Şimşek’in haberine göre Orman Genel Müdürlüğü’nün yönetmeliği şu düzenlemeleri içeriyor: “Devlet ormanlarında mevcut ve tesis edilecek orman parklarının ayrılmasına, planlanmasına, planlarının uygulanmasına, yönetilmesine ve iptaline ilişkin usul ve esasları belirlemeye OGM yetkili olacak. OGM’nin uygun bulunması halinde teklif edilen orman alanı, orman parkı olarak ayrılacak. Orman parklarının doğal, kültürel, rekreasyonel ve estetik kaynak yönünden planlanmasına ve projelendirilmesine ait iş ve işlemler, OGM merkez ve taşra birimlerince yapılacak veya yaptırılacak. Gerekli hallerde sınır değişikliği OGM onayı ile yapılabilecek. Orman parkları, 20 yıllığına kiraya verilebilecek. Orman parklarında, ihtiyaç olması halinde sözleşmeler çadır, lüks çadır ve karavan alanlarının yapılabileceği şekilde tekrar düzenlenebilecek. Orman parklarına ve ekoturizm rotalarına gelen ziyaretçilerden giriş ücretlerinin alınıp alınmaması konusunda OGM yetkili olacak.”
‘BELİRLİ İŞLETMELERE PARA SAĞLAYACAKLAR’
Söz konusu yönetmeliği değerlendiren ormancılık politikası uzmanı Prof. Dr. Erdoğan Atmış “Yeni bir rant alanı yaratılıyor” diye belirterek şöyle devam etti: “Hem günübirlik hem konaklama alanları oluşturuluyor. 81 ilde yine belli orman parçaları belirli işletmecilere para sağlayacak, kazanç sağlayacak şekilde açılacak. İktidarın temel politikası, doğal varlıkların sermayeye bir şekilde iş imkânı oluşturmasına yönelik çalışmalar. Ormanları yıllardır bu şekilde yönetiyorlar. Normal ekosistemi olması gereken yerlere bir şekilde ya madencilerin ya enerji santralların ya turizmcilerin veya bu tür orman içi işletmecilerin hizmetine sunuyorlar ve işlerini kolaylaştırıyorlar.
Aslında bu tür hizmetler için yıllardan beri mesire yerleri vardır. Bununla yetinmediler, bu mesire yerlerini 2003 yılında kent ormanlarını eklediler. Bunu destekledik, ‘olması gerekiyor kent ormanları’ demiştik. Daha sonra şehir ormanlarına çevirdiler isimlerini. 2008’de daha önce var olan tabiat varlıklarını bu amaçla kullanmaya başladılar.”
‘TABİAT PARKI OLARAK AYRILAN ALANA İŞLETMECİ DÜĞÜN SALONU, KAFE YAPIYOR’
Prof. Dr. Atmış, işletmecilerin daha çok para kazanmasına yönelik uygulamalar yapıldığını kaydetti: “Bir yeri tabiat parkı olarak ayırıyorlar, işletmeciye veriyorlar, işletmeci oraya düğün salonu yapıyor, kafe lokanta yapıyor… Onlara da belli para kazandırılıyor. Bu da yeni bir adım. Daha önce de vardı bu ama yönetmeliği yoktu. Buralarda da hem gecelemeyi, konaklamayı artırmak için ormanların bir kısmını bu şekilde orman parkı gibi kurup orada çadır, karavan gibi tesisler kurarak, işletmecilere biraz daha para kazandırmayı amaçlıyorlar. Orman ve park bir araya gelen şeyler değil. Orman doğal ekosistem, park ise insanlar tarafında oraya yapay çeşitli tesisler yapılan yerlerdir. Ama orman park diye ikisini bir araya getirmeyi uygun görüyorlar ne yazık ki. Ormanların rekreasyona açılmasına karşı değiliz ama bunun uluslararası literatürde planlanması gerekiyor. Ne yazık ki bizim ormancılık idaresi oraları işletenlerin taleplerine göre ve daha çok para kazanmasına göre düzenleme yapıyorlar.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***