HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK
İtalya Serie A’da bu yıl da taht el değiştirdi. Geçen yıl Juventus’un 9 yıl süren hegemonyasına son veren Inter, 12 yıllık şampiyonluk hasretini dindirmişti. Bu yıl zirveye bir başka Milano ekibi Milan çıktı. Zirveye son kez 11 yıl önce çıkan Milan, sezonun sürprizi olarak Stefano Pioli yönetiminde hayallerine ulaştı. 56 yaşındaki Pioli kariyerinde ilk şampiyonluğunu yaşarken, başarının mimarlarından biri de 24 yıl Milan formasını terleten, şimdinin teknik heyet sorumlusu Paolo Maldini oldu.
İTALYAN FUTBOLUNUN ZİRVESİ
İtalya’da futbolun kalbinin attığı şehirlerden biri Milano’dur. Modanın başkenti olarak bilinen Milano, Inter ve Milan ile sadece ülke futboluna damga vurmakla kalmadı. 1980’li yılların sonunda esen Milan fırtınası Avrupa’yı da kasıp kavurdu. Arrigo Sacchi yönetiminde Serie A başarısına iki yıl üst üste gelen Şampiyon Kulüpler Kupası (o dönemin Şampiyonlar Ligi) eklendi. Hollandalı üç efsane Gullit, Van Basten ve Rijkaard’ın sürüklediği Milan kadrosunda Baresi, Ancelotti, Maldini ve Donadoni gibi İtalyan futbolunun yıldızları başarıdan başarıya koştu. Elbette bu başarıda kulübün sahibi Silvio Berlusconi’nin varlığı göz ardı edilemez.
10 YILDIR SUSKUN
1989-99 arasında 6 şampiyonluk sığdıran Milan, milenyumla birlikte zirveden uzaklaşan bir hüviyete büründü. Son 23 yılda sadece 3 şampiyonluk gördü. Bu süreçte tek teselli kaynağı kazanılan iki Şampiyonlar Ligi oldu. Son kez zirveye 2010-11 sezonunda çıkan Milan, Juventus’un kurduğu hegemonya sonrası sıradanlaşmaya başladı. Şampiyonlukta esamesi okunmayan bir ekip olmakla kalmadı, Avrupa kupalarına bile katılamadı.
STEFANO PİOLİ FAKTÖRÜ
Milan’ın yeniden başarıya ulaşmasının altında kulübü kendi evlatlarına teslim etmek yatıyordu. Üzerinden formayı çıkaran oyuncular, köşesine çekilmek yerine kulüpte göreve başlayıp sorumluluk aldı. Teknik kadro ve yönetimin önemli bölümü ‘evlatlardan’ oluşuyordu. 2016’da Milan’da önemli bir sayfa kapandı. Berlusconi kulübü Çinlilere sattı. Sadece iki yıl sonra kulüp tekrar el değiştirdi. Yeni sahibi ABD yatırım firması Elliott Management Corporation olurken, başkanlık koltuğuna İtalyan iş adamı Paolo Scaroni oturdu. Juventus’un şampiyonluklarını izlemekle geçen yılların bitmesi isteniliyordu ama bunun nasıl gerçekleşeceği konusunda ne bir plan ne de umut vardı. Ta ki 2019’da takımın dümeni Stefano Pioli’ye emanet edilene kadar.
HATALARDAN DERS ÇIKARILDI
Yeni başkan Scaroni, başarıyı öze dönmekte görüp Milan efsanelerini bir bir göreve getirmeye başladı. İlk göreve getirdiği isim Paolo Maldini oldu. Ardından as başkan olarak bir başka efsane Marco Baresi kulüpte göreve başladı. Haziran 2019’da teknik heyet sorumlusu olarak göreve başlayan Maldini ve dönemin menajeri Zvonimir Boban teknik direktörlüğe yıllarca süren başarısızlığı sonlandırmak için Marco Giampaolo’yu getirdi. Ancak hata yaptıkları sadece 7 maç sonunda ortaya çıktı. 3 galibiyet ve 4 yenilgi Giampaolo dönemini bitirdi. Maldini ve Boban ikilisi Stefano Pioli adını öne çıkardı. Pioli, sezon sonuna kadar geçici düşünülüyordu.
MALDİNİ’NİN DEDİĞİ OLDU
Yönetim Kurulu Başkanı Ivan Gazidis ise farklı düşünüyordu. Gazidis kulüpte tepeden tırnağa devrim için Alman Ralf Rangnick’i listeye koydu. Gazidis, Rangnick’e sadece A takımı emanet etmeye istekli değil; ona tüm kulübün anahtarlarını vermeye hazırdı. Bu karar alınırken ne Boban ne de Maldini’ye danışılmayınca kulüpte kriz çıktı. Boban görevinden istifa ederken, aynı yolu izleyecek Maldini son anda vazgeçirildi. Sonuçta Gazidis’in değil, Maldini’nin istediği gerçekleşip Pioli göreve getirildi.
İNANMAKTAN VAZGEÇMEYİNCE
Pioli yönetimindeki Milan, Aralık 2019’da Atalanta’ya 5-0 yenilerek son yılların en can yakan skorlarından birini aldı. Takım sezonu 6. sırada tamamladı. Pioli, dönüşümün bu tarihi Atalanta yenilgisiyle başladığını söyleyecekti. “Kariyerimin en olumsuz anlarından biriydi ama aynı zamanda en değerli anlardan biriydi,” diyen Pioli, “İşte o zaman bu takımı geliştirmek için neyin gerekli olduğunu anladık.”
Pioli’nin ikinci sezonunda gelen ikincilik yüzleri güldürse de ezeli rakibi Inter’in 12 puan gerisinde kalınması gelecek adına fazla umut vaat etmiyordu. Bu manzaradan umut çıkaran sadece iki isim vardı: Stefano Pioli ve Paolo Maldini. Milan, umudun ve nokta transferlerin meyvesini bu sezon aldı. 38 yaşında yıllar sonra yeniden Milan’a dönen Zlatan İbrahimovic bu dönemde takımın itici güçlerinden biri oldu. 86 puan toplayan Milan, Inter’in 2 puan önünde şampiyonluk ipini göğüsleyip, 11 yıllık hasreti noktaladı.
EN İYİSİ DEĞİL AMA ZİRVEDE
Galatasaray’dan hatırladığımız Igor Tudor, bu ayın başlarında gazetecilere verdiği demeçte, “Kâğıt üzerinde Milan, ligdeki en iyi üçüncü veya dördüncü kadroya sahip. Bu, kulübün ve baş antrenörün ne kadar harika bir iş çıkardığını gösteriyor,” diyecekti. Haklı bir tespitti. Kadro değeri olarak Juventus, Inter ve Napoli’nin arkasından gelen Milan, oyuncu, teknik ekip ve yönetimin kenetlenmesiyle başarıya ulaştı.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***