Sanatçı ve CHP eski Milletvekili Hilmi Yarayıcı ile Adalılar Grubu, dün akşam Ankara’da ODTÜ Mezunlar Derneği’nin Vişnelik tesislerinde Halk-Der’in “Ekmek, Adalet, Hürriyet” başlıklı konserinde yer aldı. Konserde çok sayıda insan, Adalılar Grubu’nun ve Yarayıcı’nın türkülerine, halaylarla eşlik etti.
Adalılar Grubu’nun davulcusu ve solisti olan Sertaç Şanlı, saat 12’den gece 01’e çekilen müzik yasağına ilişkin şunları söyledi:
‘SANATA MÜZİĞE HER ALANDA SALDIRILAR SÜRÜYOR’
“Yani bu yasaklar pandemiyle birlikte başladı tabii. Hani 12’den sonra müzik yapınca biraz daha virüs bulaşıcı oluyormuş diyerek. Fakat kalıcı bir hale geldi. En son bir saat daha uzattı sağ olsun hükümetimiz. Onlara, buradan minnettar olduğumuzu belirtelim. Birçok müzisyen arkadaşımız, özellikle bar ve eğlence merkezlerinde iş yapan arkadaşlarımızın birçoğu bu dertten mustarip. Hatta birçok ekip, kendini küçülttü, işsiz kalan müzisyenler hala fazla. İşi bırakan müzisyen benim tanıdığım yüzlerce var. Zaten, pandemi döneminde 130 kişi belki daha da artmıştır sonra bunları takip edemedim. Bu konudan kaynaklı intihar ettiler. Ailelerinin yanında yaşayanlar var ki ben de onlardan biriyim. Ben de evimden kaybolup annemin yanında yaşamaya başladım. Yani bizim geçimimiz anlamında çok zor süreçler bunlar. Yani biz bunun artık pandemiyi engellemekle ilgili bir şey olduğunu düşünmüyoruz. Sanata, müziğe zaten her alanda saldırılar sürüyor. Aynur Doğan’ın konseri yasaklandı, Metin – Kemal Kahraman’ın konserleri yasaklandı. Son bir haftadır twitter’da Apolas Lermi diye bir arkadaşımız var. Onun Pontusçuluğu üzerinden milliyetçi hezeyanlar da sık sık oluyor. Onunla da bir konserimiz var fakat o konserin de olup olmayacağı şu an muğlak bir hale geldi.
‘ÇOĞU ZAMAN KONSERLERİMİZ KONSER SAATİ YASAKLANDIĞI OLUYOR’
Biz bugün Ankara’ya geldik, burada bir konser vereceğiz. Bu bile engellenebilirdi. Acaba son saatte durdururlar mı? Yasaklarlar mı? Hep bu korkuyla geliyoruz buralara. Çoğu zaman konserlerimizin, konser saati yasaklandığı oluyor. Oraya kadar gidiyoruz. Cebimizden para veriyoruz. Üstüne üstlük konsere çıkamadığımız için hiçbir ücret alamıyoruz. Tekrar ekipmanlarımızı toplayıp getirip onların da masraflarını cebimizden karşılamak yordu artık bizi.”
‘BAHANE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM’
Sanatçı Hilmi Yarayıcı ise, gece saat 12’den 01’e çekilen müzik yasağına ilişkin şunları belirtti:
“Yani komik gelmeye başladı son zamanlarda yaşananlar, ne yazık ki. Çünkü, pandemiden kaynaklı yüz binlerce esnaf kepenk kapatmak zorunda kaldı. Çünkü, gerçekten sağlık açısından düşünüldüğünde elbette önlem alınmalıydı, alındı da ancak o pandeminin bitmesiyle birlikte maskeler de kalktı. Dolayısıyla 12’den sonraki müzik yasağına ilişkin gerekçe buyken bugün hala aynı şeyi yaşıyoruz. Dolayısıyla, bunun bir bahane olduğunu düşünüyorum. Zaten açıklamalardan az çok belli oluyor. Müziğe ve sanata bakış açılarının nasıl olduğunu da göstermiş oluyorlar bize. Nazım Hikmet’in söylediği gibi bunlar müziğe de düşman, sanata da düşman. Çünkü şarkılar dediğiniz ekmekten aşka kadar her şeyi anlatır. Dolayısıyla hayatın kendisini anlatır. 12’den sonraki yasaklama, biraz bu ortamlarda gerçekleşen duyguların ortadan kalkmasını sağlayacak bir yasaklama diye düşünüyorum ve doğru bulmuyorum.
‘SİYASİ BİR TERCİH VE HUKUKİ DEĞİL, VİCDANİ DEĞİL’
Siyasi bir tercih ve hukuki değil, vicdani değil. Sadece siyasi bir amaçla alınan bir karar olduğunu düşünüyorum. Evet bunlar yeni değil. Son zamanlarda gündeme geldi. Özellikle Kürtçe şarkı söyleyen arkadaşlara ilişkin. Aynur Doğan, ardından Metin – Kemal Kahraman, ondan önce Eskişehir’de yapılacak olan festival… Bunların tamamı yasaklandı. Gerekçeler de komik gerekçeler. Yıllar önce biz bunları yaşadık. 89’da biz cezaevindeydik. Sadece türkü söylediğimiz içindi. Dolayısıyla o yasaklar yeni değil. Oradan başlayan şeyler. Yakın dönemde ben Halk TV’de ‘Cemo’yu’ söylediğim için iki program ve para cezası aldı kanal. Oysa ‘Cemo’ 89 yılında yayınlanan, Kültür Bakanlığı’ndan izni olan, bandrolleri olan, milyonlarca insanın dinlediği bir şarkı. O yasakla ben de karşı karşıya geldim. Dolayısıyla bu yasakların ortadan kalkmasını sağlayacak bir demokrasi bilinci, bir hukuk bilinci, bir yargı bilinci olması gerekiyor. Umarım en yakın zamanda tüm bu anti demokratik uygulamaların karşısında, milyonları ilgilendiren, milyonların hemfikir olabildiği bu şarkıların, bu duyguların tekrar, herkes tarafından beğenildiği, sevildiği, söylendiği günleri yaşarız.” (ANKA/Gürkan Demirtaş – Dilan Kutlu)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***