Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs Darbesi’nin yıl dönümü vesilesiyle Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda yaptığı konuşmada, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan ailesinin yurt dışına para kaçırdıklarına dair iddialarına değindi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erdoğan, ailesinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik açtığı davalarda kazanılan son tazminatları TÜRGEV ve Ensar Vakfı’na bağışlayacağını söyledi. Erdoğan, “Hiç olmazsa Bay Kemal’in birkaç kuruşu da nasip olsun” dedi. Kılıçdaroğlu, salı akşamı Erdoğan ve aile bireylerinin yurt dışına kaçmak için hazırlık yaptığını, bu hazırlık kapsamında TÜRGEV ve Ensar Vakfı aracılığıyla ABD’ye para transferi yapıldığını iddia etmişti.
Erdoğan, “Yassıada Mahkemesi Yargılanıyor” temalı anma programında konuştu. Erdoğan, “Sandık dışında yol arayanlar, daha şimdiden 2023 seçimlerine gölge düşürmeye çalışanlar akıllarını başlarına toplamalıdır, bu ülkede bir daha asla Yassıadaların kuruşmasına müsaade etmeyeceğiz.” ifadesini kullandı.
Erdoğan’ın konuşmasından başlıklar şöyle:
“İsimleri milletimizin hafızasına şehit olarak yazılan Menderes, Polatkan ve Zorlu’yu rahmetle yad ediyorum. Düzmece mahkemelerle bu yeri utanç ve zulüm adasına çevirenleri de burada lanetle anıyorum. Milletimiz Yassıada zulmüne imza atanları da asla affetmeyecektir. Yassıada milletimiz tarafından yıllarca Yaslıada olarak adlandırılmıştır. Burada işlenen hukuk cinayetleri insanımızın zihninde çok derin yaralar açmışlardır. Bu adanın seçilmişler için tehdit kaynağı olarak hafızalara kazınmasını istemişlerdir. Türk demokrasisine ilk hançerin saplandığı 27 Mayıs’tan beri Yassıada Demoklesin kılıcı gibi milli iradenin tepesinde sallanmaya devam etti.
“Menderes’in idam sehpasındaki o fotoğrafı siyasetçilere ayar vermek için sürekli gündemde tutuldu”
Menderes’in idam sehpasındaki o fotoğrafı siyasetçilere ayar vermek için sürekli gündemde tutuldu. Yassıada’nın karanlık gölgesi on yıllar boyunca sivil siyasetin önünden hiç kalkmadı. O fotoğraf bizim de önümüze kondu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan itibaren millet iradesine çöreklenmiş çevrelerin tehditlerine maruz kaldık. O fotoğraf üzerinden pek çok kez sindirilmek istendik. ‘Sonu Menderes’e benzemesin’ diyerek aba altından sopa gösteren siyasetçi müsveddelerini gördük. Ellerinin altında ne kadar yılan, hain varsa hepsini üzerimize saldılar. Hiçbirine eyvallah etmedik. Kefenimizi giyerek çıktığımız kutlu yolculukta tehditlere, şantajlara asla boyun eğmedik. 15 Temmuz’da daveti yaptık. 15 dakika daha kalmış olsaydık bu kardeşiniz belki burada yoktu. Orada telefonla yaptığımız anonsla 10 binler Atatürk Havalimanı’na geldi. Bay Kemal ise FETÖ’nün oradaki düzenlemesi ile tankların arasından kaçarak Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gitti.
“Ortamda seçim yokken, ‘Başbakan olacağım’ diyenlerin de foyaları dökülecektir”
İşte açıklamalar yapıyor, aynı 15 Temmuz gecesindeki ifadeler. 15 Temmuz gecesi millet can derdindeyken, Bay Kemal’in tatlı canını kurtarmak adına kimlerle ne pazarlığı yaptığı elbet ortaya çıkacaktır. Ortamda seçim yokken, ‘Başbakan olacağım’ diyenlerin de foyaları dökülecektir. FETÖ’cü hainlerin söylemleriyle 15 Temmuz’u lekelemeye çalışanların yularını kimlerin tuttuğu da ortaya çıkacak.
Vesayet girişimleriyle demokrasimiz kesintiye uğramıştır. Türkiye’yi siyasi, ekonomik, diplomatik bakımdan zarar veren her hadise ülkemizin kaynaklarının yok olmasına yol açmıştır. Bizimle aynı şartlarla kalkınma hamlesine başlayan ülkeler kısa sürede büyük mesafeler alırken, Türkiye bu yarışta gerilere düşmüştür. Biri Güney Kore’dir. Örneğin 1960 darbesi ülkemizi IMF’e, 71 muhtırası da un, şeker, yağ kuyruklarına mahkum etmişti. 80 darbesi enerji atılımına darbe vurmuştur. 28 Şubat’ın faturası kimi hesaplamalara göre 400 milyar doları bulmaktadır. Bankaların battığı, kamu kaynaklarının hortumlandığı 2001 krizi 28 Şubat’ın en acı sonuçlarından olmuştur. On milyonlarca insanımız bir gecede fakirleşmiştir.
Darbelerin asıl tahribatı adalet sistemimizde ve siyasete güvende yaşanmıştır. Darbecilerin karşısında selam duran hukuksuz kararlara imza atan yargı milletimizin nazarında en büyük zararı kendi itibarına vermiştir. Yargımız bu itibar kaybını 15 Temmuz gecesi sergilediği destansı duruşla telafi edebilmiştir.
“250 bin TL tazminatı TÜRGEV ve Ensar’a verelim’ dedim”
Man Adası dediler, oradan 150 bin lira ceza, ardından 100 bin lira daha. Bana düşen de ne, ben de 150 bin artı 100 bini TÜRGEV ve Ensar Vakfı’na verelim, dedim. Hiç olmazsa Bay Kemal’in birkaç kuruşu da buralara nasip olsun.
CHP mevcut genel başkanın elinde siyasi ahlak yoksunlarının cirit attığı, FETÖ’den DHKP-C’sine kadar provokasyon üssüne dönüşmüştür.
62 sene evvel Türkiye’yi derin acılara sürükleyen, demokrasimizi kesintiye uğratan, ülkemize çok ağır bedeller ödeten bu çirkef siyaset tarzının yeniden sahnelenmesine asla izin vermeyeceğiz.
“Milletin çelikten iradesine kimse zincir vuramaz”
Milletin çelikten iradesine kimse zincir vuramaz. Türk demokrasisinin altını kimse oyamaz. Bu milletin hakkını, hukukunu hiç kimse çiğneyemez. Bu millete hizmet edenlerin kılına kimse dokunamaz. Ebedi ve ezeli kardeşliğimizi hiçbir sinsi senaryo bozamaz, bozamayacaktır.
Kavga siyaseti, 27 Mayıs öncesinde uyguladıkları siyaset tarzının yeni bir sürümünden ibarettir. Bu çirkef siyaset tarzının yeniden sergilenmesine asla izin vermeyeceğiz. Herkes bilsin ki Türkiye, demokratik bir hukuk devletidir. Türkiye, egemenliğin millete ait olduğu büyük bir devlettir. Ekonomisi ile dış politikası ile vizyonuyla güçlü bir devlettir. Sandık dışında yol arayanlar, daha şimdiden 2023 seçimlerine gölge düşürmeye çalışanlar akıllarını başlarına toplamalıdır, bu ülkede bir daha asla Yassıadaların kurulmasına müsaade etmeyeceğiz
Biz şu anda Irak’ın kuzeyinde de sınırlarımızın 30 km güneyinde yine terörle mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu millet Yunus’un, Mevlana’nın dili ile konuştuğu gibi yeri geldiğinde Dadaloğlu’nun, 15 Temmuz kahramanlarının dili ile konuşmayı da gayet iyi bilir. Bu millet sağ yanağına vurunca birilerinin yaptığı gibi sol yanağını çevirmez. Biz o sol yanağını çeviren korkaklardan değiliz.
“Biz kuklalarla değil, sizin iplerinizi tutan efendilerinizle mücadele ediyoruz”
Demokrasi ve Özgürlük Adası’ndan sesleniyorum: Aklınızı başınıza alın, ülkenize ve milletinize ihanet derecesine varan söylemlerinizi, hırslarınızı, davranışlarınızı artık bir kenara bırakın. Hayırda, eserde, hizmette yarışacaksanız biz sonuna kadar varız, şerrinizi sürdürecek, çirkefliğe devam edecek, iftira, hakaret ve tehdit yoluyla insanları sindirmeye çalışacaksanız bizim yolumuz, yöntemimiz değildir. Sizi milletimizin ferasetine havale ediyoruz. Biz kuklalarla değil, sizin iplerinizi tutan efendilerinizle mücadele ediyoruz.
2 No’lu barolara çağrı
Demokrasi ve Özgürlükler Adası artık yaslı değil. Allah’ın izniyle bu mücadeleyi de hep birlikte zaferle neticelendireceğiz. Tüm 2 Nolu baro üyesi arkadaşlarımıza sesleniyorum, daha çok çalışacaksınız, bu sayıyı ileri yükselteceksiniz. Geçmişte bu baronun ne durumunun ne olduğunu gayet iyi biliyorsunuz. Artık 2 No’lu baro, 1 No’lu baronun yerine geçmelidir. Her noktada 2023 diyoruz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***