İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” talebiyle Konak Eski Sümerbank önünde basın açıklaması yaptı. Bu hafta yapılan açıklamada 1948 yılında faili meçhul cinayete kurban giden Sabahattin Ali’nin akıbeti soruldu. “Kayıplar vicdandır sahip çık” ve “Failler belli kayıplar nerede” pankartlarının açıldığı açıklamada yazar Sabahattin Ali’nin fotoğrafları taşındı.
SORGUDA ÖLDÜ
Yazar ve şair Sabahattin Ali’nin 31 Mart 1948 sabahı yurt dışına çıkmak üzere İstanbul’dan ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamadığını söyleyen İHD İzmir Şube Yöneticisi Caner, “Sabahattin Ali’nin akıbeti bugüne kadar karanlıkta bırakıldı. 74 yıldır bütün faili meçhul cinayetlerde; Sabahattin Ali’nin katillerinin parmak izi var. Devletin resmi açıklaması ‘Sabahattin Ali Bulgaristan’a kaçarken, milli hisleri galeyana gelen kaçakçı tarafından öldürüldü.’ şeklinde olsa da Albay Talat Turhan, bir üst düzey emniyet görevlisinin ‘Sabahattin Ali sınırdan Kırklareli’ne getirildiğinde sorguya çekildi. Fakat konuşmadığı için sıkıştırıldı ve bu sıkıştırılma sırasında öldü. Hem de inleyerek kollarımda can verdi’ dediğine tanık olduğunu söyledi” ifadelerini kullandı.
NEREYE GÖMÜLDÜĞÜ BİLİNMİYOR
Gazeteci yazar Osman Balcıgil’in, “Yeşil Mürekkep” adlı kitabında da Sabahattin Ali’nin işkence sonucu öldüğünü yazdığını aktaran Canlı, sosyalist düşünceli olan Sabahattin Ali’nin polis tarafından sürekli izlendiğini kaydetti. Yazıları, yoksulluğu ve yolsuzlukları gündeme getirmesi nedeniyle “yıkıcı propaganda” yapmakla suçlandığını aktaran Canlı, “Hakkında soruşturmalar açılıyor, hapis cezaları veriliyordu. Çalışamaz, üretemez duruma getirilmişti. Yurt dışına çıkmak istiyor ama pasaport alamıyordu. Sonunda bir kaçakçıyla anlaşarak yurt dışına çıkmaya karar verdi. Ancak anlaştığı kaçakçı Ali Ertekin’in dönemin haber alma teşkilatı için çalışan bir ajan olduğundan habersizdi. Ertekin, O’nu sınırı geçeceğiz diye Kırklareli’ne götürdü. Sonrası ise bilinmezliğe terk edildi. Sabahattin Ali’nin aylar önce gömülen cansız bedeni, bir çoban tarafından 16 Haziran 1948 tarihinde Sazara Köyü ormanlık alanında bulundu. Sabahattin Ali’nin cenazesi ailesine teslim edilmedi. Yeniden defnedildiği yer açıklanmadı. Kendisi gibi mezarı da kaybedildi” diye belirtti.
‘BİLGİLER AÇIKLANSIN’
Sabahattin Ali’nin başına gelenlerin 74 yıldır tüm açıklığı ile bilinmediğine dikkati çeken Canlı, şunları söyledi: “Onun bir devlet komplosu sonucunda öldürüldüğü ve bedeninin kaybedildiği herkesin bildiği bir sır olmaya devam etti. 74 yıldır süren bu inkâr ve adaletsizlik artık son bulmalı; zaman aşımı zırhının arkasına gizlenmeden Sabahattin Ali’nin mezar yeri açıklanmalı ve kaybedilme süreci tüm açıklığıyla gözler önüne serilmelidir. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nde bulunan gizli dosyalardaki Sabahattin Ali ile ilgili bilgiler kamuoyuna açıklanmalıdır.
Sevdikleri, Sabahattin Ali’nin okurları, insan hakları savunucuları, O’nun; özgür, eşit ve adil bir Türkiye özleminin takipçileri olarak hakikat ve adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***