Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin eşi Olena Zelenska, “Herkes kendi acısını gidermek ve başkasının acısını azaltmak için elinden geleni yapıyor. Buna ‘dayanmak’ denilebilirse, dayanıyorum.” dedi.
Zelenska, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla 24 Şubat’ta başlayan savaşta yaşadıklarına ilişkin, AA muhabirinin sorularına yazılı yanıt verdi.
Savaş ortamında nasıl bir psikolojisi olduğu sorusuna yanıt veren Zelenska, “Sivillerin katledildiği Buça ve on binlerce insanın kaderinin belirsizleştiği yok edilen Mariupol’den sonra nasıl mı dayanıyorum? Her gün Kharkiv’e yağdırılan bombalardan sonra mı? Hayatını yitiren 200 çocuk ve sakat bırakılan binlerce çocuktan sonra mı? Belki burada havalı ve destansı bir şey söylemem gerekirdi ama ben her şeyden önce insanım ve her normal insan gibi acı hissediyorum. Her gün.” değerlendirmesinde bulundu.
Zelenska, haberleri açtığı zaman aklından ilk geçen şeyin “yeni bombardıman yaşanmaması” olduğunu vurgulayarak, “Rusya’nın yeniden ateş ettiğini görünce de ‘mağdurlar olmasın’ diye düşünüyorum. Fakat oluyor. Çünkü Rusya sivilleri vuruyor.” ifadelerini kullandı.
Aynı duyguları her Ukraynalının hissettiğine dikkati çeken Zelenska, şöyle devam etti:
“Sonrasında herkes işini yapmaya gidiyor. Herkes zafere yaklaşmak için yapmayı bildiği şeyi yapıyor. Ben de öyle yapıyorum. Kimileri savaşıyor, kimileri tedavi ediyor, farklı ülkelerdeki mevkidaşlarımızla birlikte Ukrayna’daki hasta çocukların yurt dışına tahliyesini sağlıyoruz. Ukrayna’ya tıbbi teçhizat ve yeni doğanların her şeye rağmen hayatta kalması için kuvöz getiriyoruz. Kiev ve kuzey bölgelerimiz kurtarıldıktan sonra oradaki hanelere ihtiyaçlarını temin etmeye başladık. Ve tabii ki Rus ordusunun sözüm ona bizi kurtarmak için geldiği Ukrayna’da yaptıklarını anlatmak için enformasyon cephesinde devamlı çalışıyorum. Herkes kendi acısını gidermek ve başkasının acısını azaltmak için elinden geleni yapıyor. Buna ‘dayanmak’ denilebilirse, dayanıyorum.”
“973 çocuğumuz Türkiye’ye tahliye edildi”
Zelenska, Türkiye’ye getirilen Ukraynalı yetimlerle ilgili olarak, “Savaş başlamadan 3 hafta önce Kiev’de Emine Erdoğan ve eşini ağırlıyorduk. Bu ziyaret, ülkelerimiz arasında tesis edilen diplomatik ilişkilerin 30. yıl dönümünde gerçekleştirildi. Çok sıcak bir görüşme yaptık. Son zamanlarda Kiev’i ziyaret eden çok sayıda Türk turist için özel olan Aziz Sofya Katedralinde Türkçe sesli rehber hizmetinin açılışını yaptık. Bunlar sadece 2 ay önce yaşansa da şu anda başka bir hayatmış gibi geliyor. Çünkü o zamandan beri hayatımız tamamen değişti.” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’la savaş öncesi dönemde başlayan dostluklarının devam ettiğini ve hatta daha da güçlendiğini vurgulayan Zelenska, “Rusya ‘özel operasyon’ hakkında yalan söylemeye devam ederken, Emine Erdoğan Hanımefendi, Rusya’nın bize karşı başlattığı savaş sırasında video mesajını paylaşarak dayanışma ve destek gösterdi. Bunun için kendisine minnettarım.” değerlendirmesini yaptı.
Zelenska, “Çocuklarımız için güvenli bir yer aramaya başladığımızda (Ukrayna’da hiçbir yer güvenli değil, çünkü Ruslar her yere füzeyle saldırabilir), Türkiye en çok tercih ettiğimiz yerler arasında oldu. Bize bu konuda destek vermesi için Emine Hanım’a başvurdum. Ukraynalı çocukların tahliyesi için Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği, Ukrayna’daki yerel yönetim temsilcileri, hayırseverler ve gönüllüler başta olmak üzere emeği geçen kalabalık bir ekibin çabalarıyla 973 çocuğumuz Türkiye’ye tahliye edildi. Kısacası Türkiye’nin desteğini sözleriyle değil eylemleriyle hissettik.” şeklinde konuştu.
“Gizlenmek utanç verici”
Güvenlik kaygıları nedeniyle gizli bir yerde yaşayan Zelenska, “gizlenmenin utanç verici bir durum olduğuna” işaret etti.
First Lady, “Bu utancı her an yaşıyorum. Bunu hiçbir zaman affetmeyeceğim. Hayati tehlike tüm Ukrayna kadınları, erkekleri ve çocukları için her zaman var. Hepimizi yok etmenin imkansız olduğu aşikar. Ve hayatta kalan hiç kimse bu duyguyu asla unutmayacak.” ifadelerine yer verdi.
“Tecavüz vakalarının korkunç boyutlarda olduğunu anlatmak zorundayız”
Zelenska, Ukraynalı kadınlara yönelik tecavüz haberlerine ilişkin konuşmanın sıradan cinayetlerden bahsetmekten daha korkunç olduğuna dikkati çekerek, “Çünkü mağdurlar acı çekmeye devam ediyor. Onlar cinayetle kıyaslanabilecek kadar büyük bir korku ve tekrar tekrar hatırladıkları bir savunmasızlık yaşadı. Yaşadıkları bu korku ve çaresizlik, anılarında tekrar tekrar tazeleniyor.” görüşünü paylaştı.
“Öldürme, yıkılan-parçalanan bir hayattır. Tecavüz de kırılan bir hayat ama tecavüzün ardından insan kendini parça parça da olsa toplayarak bir şekilde yaşamak zorunda kalıyor.” değerlendirmesinde bulunan Zelenska, şöyle devam etti:
“Mağdurların maruz kaldığı tecavüzden bahsetmesi, yakınları ölen akrabaların (konuşmasından) durumundan daha zor. Çünkü çıkıp ‘bana bunu yaptılar’ demek, bunu tekrar yaşamak gibi oluyor. Bu yüzden, yeni bir travma yaşatmamak için bu olayları dikkatli bir şekilde paylaşıyoruz. Fakat Rusların Ukraynalı kadınlara yönelik tecavüz vakalarının korkunç boyutlarda olduğunu anlatmak zorundayız.”
Zelenska, yaşananlar için, “Rus ordusu yağmacı ve sivil katili olmanın çok ötesine geçti. Acı çektirmekten zevk alan kitlesel bir manyak olarak karşımıza çıktı. Manyaklar da gücünü adil muharebede değil savunmasız insanlar üzerinde gösteriyor. Ombudsmanımız Ludmila Denisova tüm bu vakaları kaydediyor. İlgili makamlarımız – Rus asker diyemeyeceğim – canavarların, Buça’da zorla tuttukları 25 kadına yaşattıklarını biliyorlar. Bunun sonucunda 9 kadın hamile kaldı. Biz ‘kadın’ diyoruz ama aralarında reşit olmayan küçük kızlar da var!” ifadelerini kullandı.
“Lütfen susmayın, bu acıyı içinizde tutmayın”
Zelenska, tecavüz haberlerine dair, şunları kaydetti:
“Anneye tecavüz etmek için babanın öldürüldüğü Kiev bölgesinde yaşanan korkunç olayı da biliyoruz. Bunu yapmak için üç defa dönüp geldiler. Ama kadın çocuğunu kurtarmak için kendinde kaçma gücünü buldu. Sonrasında, en çok korktuğu şeyin, oğlunun bahçede kurşuna dizilen babasını görmesi olduğunu anlattı. Makarov’da yaşayan Tetiana’nın hikayesini de biliyoruz. Kadirovcular ona önce tecavüz etti, sonra da onu bıçaklayıp öldürdü. Nihayetinde bir barınak bulan köpeği ise sahibini haftalarca boşuna bekledi. Yaşatılan bu vahşetin Ruslar tarafından nasıl göründüğünü de biliyoruz. Ve galiba öğrendiğimiz en korkunç şey şu oldu; bir Rus kadın eşiyle yaptığı telefon görüşmesinde ona açıkça ‘Ukraynalılara tecavüz et ama bana anlatma’ diyor. Buna inanmak bile güç. Fakat geçenlerde Radio Svoboda, hem o Rus’u hem de eşini tespit etti. O insanlar gerçekten de vardı. Böyle düşünen ve davranan insanlar gerçekten var. Yani bu bir tesadüf değil. Bu, karşı konulamaz suç işleme dürtüsü değil. Bu, sivil Rus toplumunun bir kısmı tarafından hoş görülen planlanmış alaycı bir tecavüz. Bu durumda ne diyebilirim ki? Bunu, Rusların Ukraynalıların evlerinden çamaşır makinelerini veya giysileri çalarken yaptıkları yağmacılığı, vahşilik veya sefillikle açıklayamayız. Burada psikiyatriste ihtiyaç var. Bu çok tehlikeli ve üstelik kitlesel bir sorun. Rusya topluca bunu kınamadığına göre, belki de tüm Rusya’yı ilgilendiren bir sorundur.”
Zelenska, Ukraynalı kadınlara ve kızlara, “Siz paha biçilemezsiniz. Hayatlarınız paha biçilemez. Size olanlar silahlı manyakların suçu. Lütfen susmayın, bu acıyı içinizde tutmayın, bizimle konuşun, güvendiğiniz insanlarla konuşun. Bu canileri cezalandırmamıza yardım edin. Canlarım, her birinize sarılıyorum. Tüm sıcaklığımız ve sevgimiz sizinle. Kendinize gelmeniz ve tam anlamıyla hayata devam etmeniz için her şeyi yapacağız. Hem de mutlu bir şekilde! Çünkü siz en iyisini hak ediyorsunuz.” çağrısında bulundu.
“Birinin yaşadığı acıyı siz de hissediyorsunuz”
Kendisine korku veya cesaret veren duygular olup olmadığına ilişkin Zelenska, “Size binlerce Ukraynalının korkunç kaderini anlattım. Açıkçası bunlardan sonra kendi adıma endişe duymak için pek duygu kalmıyor. Tüm korku, öfke ve gözyaşı şu an daha kötü durumda olanların yanında.” ifadelerini kullandı.
Zelenska, Ukrayna halkının şu an tek vücut olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
“Birinin yaşadığı acıyı siz de hissediyorsunuz. Cesaret için de aynı şey söz konusu. Savaşın dehşet verici olaylarına rağmen Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin nasıl savaştığını, Mariupol’deki bodrumlarda bulunan insanların oradan çıkar çıkmaz başkalarına yardım etmek için nasıl gönüllü olduğunu, Rus hava bombalarından oluşan enkazları her gün temizleyen Ukrayna Acil Durum Servisi ekiplerinin veya bombardıman altında tahliye trenlerini süren demiryolu çalışanlarının nasıl çalıştığını görüyorsun. Cesaret budur. Birileri seninle o cesareti paylaştığında sen de başka biriyle onu paylaşmadan duramıyorsun.”
“İş birliğinin temeli barış zamanında atıldı”
Zelenska, savaşın ilk gününden beri dünya liderlerinin eşlerinden mektuplar aldığını, ilk başta destek amaçlı gelen mektupların net yardım teklifi içeren mektuplara dönüştüğünü aktardı.
Birçok First Lady ile iş birliğinin temelinin barış zamanında atıldığını hatırlatan Zelenska, “Sadece Ağustos 2021’de (Bağımsızlığımızın 30. yıl dönümünden bir gün önce) Kiev’de ilk Hanımefendiler ve Beyefendiler Zirvesini gerçekleştirdik. Şimdi ise onlar yurt dışında bulunan vatandaşlarımıza aktif şekilde yardım ediyor.” bilgisini paylaştı.
Zelenska, birlikte yetim çocukların tahliyesi, onkoloji hastalarının tedaviye gönderilmesi, eğitim ve kültür girişimleri ile ilgili projelerin hayata geçirilmesi gibi bir dizi projeleri başlattıklarını ve üzerinde çalıştıklarını kaydederek, “Çocuklarımıza yeni şehirlere ve ortama adaptasyon sürecinde, alıştıkları düzenin organize edilmesinde, yeni dostlar edinmelerinde ve sosyalleşme ve yaşıtları ile birlikte vakit geçirmelerinde yardımcı olan dost Hanımefendilere çok minnettarım.” mesajını verdi.
ABD Başkanı Joe Biden’ın eşinin kendisiyle iletişime geçip geçmediği sorusuna karşılık Zelenska, “Jill Biden şahsen iletişime geçmedi. Onunla iş birliğimizin en yakın zamanda başlamasını umuyorum.” yanıtını verdi.
“Geleceğimize ve dahası zaferimize inanıyoruz”
Zelenska, gelecekte Rusya’yla olası bir barışa ilişkin,”‘Barış istiyorsan savaşa hazır ol’ derler. Başka bir deyim daha var: ‘Her şeyin hızlı bir şekilde çözülmesine inananlar herkesten önce kaybeder’. Ama inanmamak da başka bir aşırılıktır. Nazi toplama kamplarını yaşamış önde gelen psikologlardan Viktor Frankl, onları ‘Geleceğine inanmayan şimdiden ölmüştür’ sözleriyle anlatmıştır.” yorumunu yaptı.
First Lady, yanıtlarını, “Geleceğimize ve dahası zaferimize inanıyoruz. Bu zaferi gerektirecek her mesafeye hazırız. Bu zafer beklediğimizden daha erken olursa elbette daha çok seviniriz.” mesajıyla tamamladı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***