TikTok geçen yıl sadece üç ayda platformuna yüklenen 80 milyon videoyu kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle kaldırdı. Yapay zekanın sildiği bu videoların 94,2’sini henüz kimse görmemişti.
“Şiddet gösteren içeriklerin” peşindeki sistemler 17 milyonunu otomatik olarak kaldırmıştı.
Diğer sosyal medya şirketlerinin de benzer bir hikayesi var. Her gün binlerce saatlik içerik paylaşımdan kaldırılıyor.
Şimdi bazıları şunu soruyor, büyük teknoloji şirketleri Ukrayna’daki savaş suçlarının izlerini de kaldırıyor mu?
Şiddet içerikleri
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Ukrayna’yı işgal etmeye karar vermeden önce TikTok halihazırda son derece popülerdi. Fakat savaş platforma çağ atlattı.
Ukrayna etiketiyle paylaşılan videolar milyarlarca kere izlendi.
Ancak Ukraynalıların bölgeden yüklediği videolar sadece “beğeni” almaktan çok daha fazlasını ifade ediyor.
Bir gün savaş suçlarını kanıtlamak için tamamlanmaya çalışılan bir yapbozun parçası olabilirler.
Ancak bu videolar aynı zamanda TikTok ve diğer sosyal medya araçlarının şiddet dolu içerik kurallarını ihlal ediyor olabilir.
TikTok kuralları platformun yaratıcılığı desteklediğini, ancak şiddet içeriklerini kabul etmediğini; sansürsüz, sadist veya tüyler ürpertici içeriğe izin verilmediğini belirtiyor.
Hepsi olmasa da bazı insan hakları ihlallerinin görüntüleri de bu kategorilere girerek siliniyor olabilir.
‘Büyük olay’
Araştırmacılar TikTok’ta ya da Meta, Twitter ve YouTube gibi diğer sosyal medya platformlarında yer alan Ukraynalıların ürettiği videoların ne kadarını kaldırdığının bilinmediğini söylüyor.
Witness program direktörü Sam Gregory, “TikTok diğer şirketler gibi şeffaf değil ve hiçbiri o kadar şeffaf değil” diyor ve ekliyor:
“Neyin görünmediğini ve kaldırıldığını bilmiyorsunuz çünkü şiddet dolu içerikti fakat olası bir kanıttı. Burada büyük bir olay var”.
Bu sosyal medya platformlarının ilk kez savaş suçu kanıtlarıyla baş etmek zorunda kalışı değil.
Suriye Savaşı sırasında da benzer problemler doğmuştu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü yıllardır savaş bölgelerinden yüklenen fotoğrafların toplandığı bir sistem kurulması için çağrıda bulunuyor ancak şu ana kadar başarılı olamadı.
Savaş araştırmaları uzmanı Belkis Wille, “Şu an için böyle bir şey mevcut değil” diyor. Bu kaldırılan görüntülere ulaşmak için uygulanması gereken prosedürü açıklıyor:
“Yetkililer sosyal medya şirketlerine yazabilir ya da mahkeme emri için başvurabilir. Fakat şu an işleyen süreçte kimse tüm bu içeriğin nerede olduğuna dair kesin bir bilgiye sahip değil”.
Bu soruşturma için gerçek bir sorun.
Ancak bütün sosyal medya platformları aynı politikalara sahip değil.
Telegram, Ukrayna’dan paylaşılan videolar konusunda son derece önemliydi.
Twitter veya Facebook’tan kaldırılan görüntüler Telegram’da kalmaya devam etti.
Wille, “Biz kurum olarak en değerli bazı video ve fotoğrafları Telegram’dan aldık” diyor.
Başka bir önemli faydası daha var.
Facebook ve Twitter gibi sosyal medya şirketleri bir görüntü ya da videonun metadatasını yani içeriğin nerede ve ne zaman oluşturulduğunu gösteren dijital kimliğini otomatik olarak kaldırıyor.
Wille, Telegram’da ise bu metadatanın kaldırılmadığını belirtiyor.
İnsan hakları ihlalleriyle ilgili veri toplama üzerine çalışan Eye Witness projesinin direktörü Wendy Betts, insanları olasılı savaş suçlarını kendi oluşturdukları uygulamaya kaydetmeye çağırıyor. Böylece veriler mahkemede kullanılmak üzere burada toplanabiliyor.
Ancak bu çözümler tatmin edici değil.
Tüm sosyal medya şirketlerinin kullandığı, her şeyin depolandığı tek bir yer olmadığı sürece önemli kanıtlar gözden kaçabilir.
Farklı cevaplar
Bazı durumlarda, sosyal medya şirketlerinin bu videoları depolayıp depolamadığı ya da belgeleyip belgelemediği de tam olarak bilinmiyor.
BBC News TikTok, Google, Meta ve Twitter’a bu alandaki politikalarını sordu.
TikTok kendi kullanıcılarının korunmasıyla ilgili politikasını yönlendirdi ancak sorulara cevap vermedi. Bir temsilci, “Şu anda bu bilgi dışında paylaşacağımız daha fazla bir şey yok” dedi.
Ancak Twitter ya da Google cevap vermedi.
Yalnızca Meta belli ölçüde cevap verdi.
“Bu tip içeriği yalnızca zaferi yüceltiyorsa ya da diğerlerinin acı çekmesini destekliyorsa veya içerik son derece şiddetliyse kaldırırız. Örneğin parçalanan bir beden varsa” diyor bir temsilci.
“Özellikle Ukrayna’daki savaşla ilişkiliyse bu tip içeriği kaldırsak da korumak için bir yol arıyoruz.”
Bu dört büyük teknoloji şirketinden gelen cevaplar hikayeyi anlatmaya yetiyor.
Hepsinin ortak paylaştığı bir sistem, bir politika yok.
Bu gerçekleşene kadar da kanıtlar kaybolmaya ve unutulmaya devam edecek.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***