Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi Parkı davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan iş insanı Osman Kavala için “Bunlar uluslararası hukuku da bilmiyorlar. Artık AİHM’lik iş kalmadı, bitti o iş. Çünkü burada hüküm giydi. Hüküm giydiği için bu işin AİHM’le artık alakası yok. AİHM alacak, bakacak edecek ama ‘hüküm giydi’ diyecek, bu işi artık masadan kaldıracak” sözleri tartışmalara neden oldu.
Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıcı ve emekli büyükelçi Rıza Türmen, “AİHM açısından davaya baktığınızda ortada Kavala’nın hukuka aykırı biçimde hürriyetinden mahkûm edilme meselesi var. AİHM için Kavala tutuklu mu, hükümlü mü hiç mi hiç fark etmez, dosyayı karara bağlayacaktır” dedi.
T24’e konuşan Türmen, “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı tabii ki AİHM incelemesi bakımından sonuçlar doğuracak. Bir kere Türk hükümetinin tezi; AİHM’nin 2019 yılında verdiği karar Gezi davası ile ilgiliydi, TCK’nın 312. maddesi ile ilgiliydi ve hükümeti devirmek suçuyla ilgiliydi. O suçtan beraat etti ve tahliye edildi. Türk hükümetine göre, (böylece) AİHM kararı uygulanmış oldu. Türk hükümeti, şu andaki tutuklamanın casusluk suçundan, 328. maddeden yapıldığını söyledi. Bakanlar Komitesi bunu da reddetti. ‘Bütün olgular aynı’ dedi. ‘Bu da diğer tutuklamanın devamı’ dedi. Yeni bir durum ortaya çıktı, çünkü mahkeme yine 312. addeden mahkûmiyet kararı verdi. 328’den (casusluk suçlamasından) beraat etti. O zaman neden casusluktan suçlandı Kavala? Mahkeme, Türk hükümetinin tezini çürüttü” ifadelerini kullandı.
‘BU GÖRÜŞ AİHM TARAFINDAN KABUL EDİLMEZ’
Türkiye’nin kararla birlikte Kavala’nın tutuklu statüsünden çıkıp, hükümlü statüsüne girdiği ve ortada uygulanmayan bir dava kalmadığı yönünde savunma yapabileceğine dikkat çeken Türmen, “Bu görüşün AİHM tarafından kabul edileceğini hiç sanmıyorum. AİHM açısından davaya baktığınızda, ortada Kavala’nın hukuka aykırı biçimde hürriyetinden mahkûm edilme meselesi var. Özgürlüğünden yoksun kılınmasını AİHM, kendi kararında (sürecin) neden meşru bir kuşkuya dayanmadığını, neden haksız olduğunu uzun uzun anlatmıştır. Suçluluğu gösteren hiçbir delil olmadığını söylemiştir” dedi.
Serbest Görüş:
‘İKTİDAR ÇEVRELERİ ANLAMIYOR’
Rıza Türmen şöyle devam etti:
“Kaldı ki 18. maddeden mahkûmiyet. İktidarın, Kavala’yı susturmak için bu yola gitti mahkûmiyeti. AİHM açısından şartlar şimdi de geçerli. Hürriyetinden yoksun olma durumu var. Tutuklu mu, hükümlü mü olduğu hiç mi hiç fark etmez AİHM için. O nedenle Türkiye böyle bir görüş ileri sürecek olursa, ki öyle olacağını sanıyorum, Verilen süre 11 Mayıs’ta bitiyor, onun için (davanın) bu tarihte bitmesi istendi.
Böyle bir argüman ileri sürülür ve argüman reddedilirse AİHM, Türkiye’nin kararı uygulamadığına hükmedecektir. Türkiye, kararı uygulamak zorundadır. Neden iktidar çevreleri bunu anlamıyor, anlayamıyorum. Türkiye bir sözleşmeye taraftır ve bu sözleşmenin 46. maddesine göre AİHM kararları bağlayıcıdır. Çok basit bir mesele bu. Açık. Yorumlanacak bir tarafı yok. Buna rağmen hâlâ Türkiye’de bu tartışılıyor.
Türkiye, 12 Eylül döneminde bile Avrupa Konseyi’nden ihraç edilmedi ama AİHM bu tespiti yapar ve karar uygulanmazsa ihraç edilebilir. Askeri yönetimde uygulanmayan bir yaptırımın şimdi uygulanması nereye geldiğimizi göstermesi bakımından çok enteresan olur.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***