Katolik Kilisesi lideri Papa Francesco, Ukrayna işgalini kınadığı mesajlarında Rusya’nın ya da Vladimir Putin’in adını anmaktan kaçınması nedeniyle kendisini Rusya yanlısı olmakla suçlayan gazetecilere tepki gösterdi.
Papa, bu gazetecileri dezenformasyon ve “koprofili” (dışkı sevicilik) ile suçladı.
Bu suçlama, Papa’nın memleketi Arjantin’den bir gazeteciye bu konuda yazdığı bir mektupta ortaya çıktı. Arjantinli gazeteci Gustavo Sylvestre, Papa’nın mektubunu sitesinde yayımladı.
7 Nisan tarihli mektupta Papa, Arjantin’de yürütülen “dezenformasyon kampanyası” konusunda endişelerini dile getiriyor.
“Medyanın yoğun saldırılarından” yakınan Papa şunları söylüyor:
“Gazetecilerin düşmeye meyilli olduğu bazı günahlar var: Dezenformasyon, iftira, karalama ve koprofili.
“Bana, bazı yazarların bu makaleler için ödeme aldığı söylendi. Yazık! İletişim gibi böylesine asil bir meslek böyle kirletiliyor.”
Arjantinli gazeteci Gustavo Sylvestre bu yazışmanın, yerel basında Papa’nın Putin ya da Rusya ile yakın gösterilmeye çalışılması yönündeki “operasyonlar” bağlamında gerçekleştiğini belirtti.
Papa Francesco daha önce de gazetecilerin dezenformasyon yapmasını “koprofili” diye nitelemişti. 2016’da Belçikalı Katolik yayın organı Tertio’ya verdiği söyleşide, karalama, yanlış bilgi verme, sürekli skandal yaratma isteğinin “koprofili hastalığına yenik düşmek” olduğunu söylemişti.
NYT: ‘Savaşı kınıyor ama saldırganı kınamıyor’
Papa Francesco, Ukrayna işgalinin başından beri savaşı “katliam”, “vahşet”, “korkunç bir zulüm” gibi ifadelerle kınayarak defalarca “silahlar sussun” çağrısı yaptı.
Son olarak Nisan başında Malta gezisinde sarf ettiği “Çağdışı milliyetçi çıkarlara kapılarak çatışmaları kışkırtan bazı hükümdarlar” ifadesi de Rusya lideri Vladimir Putin’e yönelik bir eleştiri olarak yorumlandı.
Ancak Papa’nın ağzından bu bağlamda “Putin”, “Moskova” ya da “Rusya” sözcükleri duyulmadı.
Bu tercih, aralarında bazı basın kuruluşlarının da yer aldığı bir kesimden tepki çekti.
Bunların içinde en ses getirenlerinden biri de geçen ay New York Times’ta (NYT) yayımlanan “Papa, Ukrayna’daki savaşı kınıyor ama saldırganı kınamıyor” başlıklı makaleydi.
Papa Francesco’ya yakın çizgideki “ilerici Katolik” haber sitesi National Catholic Reporter (NCR) da bir başyazıyla Papa’ya doğrudan Putin’in adını anması çağrısı yaptı.
NCR “Perde arkasında ne oluyorsa olsun, Francesco’nun Ukrayna’ya kanlı saldırı hakkındaki gerçekleri olduğu gibi söylemesinin vakti geldi. Putin’in savaş çığırtkanlığından net şekilde söz etme vakti…” diye yazdı.
Diplomasi kanallarını açık tutma isteği
Vatikan’a yakın kaynaklar ise Papa’nın doğrudan Rusya ya da Putin’i hedef almamasının ardında, diplomasi kanallarını açık tutma isteğinin yattığını vurguluyor.
Vatikan’dan, Rusya ile Ukrayna arasında barış görüşmelerine aracılık etme önerileri gelmişti.
Papa Francesco’nun, işgali destekler açıklamalar yapan Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill ile yüz yüze görüşmek istediği de biliniyor.
Bu görüşmenin yaz aylarında Ortadoğu’daki bir ülkede gerçekleşmesi yönünde planlar yapılıyor.
Kutsal Cuma töreni planına tepki
Papa’nın bu akşam yöneteceği Kutsal Cuma töreni de benzer bir tartışmaya yol açtı.
Kolezyum’da yapılacak “Haç Yolu” töreninde bir Rus ve bir Ukraynalı kadının birlikte haç taşıması planlanıyor.
Ukrayna’nın Vatikan Büyükelçisi Andrii Yurash, bu planın Ukraynalılarda endişe yarattığını söyledi.
Ukrayna Katolik Kilisesi Başpiskoposu Sviatoslav Şevçuk da Rus ve Ukraynalı kadınların birlikte haç taşıması fikrini “uygunsuz” bulduğunu belirtti.
Şevçuk “Bu plan, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı askeri saldırısını bağlam dışında tutuyor” diyerek tepki gösterdi.
Papa’ya yakınlığıyla bilinen Cizvit din adamı ve La Civilta Cattolica dergisinin yayın yönetmeni Antonio Spadaro ise bu tepkilere yanıt olarak yaptığı açıklamada Papa’nın “uzlaşma ruhuyla” hareket ettiğini savundu.
Ukrayna Rum Katolik Kilisesi Başpiskoposu Şevçuk ise “Halklar arasında uzlaşma ancak savaş bittiğinde ve insanlığa karşı suçlar işleyenler mahkum edildiğinde mümkün olabilir” dedi.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – ÖVGÜ PINAR
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***