Urfa’nın Merkez Eyyübiye ilçesine bağlı Micit (Çalışkanlar) Mahallesi’nde, Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü özel harekat birimleri tarafından atış ve eğitim yeri olarak kullanılan alanda 16 yaşındaki Muharrem Aksem’in parçalanmış cansız bedeninin bulunmasına yönelik tepkiler büyüyor.
Aksem’in yaşamını yitirmesine dair hazırlanan ön otopsi raporunda, vücuduna saplanan 12 adet metal cisim bulunduğu, göğse giren bu delici cisimlerin kemik kırıklarına sebebiyet verdiği, sağ elinin bileğinden koptuğu ve kıyafetlerinin değişik bölgelerinde delikler bulunduğu tespit edildi.
Aksem’in ölümüne ilişkin HDP tarafından Meclis gündemine taşınan İHD Urfa Şubesi’nin raporu ise, ihmaller zincirini gözler önüne serdi. Raporda, eğitim atışlarının yapıldığı bölgenin atış müfredatına uygun olmadığına, tehlikeye dikkat çeken kırmızı flama dikilmediğine, bölgenin genellikle hayvancılıkla geçimini sağlayan köylülerin kullandığı bir mera olduğuna, buna rağmen güvenlik önlemlerinin alınmadığına, çok sayıda patlamış ve patlamamış mühimmatın bulunduğuna ve bölgede ikamet eden yurttaşlara duyuru yapılmadığına işaret edildi.
‘DÜŞMAN HUKUKU BİLE UYGULANMIYOR’
Bölgede peş peşe gelen çocuk ölüm haberlerini ANF’den Zeynep Kuray’a değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı Eren Keskin, savaş ve çatışmalı ortamların en büyük mağdurlarının her zaman kadınlar ve çocuklar olduğunu vurguladı.
Muharrem Aksem’in bu şekilde katledilen ilk çocuk olmadığını hatırlatan Keskin, İHD Amed Şubesi’nin hazırladığı silahlı çatışma ortamında Çocuklara Yönelik Yaşam Hakkı İhlalleri Raporu’nda, 2011-2021 yılları arasında 228 çocuğun yaşamını yitirdiğinin, bunlardan 39’unun ise ölüm nedeninin mayın-serbest bırakılan patlayıcılar olduğunun belirtildiğine dikkat çekti.
Buna rağmen hiçbir failin cezalandırılmadığına işaret eden Keskin, Aksem’in de sistematik hale gelen cezasızlık politikası nedeniyle hayatını kaybettiğinin altını çizdi. Bu cezasızlığın artık düşman hukukunu da aştığını vurgulayan Keskin, “Biz her zaman düşman hukuku işletildiğini belirtiyoruz ama düşman hukukunun bile bir sistemi var. Burada düşman hukuku bile uygulanmıyor, büyük bir hukuksuzluk ve büyük bir cezasızlık söz konusu. Daha iki gün önce, 5 yaşındaki Efe Tektekin’e zırhlı araçla çarpan polis beraat etti” dedi.
Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne imza attığını ve çocuğun yaşam hakkını koruma taahhüdünde bulunduğunu anımsatan Keskin, ancak hiçbir taahhüdün yerine getirilmediğini söyledi.
Muharrem Aksem’in adeta bir atış hedefi haline getirildiğini belirten Keskin, İHD Urfa Şubesi’nin konuya ilişkin raporuna atıfta bulunarak, “Kamuya açık bir alanda atış talimi yapılması zaten yasa dışıyken, bir çocuğun bu şekilde katledilmesi korkunç bir şey” vurgusunda bulundu.
‘SİYASETİN TAVIR ALMASI GEREKİYOR’
Yaşanan çocuk ölümleri karşısındaki duyarsızlığa da tepki gösteren Keskin, Muharrem Aksem’in ölümünün kendilerine muhalif diyen televizyon kanallarında haber konusu bile yapılmadığına işaret etti.
Muhalefet olduğunu iddia eden partilerin de bu konuda tek bir kelime etmediğini dile getiren Keskin, “Kürt’ün çocuğunun ölümüne karşı bütün coğrafyada büyük bir sessizlik hakim. Acı olan da bu. Zaten bu cezasızlığı da besleyen bu sessizliktir” diye konuştu.
Bu kadar hukuksuzluğun olduğu bir yerde bu cinayetlerin bilinçli mi bilinçsiz mi işlendiğini tartışmaya bile gerek olmadığını ifade eden Keskin, bunu yapanların zaten başlarına hiçbir şey gelmeyeceğini bildiklerini, bu nedenle bu kadar rahat ve fütursuzca davrandıklarını kaydetti.
Yaşananların Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti olmamasından kaynakladığını vurgulayan Keskin, sadece kendi iç hukukunu değil, altına imza attığı uluslararası sözleşmeleri de ihlal eden devletin işlettiği ‘hukukun’ ise bütün hak ihlallerinin kılıfı olduğunu belirtti.
Bu cinayetlerin önüne ancak siyasetin yüksek sesle tavır almasıyla geçilebileceğini ifade eden Keskin, “Bu siyasi bir meseledir ve siyasetin bu duruma yüksek sesle tavır alması gerekir. Ama görüyoruz ki, tavır alanlar HDP ve birkaç sosyalist partiyle sınırlı kalıyor. Onların dışında tavır alan tek bir parti yok. Bu duruma artık siyasetin el atması lazım. Kendilerine muhalifim diyen siyasilerin, çocukların bu şekilde katledilmesini gündeme getirmesi gerekiyor” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***