İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, imam hatip lisesi mezunlarından üniversite öğrencilerine, işsiz gençlerden esnaflık yapana kadar farklı kesimlerinden 28 gençle bir araya geldi.
Gençlerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, sefer sayıları hakkında, “Otobüs ve toplu taşıma, yolculuk, sefer sayısı, gece 00:00’da bitmemesi, hatta sabaha kadar devam etmesi… Bu talep, çok doğru bir talep. İstanbul’un da istediği bir talep. Hafta sonlarında bazı metro hatlarımızı 24 saat çalıştırmaya başladık. Metrobüs gibi bazı noktalarda yine 24 saat temelli çalıştırmayı yoğunlaştırmaya gayret ediyoruz. İstanbul, 7/24 yaşayan bir kent. Ve mümkün olduğu kadar bu hizmeti artırmaya özen göstereceğiz. Biraz el frenine bastık. Niye? Çünkü pandemi hepimizi inanın perişan etti. Özellikle toplu taşımayı. Çok büyük zararlar etti toplu taşıma bütün dünyada, bütün şehirlerde. Ve bu konuda hiçbir destek almadık” dedi.
İmamoğlu, ulaşıma gelen zamla ilgili olarak, “Göreve gelir gelmez, 80 lira olan abonmanı 40 liraya indirdik. Kimsenin aklında bu yoktu. Bugün 109 lira. Ama bizim göreve geldiğimiz günle bugün arasında, akaryakıt aslında üç katı. Biz o indirimi yapmasaydık, aslında 80 lira olsaydı ulaşım, bugün ulaşım abonmanı 250 lira olacaktı. Dolayısıyla ve inanın ki Türkiye’deki en ucuz abonman kartı İstanbul’da” dedi.
“Milletle dalga geçmeyin”
İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:
“Peki niçin zam yaptık? Bizim elimizde değil. Belediyeler zam yapmanın sebebi olamaz. Biz, sonucuz. Yani bu ülkede, enflasyonun artışının sebep belediyeler değildir. Bu ülkede, akaryakıtın artışının sebebi belediye değildir. Bu ülkede, elektrik zammının sebebi belediye değildir. Bunların hepsi, ekonomi yönetiminin sonucudur. Ekonomiyi kim yönetiyor? Bu ülkenin hükümeti yönetiyor. Biz, mecbur kalıyoruz. Memleketi zora sokan, hükümetin kendisi. Şimdi, ‘Gençlere yapılan bu zammı İBB’nin karşılaması için önerge vereceğiz’ diye açıklama yapanlar var orada. Onu yapacağına, git kardeşim mazot fiyatında indirim yap. Ya da mazottan, toplu taşımada ÖTV alma veya benzinden ÖTV alma. Ben, sadece gençlere değil, bu ülkenin her insanına bunu yansıtayım. Böyle kandırmaca akıllarla milletle dalga geçmeyin.
“Değişim, bir kişinin seçilmesiyle olmaz”
Değişim, bir kişinin seçilmesiyle olmaz. Türkiye’de değişim, aslında bir zihinsel değişimle mümkün. Ve her genç arkadaşım, kendi geleceğini düşünmek zorunda. Ben, ‘Gidin siyasetçi olun, partilere üye olun’ demiyorum. Ama sağlıklı, akılcı, ihtiyaçlara çözüm bulan, insanları birbiriyle yarıştıran değil, insanları birbiriyle karıştıran ya da birbiriyle münakaşa ettiren de değil… Benim için herkes aynı. O bakımdan bu şehrin, bu ülkenin sorunlarına çözüm bulan, gençlerini dinleyen, çocukları dinleyen, onların geleceklerine sağlıklı projeleri ekonomide, eğitimde, sanayide, üretimde, teknolojide, tarımda, aklınıza gelecek her hususta bir süreç tanımıyla ortaya koyan, aynı zamanda ‘ben çalışırsam, hakkımı alırım’ adalet duygusunu ön planda tutan, adamcılık, kayırmacılık, tanıdık vesaire vesaire kavramlar üzerinden değil, herkese eşit bir sistem sunan anlayışa mutlaka destek olmalısınız. Tabii bunları zaman içerisinde, siyaset süreci olgunlaştığında, seçim takvimi geliştiğinde daha çok konuşacağız, daha çok dertleşeceğiz. Biz de anlatacağız, siz de bizleri dinleyeceksiniz. Başkalarını da dinleyeceksiniz. Ama en doğru kararı verme konusunda ve aktif rol alma konusunda, en fazla gençlerin bu mücadelenin içinde olması gerektiğini düşünüyorum. Diğer konu kolay. En doğru kişi tercih edilir ve seçilir. Ama sizlerin aktif olması, bu büyük dönüşüme katkı sunması şart.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***