Hapishanede canı devlete emanet edilmiş olan Ferhan Yılmaz’ın yoğun bakımdaki kan donduran resimlerini gördük, cenazesini teslim alan ağabeyi Hikmet Yılmaz daha da ötesini anlattı:
“Biz yıkarken gördük, sanki boynunda çamaşır ipiyle asılmış gibi iz var, her iki gözü patlamış, gözlerinden kan geliyor, burnu sanki tamamen kırılmış pamuklarla doldurulmuş, göğüs kısmında büyük bir şişkinlik ve morluk var sanki ağaç saplanmış gibi. Üst dudağı neredeyse bir avuç kadar şişmişti. Sağ ayak kısmı dikişliydi”.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun hak ihlali kararından dolayı yüzü kızarması gerekirken sabah 7.56’da tweet atarak Anayasa Mahkemesi’ni suçlayan birini Adalet Bakanlığı koltuğuna oturtursanız Ferhan Yılmaz da hapishanede işkenceden ölür.
xxxxxxx
Hapishanelerden çığlık çığlığa yükselen kötü muamele, işkence, infaz hukukunun devre dışı bırakılması ve kitaplarına keyfi yasak getirilen yazarların sakıncalı olup olmadığını araştırmaya kadar uzanan bir çıldırma hali, ülkedeki mevcut yönetimin zihniyetini resmetmekle kalmıyor, hızla nereye doğru sürüklendiğini de somutlaştırıyor.
Ferhan Yılmaz’ın işkenceyle öldürülmesi için devlet zirvelerinden özel bir emir gelmedi herhalde.
Ama devlet görevlilerinin suç işleme özgürlüğüne sahip olduğu inancı, görülmemiş bir denetimsizlikle birleşince hapishaneler “toplama kamplarına” dönüşüyor.
Açlık, sefalet, işkence, hastalık, hapishanedeki insanları tüketiyor.
xxxxxxx
Çetin Altan daha önce de yazmıştı, “suçlu” ve “düşman” kavramları karıştı… Mahkemelerin tutukladığı insanlara devlet görevlileri “düşman” muamelesi yapıyor.
Kaldı ki Cenevre anlaşmasına göre düşmanlarınıza bile böyle davranamazsınız.
Devletin ve yasaların varlığı hapishanelerde yok olduğunda bu, zehirli dalgalar gibi devletin bütün yapısına yayılır.
Kanunsuz kuralsız bir suç dalgası devlet görevlilerini içine alır.
Devlet erir. Yok olur.
Korkunç suçlar işlenir.
xxxxxxx
Ülkenin nereye doğru sürüklendiğini hapishanelerde hukukun tümden kaybolması kadar, genişleyerek derinleşen uyuşturucu ticaretinden de anlıyoruz.
En son olarak da iktidar kadroları arasında popüler olduğu ortaya serilen resimlerden anlaşılan L’actone Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Osman Akat’ın da aralarında bulunduğu altı şirket sahibi, Kolombiya’dan Türkiye’ye “kozmetik ürün” adı altında gönderilen 111 kilogram kokainin alıcısı oldukları gerekçesiyle tutuklandı.
Panama-ABD-Almanya rotasını takip eden kargonun Almanya tarafından şüpheli bulunduğu belirtildi
Kargoların 20-26 Kasım 2021’de incelendiği, kokain tespit edilmesi sonrası durumun Türkiye’yle paylaşıldığı kaydedildi.
Habere göre jandarma ekipleri İstanbul’da kokaine el koyarken, yerine aynı renkte kum yerleştirdi ve kargo görevlileriyle esas teslimat adresine gitti.
Burada altı farklı firma yetkilisi gözaltına alındı.
Almanya olmasa acaba nasıl olurdu?
İzmir’e gönderilmek üzereyken Kolombiya makamları tarafından el konulan 5 ton kokainin hangi adrese gönderildiğini hala öğrenemedik…
Hiçbir savcı bu olayı soruşturmuyor…. Gözlerini kapamış vaziyetteler.
xxxxxxx
Sedat Peker’in iddialarına da yer veren ABD Dışişleri Bakanlığı’nın her yıl Kongre’ye sunduğu Uluslararası Narkotik Kontrolü Strateji Raporu da tam bunu söylemekte:
“Asya ile Avrupa’nın birleştiği noktada bulunması ve yasadışı finansı ele almak konusunda yeterli kontrol yapmaması nedeniyle Türkiye, yasadışı uyuşturucu kaçakçılığının önemli bir transit ülkesi”…
Yeterli kontrolü kim yapmıyor?
Neden yapmıyor?
Türkiye’de kokain ticaretinin boyutları nelerdir, bunlardan kim nemalanıyor?
xxxxxxx
Maalesef olup biteni…
Susturuluncaya kadar Sedat Peker’in dile getirdiği sarsıcı iddiaları…
Şimdilerde dünya devletlerinden öğreniyoruz.
Kokainin ana vatanı Güney Amerika’dan Türkiye’ye gelen gemiler epeydir ABD’nin uyuşturucuyla mücadele teşkilatı DEA tarafından takip ediliyor.
Daha geçenlerde Malta’dan KKTC’ye gitmek üzere Türkiye’ye hareket eden bir gemide DEA’nın108 milyon Euro değerinde 800 kilogram kokain ele geçirdiği belirtiliyor.
Türkiye neden bir uyuşturucu cenneti haline geliyor?
xxxxxxx
Hapishaneler rejimlerin gerçek yüzünü gösterir…
Ferhan Yılmaz’ın tahliyesine iki gün kala işkenceyle öldürüldüğü böyle bir ortamda…
Kokainin paçalardan akması da tesadüf değil…
Kabaran suç dalgalarının hayatımızı kuşatıp bizi boğmaya hazırlandığının işaretleri bunlar.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***