CHP Sözcüsü Faik Öztrak, faiz ve döviz kuru özelinde 1994 ve 2000’den örnekler vererek, “Geçmişten yarım hisse bile kapmayanlar, 2018’den bu yana ekonomimize adeta bir deli gömleği giydirmeye çalışıyor… Faiz nas. Kararlar pas. Ekonomimiz oldu paspas. Nastı, pastı derken, paramız pul oldu. Satın alma gücü kalmadı. ‘Paranın itibarı milletin itibarıdır’ diyerek işbaşına geldiler ama en başta paranın itibarını koruyacak kurumun itibarını, üç paralık ettiler… Ciddi akademisyenlerimiz, yüzde 61 seviyesine çıkan enflasyonun, dörtte birinin, yani 15 puanının yurtdışından kaynaklı olduğunu, geriye kalan 46 puanın ise yerli ve milli olduğunu hesaplamış. Yani bugün yaşadığımız bu yıkımın müsebbibi, dışarıda değil, bizzat içeride. Sarayında keyifle oturuyor” dedi.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Faik Öztrak, faiz ve döviz kuru özelinde 1994 ve 2000’den örnekler vererek, “Geçmişten yarım hisse bile kapmayanlar, 2018’den bu yana ekonomimize adeta bir deli gömleği giydirmeye çalışıyor… Faiz nas. Kararlar pas. Ekonomimiz oldu paspas. Nastı, pastı derken, paramız pul oldu. Satın alma gücü kalmadı. ‘Paranın itibarı milletin itibarıdır’ diyerek işbaşına geldiler ama en başta paranın itibarını koruyacak kurumun itibarını, üç paralık ettiler… Ciddi akademisyenlerimiz, yüzde 61 seviyesine çıkan enflasyonun, dörtte birinin, yani 15 puanının yurtdışından kaynaklı olduğunu, geriye kalan 46 puanın ise yerli ve milli olduğunu hesaplamış. Yani bugün yaşadığımız bu yıkımın müsebbibi, dışarıda değil, bizzat içeride. Sarayında keyifle oturuyor” dedi.
Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
ERDOĞAN’IN ‘CUMHURBAŞKANLIĞINI BIRAKACAĞIM’ SÖZLERİ
Bu ülkede fakir fukara sabah kalkıp, yüzünü yıkamak için musluğu açtığında, dört çeşit vergi öder. Yaptığı her iş vergiye tabidir. Vergiden kaçınamaz. Ama bu ülkeyi yönetenlerin akraba-i taallukatı, vergi cennetlerindeki bir sterlinlik şirketlerle iş tutar. Milyonlarca dolarlık para alışverişi yapar. Tek kuruş vergi ödemez. Genel Başkanımız, bundan dört buçuk yıl önce, saray efradının yakınlarının, vergi cenneti Mann Adası’ndaki bir şirket üzerinden, Türkiye’de vergi ödemeden gerçekleştirdikleri milyonlarca dolarlık para alışverişlerini, belgeleriyle ortaya koydu. Bu belgelerin muhatabı; Genel Başkanımızın ortaya koyduğu belgelere ‘bir tomar kâğıt’ dedi. Ardından da sarf ettiği, ‘ispat ettiğin anda cumhurbaşkanlığını bırakacağım’ sözleri de orta yerde duruyor. Yargıtay, Genel Başkanımızın açıkladığı belgelerle ilgili hem ilgili bankanın hem de MASAK’ın yazılarına dikkat çekerek ve Genel Başkanımızın açıklamalarının, ‘olgusal temele dayandığını’ tescil etti. Genel Başkanımızın açıklamalarında ‘kamu yararı bulunduğuna’ hükmetti. Şimdi; ‘ispat ettiğin anda cumhurbaşkanlığını bırakacağım’ sözlerin sahibinin sözünün eri olmasını, sözünün gereğini yapmasını bekliyoruz.
“İKİNCİ YILDA SIĞINMACI SORUNUNU BİTİRECEĞİZ”
Sınırlarımız Peşaver gibi, perfore oldu. Herkes elini kolunu sallayarak ülkemize geliyor. Ankara’da kırmızı ışıklarda kâğıt mendil, su satan kaçaklar vaka-i adiyeden oldu. IŞİD militanları ülkede fidye tahsil ediyor. Sığınmacıların sosyal medyadaki paylaşımları, milletimizin sinirlerini geriyor. Sonra da Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan, AK Parti Genel Başkanı ve onun atama İçişleri Bakanı, ‘huzur ve güvenden’ bahsediyor. Tekrarlıyoruz: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının ikinci yılında, ülkemizdeki Suriyeli sığınmacı sorununu bitirmiş olacağız. Suriye yönetimiyle masaya oturacağız. Güvenliklerini sağlayıp, sığınmacıları ülkelerine göndereceğiz. Hep diyoruz: Sarayda yaşayanlar milletin halini görmüyor. Sesini duymuyor. Milletimizin her derdine ilgisizler. TIR şoförlerimiz, Rusya ila Gürcistan arasındaki Vladikavkaz Sınır Kapısı’nda 45 gündür bekletiliyor. Bin TIR yani bin şoförümüz sınırda perişan ama Saray’dan tık yok.
“UCUZLUK SOPAYLA DEĞİL, ÜRETEREK OLUR”
Şimdi de 20 temel ihtiyaç malzemesine narh koymayı, tavan fiyat getirmeyi konuşuyorlarmış. Vatandaşın rahat etmesi için enflasyon altında ezilmemesi için atılacak her akıllıca adımın yanında olacağız. Ama, sarayın yanlış politikaları nedeniyle arşa çıkan, mazot, gübre, yem maliyetleri nedeniyle çiftçi tarlasını ekemiyorsa, üretici hayvanını besleyemiyorsa, üretim yoksa, narh, geçici bir çözümdür. Üretim artmıyorsa, narh konan mal tezgâh altına iner. Karaborsa olur. Ucuzluk sopayla değil, üreterek olur.
“ADIM ADIM TAŞ DEVRİNE DÖNÜYORUZ”
Sadece mal ve hizmet piyasasında değil mali piyasalarda da adım adım taş devrine dönüyoruz. Saray burada da hata üstüne hata yapıyor. Yama üstüne yama yapıştırıyor. Basınç arttıkça da fatura önce hazineye, sonra da milletimize kesiliyor. Finans piyasalarında, alınan satılan her şey sarayın kontrolüne geçti. Fiyatlar gerçeği yansıtmıyor. Saray ekonomiyi bilmediği gibi, tarihi de bilmiyor. Rahmetli Özal’ın dövize çevrilebilir mevduatlar için söylediği ‘inşallah gençlerimiz bundan ders alır, bir daha böyle hesapsız kitapsız hatalar yaparak, gelecek nesilleri zor taşınan bir yük altına sokmaz.’ Sözlerini unuttular. Nebati Bakan, ‘hazineden tek kuruş çıkmayacak’ demişti ama dövize çevrilebilir mevduatların yeni bir çeşidi olan kur korumalı mevduatın yükünü milletin sırtına yıktılar. Kur korumalı mevduatlar için daha üçüncü ayda bütçeden 11 milyar 700 milyon lira çıktı. Buna tatlandırıcı olsun diye vazgeçtikleri vergi gelirleri de dâhil değil. Normal bir ülkede, bir bakan ‘kasadan tek kuruş çıkmayacak’ dedikten üç ay sonra kasadan 11,7 milyar lira çıkarsa o koltukta bir dakika dahi oturmaz. Oturtulmaz ama Saray ve şürekâsında nerede o irade, nerede o idrak…
“EKONOMİMİZE ADETA BİR DELİ GÖMLEĞİ GİYDİRMEYE ÇALIŞIYOR”
Geçmişten yarım hisse bile kapmayanlar, 2018’den bu yana ekonomimize adeta bir deli gömleği giydirmeye çalışıyor. 2019 mahalli idare seçimleri öncesinde hem faizi hem de döviz kurunu aynı anda tutabilmek için döviz rezervlerini Merkez Bankası’nın arka kapısından cayır cayır sattılar. Damat, ‘at izi it izine karıştı’ dedi, çekti gitti. 128 milyar dolar rezerv, yok yere tüketildi. Bugün Merkez Bankası kasasında kendine ait tek sent yok.
“BU YIKIMIN MÜSEBBİBİ, SARAYINDA KEYİFLE OTURUYOR”
Faiz nas. Kararlar pas. Ekonomimiz oldu paspas. Nastı, pastı derken, paramız pul oldu. Satın alma gücü kalmadı. ‘Paranın itibarı milletin itibarıdır’ diyerek işbaşına geldiler. Ama en başta paranın itibarını koruyacak kurumun itibarını üç paralık ettiler. Nebati Bakan çıktı; ‘Merkez Bankası faizini önemsizleştirdik’ dedi. En büyük halk düşmanı olan enflasyonun dizginlerini, bilerek, isteyerek serbest bıraktılar. Ciddi akademisyenlerimiz araştırmış. Yüzde 61 seviyesine çıkan enflasyonun dörtte biri, yani 15 puanının yurt dışından kaynaklı olduğunu, geriye kalan 46 puanın ise yerli, milli, Saray imalatı. Yani bugün yaşadığımız bu yıkımın müsebbibi, dışarıda değil, bizzat içeride. Sarayında keyifle oturuyor. Enflasyona sebep olanlar enflasyonla mücadele edemez. Edemiyorlar da zaten.”
“EĞLENCE OLSUN DİYE Mİ İŞKUR’A BAŞVURUYOR”
Öztrak, basın mensuplarından gelen sorulara da yanıt verdi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İsteyen herkesin çalışacak işi vardır” açıklamasının sorulması üzerine Öztrak, şunları söyledi:
“Saray milletin halini görmüyor. Milleti unuttu. ‘Bu ülkede iş arayan herkes iş bulabiliyor’ nasıl deniyor, ben anlamıyorum. Bu ülkede iş arayan herkes iş buluyorsa, mart ayında İŞKUR’da kayıtlı işsiz sayısı 500 bin kişi artarak 3 milyon 635 bin kişiye nasıl ulaşıyor? Bu insanlar eğlence olsun diye mi İŞKUR’a başvuruyorlar? Bu lafları ancak millete dürbünün tersi ile bakanlar söyler.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***