Annem: Demirel “öğrenci katili” derdi. Bunu bir yazımda aktardığım için, “Cumhurbaşkanına hakaretten” mahkemeye verildim.
Ama beraat ettim. Bugün bile, Osman Kavala Davası örneğinde olduğu üzere “hukukçu” olarak kalmayı beceren hakimler var.
Üniversite öğrenci birliklerinin, ülkücü polis mahkeme işbirliği ile kapatılması. Bütün bunlar Demirel’in ilk döneminde yaşandı.
Üniversite öğrencilerinin öldürülmesi Demirel döneminde başladı. İlkin polis eliyle. Vedat Demircioğlu ilkin. Sembolik cenazesini Deniz kaldıracaktı Cağaloğlu eylemi ile. Ardından İÜ Talebe Birliği kongresinde Taylan Özgür’ün öldürülmesi. Ve ardından 1969 yılında onun izniyle açılan komando kampları. Artık polise gerek kalmamıştı.
Ve peş peşe gelen öğrenci cinayetlerinin başlaması. İlkin 19 Eylül 1969’da Kahta’li Mehmet Cantekin’in Beşiktaş’ta okulda öldürülmesi. Ardından Aralık ayında Mehmet Büyüksevinç’in, onun ardından Battal Mehedoğlu’nun vurulması.
Deniz’in en trajik resimlerinden biri, Battal Mehedoğlu’nun başında duruşudur.
24 Nisan’da, yani Ermeni Soykırımı anma günü TBMM, Denizlerin idamını yeniden onayladı. İdamından 12 gün önce.
Deniz in son sözü, “Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! “ dir. Bu bir anlamda onun Türkiye soluna vasiyetidir.
Ve 1972 6 Mayıs’ında ülke karanlığa büründü, uzun süre devam eden.
24 Nisan’daki idam oylamasında en cesur 48 üye idama açıkça HAYIR dedi. ((Bu sayı 10 Mart’ta 53’dü); 2 üye ÇEKİMSER kaldı (Bu sayı 10 Mart’ta 6’ydı); idamda rol almak istemeyen 118 üye oylamaya KATILMADI (Bu sayı 10 Mart’ta 164’dü); 273 üye ise EVET dedi. Bunlardan 218’i AP’li, 28’i CHP’li idi (Bu sayı 10 Mart’ta 238’di). 10 Mart ile 24 Nisan tarihleri arasında idamcıların, karşı çıkanlardan daha iyi çalıştığı anlaşılıyor. Hayır diyenlerin ve katılmayanların sayısı azalmıştı. Bu iki tarih arasında yaşanan en önemli olay ise, Mahir Çayan ve arkadaşlarının 26 Mart 1972 günü Ünye Radar Üssünde çalışan birisi Kanadalı (John Law), ikisi İngiliz (Gordon Banner ve Charles Turner), üç teknisyeni kaçırmaları ve Kızıldere’de katledilmeleri idi.
Mecliste açık üyelik 9 du, yani TBMM nin oy kullanan 441 üyesi vardı. 10 Mart oylamasında, çoğunluk oyu 221’di. AP bünyesinde ciddi bir bölünme olmadan bu sayıya ulaşıp, HAYIR’ın üstün gelmesi zordu.
İdama HAYIR diyen 2 lider İnönü ve Bülent Ecevit idi. Ama her ikisi de, CHP mebuslarını kendi yönlerinde oy kullanmaya çağırmamıştı. Liderlerden Türkeş (MHP), eski CHP’li Turan Feyizoğlu (GP) EVET dedi. Mecliste AP’de yer alan tek eski DP mebusu, eski Kızılay Başkanı Rıza Çerçel oylamaya katılmadı. Katılmayan bir diğer üye ise AP’den Sadık Perinçek’ti. Millet Partisi lideri Osman Bölülbaşı ve Birlik Partisi başkanı Timisi de oylamaya katılmadı. Dağılma sürecinde olan YTP den üç üye EVET derken, 3 üye oylamaya katılmadı. TİP mebusu Mehmet Ali Aybar, HAYIR derken, Rıza Kuas sağlık nedeniyle oylamaya katılmadı.
Aşağıda Kürt ağırlıklı illerin mebuslarının Denizlerin idamı konusunda oy kullanımını yansıtmak için hazırladığım tablo yer almakta.
Bu tablodan o dönemdeki Kürt illeri temsilcileri arasında tam bir bölünme yaşandığı anlaşılıyor. O dönemin koşullarında oylamaya katılmama da bir Hayır deme olarak anlaşılmalı bence. Yani 33’e karşı 25. EVET oyunun görece yüksek olmasının nedeni, Diyarbakır, Urfa, Van, Mardin gibi iller. Bu iller 84 sonrası Kürt özgürlük hareketinin girmekte en zorlandığı iller olmuştur. Diyarbakır ve Van’ın tüm temsilcileri idam yönünde oy kullanmıştı. Urfa ve Mardin 4’e karşı 2’ydi. Hakkari temsilcisi evet demişti. Diğer iller onaylama ve onaylamama konusunda 2’ye bölünmüştü. Bütünüyle idama HAYIR diyen iller ise Tunceli ve Bitlis’ti.
Bazı yorumlarda Türkeş’in, Erbakan’ın, Yüksel Menderes’in oylamaya katılmadığı yazılmakta.
Türkeş’in 10 Mart oylamasına katılmadığı doğru. Hatta bunu savunduğu da. Ancak 24 Nisan oylamasında oyu EVET’ti.
Erbakan katılmadı ama o sırada Almanya’da siyasal sürgündü. 12 Mart darbesinden hemen sonra kurduğu ilk parti olan Milli Nizam Partisini kapatıldığı için.
Babası siyasal nedenle idam edilen Yüksel Menderes’in oy kullanması söz konusu olamazdı. Çünkü 10 Mart oylamasından 2 gün önce, 8 Mart 1972 tarihinde intihar etti. Belki de idamın yeniden ülkenin siyasal ortamına girmesinin, içinde bulunduğu depresyonu derinleştirmesi nedeniyle. Bu konuya da daha önce hiç değinilmedi. Bıraktığı mektupta, “kötü hadiseler karşısında daha fazla tahammül gösteremeyeceğim, artık yaşama gücümü kaybettim” diye yazmıştı. Yüksel Menderes’in İntiharından bir buçuk ay sonra asılacaktı Denizler.
Deniz, Battal Mehedoğlu’nun başında...
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***