Elektrikten doğalgaza, akaryakıttan gıdaya hemen hemen her gün zam yapılmakta. Yurttaşın hissettiği enflasyonun yüzde 100’ün üzerinde olduğunu söylerken hayat pahalılığı artıyor. Ekmek ve yağ başta olmak üzere bazı temel gıda ürünleri için metrelerce kuyruklar oluştu; biraz daha ucuza alabilmek için izdihamlar yaşandı. Çok zor dönemden geçtiğini söyleyen yurttaşlar, “Yukarıdakiler keyfinde; biz aşağıda sürüm sürüm sürünüyoruz, sürünmeye de devam edeceğiz” diyerek isyan etti.
‘BİR ŞEY ALAMIYORUZ, BİR ŞEY İÇEMİYORUZ’
Sözcü İstanbul Bakırköy Meydanı’nda yurttaşlara mikrofon uzattı, “Sizce vatandaş gıda kuyruklarından, hayat pahalılığından gereğinden fazla mı şikayet ediyor?” diye sordu. Can Eren, “Gerçekten de olması gerektiği gibi şikayetçi insanlar. Çok zor dönemden geçiyoruz. Bir şey alamıyoruz, bir şey içemiyoruz. Bir kafeye oturmak, dışarıdan yemek yemek bile lüks oldu. İnsanlar artık evinden dışarı çıkmıyor. Bence vatandaşınki gayet normal bir şikayet, sitem. Gerçekten zor dönemlerden geçiyoruz. Ülke gerçekten yönetilmiyor. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. İnsanlar ne yapacağını, ne yiyeceğini bilmiyor. İnsanlar ne yapacağını şaşırdı, bu da insanların akıl sağlığını bozdu. İnsanlar yağın kalmayacağını düşünüyor ve kuyruklara giriyor. İnsanları bu hale getiren kişilerde yanlışlık var.”
‘BİZ BUNLARI 1978-79’LARDA YAŞAMIŞTIK’
Ahmet Ertekin, “Biz bunları 1978-79’larda da yaşamıştık. ‘Bir daha olmaz’ dedik, 40 kat fazlasıyla geri geldi. Böyle giderse biz bunu zaman zaman yine yaşayacağız. Niye oluyor bunlar? Demek ki yukarıdakiler keyfinde; biz aşağıda sürüm sürüm sürünüyoruz, sürünmeye de devam edeceğiz.”
‘10 DAKİKA ARAYLA BİR FİYATIN DEĞİŞTİĞİNE ŞAHİT OLDUM’
Özgür Ekinci, “Biz sağlık çalışanlarıyız, evimizi zar zor geçindiriyoruz inanın. 10 dakika arayla bir fiyatın değiştiğine şahit oldum. Eve gidip para alıp gelene kadar yağın fiyatı 50 lira arttı. 164 liradan 204 liraya çıktı… (Böylesine günlerin yaşanacağı aklınıza gelir miydi hiç?) Ben 74 doğumluyum, böyle kıtlık görmedim. Varlık içinde kıtlık diyelim buna. Bence niye bu hale geldik biliyor musunuz? ‘Altta kalanın canı çıksın’ dedik. Hiçbir zaman oyumuza sahip çıkmadık. Referandumlarda sandığa gitmedik ama bilmedik ki bizim canımız bu kadar yanacak. Patates ve soğana oyumuzu sattığımızda bunların olacağı belliydi zaten.”
‘69 YAŞINDAYIM, BU YAŞIMA KADAR BÖYLE BİR DÖNEM GÖRMEDİM
Meliha Atacanoğlu, “Şikayetler gereğinden fazla değil. Hatta daha fazla olması gerekirdi. Ben bir vatandaş olarak baştakileri kınıyorum. Çünkü Türkiye’de olanlara karşı oralı değiller. Kendileri tabi rahat, huzurlu, hiçbir şeyi düşünmüyorlar ama vatandaş her türlü sıkıntıyı yaşıyor. Bizim vergilerimizle maaş alıyorlar, bizim vergilerimizle rahat oturuyorlar; neden sıkıntıyı vatandaş yaşasın? Neden onlar en iyisini yaşarken biz en kötüsünü yaşayalım? Hayır… Ben 69 yaşındayım, bu yaşıma kadar böyle bir dönem görmedim.”
‘TÜM TÜRKİYE GEÇİM SIKINTISI YAŞIYOR’
Hacer hanım, “Fiyatlar uçmuş. Her şey pahalı. (Hayat pahalılığı bütçenizi etkiliyor mu?) Herhalde etkiliyor. Maaşım masraflarıma yetmiyor. Evim kira, faturalar var, yüzde 96 engelliyim, yalnız yaşıyorum… (Geçim sıkıntısı yaşıyor musunuz?) Evet. Hem de nasıl… Herkes yaşıyor, sıkıntı yaşayan bir tek ben değilim. Türkiye (geçim sıkıntısı) yaşıyor. (Ülkemizin bugünlere geleceği aklınıza gelir miydi hiç?) Hiç gelmezdi…”
‘BU MEMLEKETİN HALİ NEREYE VARACAK ANLAMIŞ DEĞİLİM’
İsmini vermek istemeyen yurttaş, “Hepimiz şikayetçiyiz. İnsanlar çarşı pazar dolanıyorlar, geziyorlar; pahalılıktan dolayı hiçbir şey alamadan elleri bomboş dönüyorlar. Bu ortamda halinden memnun olan yok. Bu hükümetten memnun değiliz. Böyle olacağı aklımıza gelmezdi… Her şey zam, her şey zulüm… Ne yapacağız bilmiyorum. Bu memleketin hali nereye varacak anlamış değilim. Benim umudum gençlerde. Gençlerin bu ülkenin önünü açması lazım. Çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini düşünmek lazım. (Ülkemiz neden bu hale geldi sizce?) Tek adam yönetiminden dolayı. Hiç kimse ses çıkaramadı, hiç kimse muhalefet yapamadı. Bundan dolayı da ülke bu duruma geldi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***