Tam gözüm iyileşti derken, önceki gün dişimi çektirdim, kedimin biri (Dober) bugün kısırlaştırma ameliyatından çıktı, tam kedimi almış eve doğru gelirken, eşim Hilal aradı ve korona testi pozitif çıkmış, diğer kedim Damla’nın kısırlaştırılmasına 20 gün var ve bir avazı yerde, diğeri yukarıda erkekli hava aracı aramakta ve ben de herkesi doyurduktan ve Youtube programımı da yaptıktan sonra bahçedeki stüdyoma attım kendimi. Şimdilik bir belirti olmamakla beraber sabah erkenden test yaptıracağım.
13 Eylül 2014 günü bir cinayet işlendi. Orhan Munis adındaki bir katil, TRT sanatçısı Hatice Kaçmaz’ı Ankara’da bir parkta katletti. Gerekçesi çok alışıldık 2 nedenden birisi, kadın Orhan’ın evlenme teklifini kabul etmemiş. Doğar doğmaz pipisi tanıdık-tanımadık herkese gösterilen Türk erkeği için 2 cinayet nedeni vardır, ya evlenme teklifinin reddedilmesi yada kabul edildikten sonra çeşitli nedenlerden dolayı boşanılmaya kalkışılması. Oysa bizim kültürümüzde, gelenek ve göreneklerimizde yoktur bu tip olaylar, kız babanın “Evlen” dediğiyle evlenir ve geri dönüş kapılarını kapatmıştır. Ya dayağını yer, hakaretlerle mutlu pozu verirsin yada dayak ve hakaretten kurtulmak için sözümona “Hayır” der ve İslamiyete göre günah olan intihar yolunu erkeğin ellerine bırakırsın.
Sadece bizim ülkemizde böyle değil, Çay-Ko-Viski’nin müziklerinde yada Dosto-Viski’nin kitaplarında erkeği reddetme yada boşanma konu bile edilmez. Hatta Dosto-Viski “Kumarbaz”ı bile yazmış ama bu konulara hiç değinmemiştir ve “Ramazanov Kardeşler”de de aile yapısını anlatmıştır.
Son yazdıklarım işi sulandırıyor gibi gözükse de esasında hiçbir alakası yok. Çünkü bu yargıtay kararı, dünyanın önemli sanatçı ve yazarlarının adını bile bilmeyenlerin ortamının yarattığı bişeydir. Cahilin demokratlığından daha tehlikeli ama bir o kadar da traji-komik bir olay olamaz. 12 Eylül darbesi yeni olmuş, Evren elinde Kur’an, şehir şehir dolaşıyor ve demokrasi dersleri veriyor idamlar, işkenceler ve cinayetlerden fırsat bulduğunda Van’da bir konuşmada kendisi netekim, erkekler önde, kadınlar olabildiğince arkaya sürgün edilmişler. Kenan Evren çok sinirlendi bu olaya ve hemen gürledi: “Kadınlar neden arkada, yer açın hemen, onlar da öne doğru gelsinler, kadın oldularsa bu onların suçu mu, Allah onları öyle yaratmış.” Birden kendimi koltuktan düşmüş bir şekilde buldum, kahkaha atıyordum ama doğrulurken gözlerim yaş içindeydi.
Bu davada Yargıtay Başsavcılığı tasarlayarak öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası istemiş. Neden tasarlayarak, çünkü bu Orhan denilen herif evlenme teklifine giderken yaklaşık 20 santimlik bıçağı bileğine bantlamış, yani hayır denileceğini biliyor. Yakalanınca da kurban almaya gittiğini, o yüzden bıçaklı olduğunu söylemiş. İş bununla da kalmıyor, Orhan denilen kişi daha önce kardeşini öldürmüş ve 13 yıl hapis yatmış.
Savcının istemi üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu 19 kişi olarak toplanmış ve 4’e 15 olarak şu karara varmış: “Evlilik teklifini reddetmeseydi öldürülmeyecekti.” Ayrıca kurban parası olarak da üzerinden 7 TL çıkmış, anlayacağınız Kurban’ı 7 liraya AKP grup başkanvekili avukat ama cin gibi ekonomist ayarlamış, yoksa ondan başka kimse bu fiyata bulamazdı.
Eyyyyyyyyy 14 yargıtay ceza genel kurulu üyeleri, ehey de eyy ey, gerisini okurlar doldursun artık, ben koronalı, ameliyatlı ve erkeksiz kadınlarıma bakmaya gidiyorum, yoksa elimden bir ameliyat çıkacak. Bir de benim kurban dememe kimse inanmaz.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***