Emekli büyükelçi Yalım Eralp, Serbestiyet’teki programında, “Türkiye’nin Rusya’yı kızdırmaması, iyi geçinmeye çalışması son derece doğru. Ama bunu Ethem Sancak’ın yaptığı gibi yaltaklanarak yapmamak lazım” dedi.
Eralap, “Dış politikada arka kapı politikaları yürütülebilir ama böyle yürütülmez. İşin daha önemlisi, Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen Ethem Sancak’ın ‘NATO üyeliği eskiden kalma bir skandaldır’ beyanatı devlet kademesinden ‘Bu bizim görüşümüzü yansıtmıyor’ şeklinde yalanlanmadı da” diye konuştu.
Yalım Eralp şunları söyledi:
“Rusya, otokratik bir devletti, şimdi basına getirdiği yeni tedbirler dolayısıyla totaliter oldu. Aslına baktığımızda dış politika, iç politikanın devamıdır. Nitekim, BM Genel Kurulu’ndaki oylama da bunu gösteriyor. Demokrasiler bir arada yer aldı, otokratik ülkeler farklı bir tutum takındılar.
Ama dikkat çeken nokta şuydu: Çin, Küba gibi devletler çekimser kaldı. Çünkü dediğim gibi dış politika, iç politikanın devamı. Herkes adım atarken kendi iç sıkıntılarından yola çıkarak adım atıyor. Küba, “Acaba ABD bana saldırırsa ne olur?” diyor, Çin Tayvan meselesini düşünüyor, bütün ülkeler en temelde ülkelerin toprak bütünlüğünü savunuyorlar, oyları farklı olsa da.
Putin’in Ukrayna’ya özel bir kızgınlığı var. Ukrayna diye bir ülke yoktur, bir devlet yoktur demeye getiriyor ve hatta bunu dillendiriyor. Bu bizim, “Kürt yoktur” sözüne benziyor. Ukraynalılar büyük direniş gösterip ayrı bir halk olduklarını bence ispat ettiler. Çünkü Putin, ‘Ukrayna’yı devlet olarak tanımayabilirim’ diyor, ‘Benim şartlarımla barış olabilir’ diyor. Batı, beklenmedik bir mütecaviz tutumla Rusya’yı zayıflatmaya çalışıyor.
Rusya’nın haklı olduğu nokta şu: Batı, verdiği söze uymayıp Rusya’nın sınırlarına kadar geldi. Bu, Rusya için güvenlik tehdidi olarak düşünülebilir onlar açısından. Ama Putin tehditle iş yapmaya çalışıyor. Ukrayna halkı belki sonunda yenilir ama çok büyük bir mücadele gösteriyor.
Türkiye, Rusya’yı kızdırmamak için mümkün mertebe ılımlı bir politika izliyor. Dikkat ederseniz Batı’nın koyduğu hiçbir müeyyideye katılmadı Türkiye, hava sahasını kapatmadı, Sputnik’i yasaklamadı. Sadece Boğazları kapattı ama onu da Montrö’nün bir gereği olarak yaptı.
Montrö’nün öneminin yeniden keşfedilmiş olması çok sevindirici. Ama bir başka rezalet yaşandı. İş insanı Ethem Sancak, Vatan Partisi’nin Rusya seyahatine katıldı ve Rus televizyonuna “Türkiye’nin NATO üyeliği eskiden kalma bir skandaldır, utanç vericidir” gibi sözler sarf etti. Erdoğan’ın etrafında bulunan birkaç danışman da buna benzer beyanlarda bulundular.
Mesele şu: Dış politikada arka kapı politikaları yürütülebilir ama böyle yürütülmez. İşin daha önemlisi, Erdoğan’a yakınlığı ile bilinen Ethem Sancak’ın bu beyanatı devlet kademesinden ‘Bu bizim görüşümüzü yansıtmıyor’ şeklinde yalanlanmadı da.
Türkiye’nin Rusya’yı kızdırmaması, iyi geçinmeye çalışması son derece doğru. Ama bunu Ethem Sancak’ın yaptığı gibi yaltaklanarak yapmamak lazım. Nitekim, 2016 yılında NATO’yu Karadeniz’e davet eden Sayın Erdoğan’dı.
Bunlar hoş şeyler değil, dış politika ciddiyet ister. İç politikada hadi ciddiyeti kaybedebilirsiniz ama dışarıda kaybedemezsiniz.
İnşallah bu harp kısa zamanda sona erer çünkü bu harpten en çok zarar görecek ülkelerin başında Türkiye geliyor. Şu ana kadar hükümet mümkün mertebe dikkatli davrandı. Ama ‘NATO üyeliğini sorgulayan bir hükümet’ izlenimini vermemek lazım. Bu son derece tehlikeli olur.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***