Katıldığı televizyon programında bir atasözünü söylemesi nedeniyle ‘cumhurbaşkanına ve kamu görevlisine hakaret’ suçlamalarıyla 11 yıl 8 aya kadar hapsi istenen gazeteci Sedef Kabaş 49 gün tutuklu kaldığı cezaevinde yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlattı.
Hukuksuzca tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’de yaşadıklarını Youtube kanalında paylaştı.
Cezaevinde 14 gün karantina hücresinde kaldıktan sonra ilk havalandırmaya çıktığında elleri üşüdüğünü gören diğer tutuklu kadınların iki saatte ördüğü siyak yün eldivenleri gösteren Sedef Kabaş cezaevindeki zor şartlara rağmen kadınların kalplerini karartmadığını söyledi.
Cezaevindeki kız kardeşlerim… Öyle güzel kalpli kadınlar, hayatları çok zor… O zor hayatlar bile, onların kalplerini donuklaştırmamış, karartmamış…https://t.co/X4NVA6DMGw pic.twitter.com/OuRIkPxjEi
— Sedef Kabaş (@SedefKabas) March 23, 2022
Kabaş siyah yün eldivenin hikayesini şöyle anlattı:
‘‘Sedef Kabaş davasının sembolü haline gelen bu siyah yün eldivenleri buradan paylaşacağım. Cezaevinde de göstermiştim, bu eldivenler gerçekten çok kıymetli. Pandemi koğuşunda kaldıktan 14 sonra ilk avluya çıkarıldığımda avlu diyorum işte 60-70 metrekarelik bir havalandırma, yüksek duvarları olan tel örgülerle çevrili bir yerde gökyüzünü görebiliyorsunuz. İşte orada ilk yürüyüş yaptığımda hava çok soğuktu. Böyle ellerimin üşüdüğünü gördüler ve bana birkaç saat içinde bu yün eldivenleri örüp gönderdiler, öyle güzel kadınlar onlar. Öyle güzel kalpli kadınlar onlar. Hayatları zor. O zor hayatlar bile, onların kalplerini donuklaştırmamış, karartmamış, tertemiz. Bu eldivenler Umut’tan ismini söyleyeyim.
Cezaevindeyken oğlumun doğum günüydü, ona mesaj bile gönderememiştim. Haftada bir olan 10 dakika telefon görüş hakkımda sesini duyabilmiştim. İşte o gün bu minik pandaları, kum boncuk diyorlar, bunu Esra Arıkan yaptı. Kadın dayanışmasının önemini bir kez daha anladım, onlara sahip çıkmak lazım.’’
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***