Sabah saatin 5’ydi. Geçen Perşembe Ömer, Ukrayna’nın başkenti Kiev’deki evinde patlamaların sesiyle uyandı. Sesler tanıdıktı ve memleketi Suriye’de yaşadıkları geldi aklına hemen.
Ömer, 11 yıllık iç savaşta, başka bir ülkede huzurlu bir yaşam umuduyla ülkesini terk etmek zorunda kalan yaklaşık yedi milyon Suriyeliden biri.
Dört aydır karısı Irine ile Kiev’de yaşıyor.
Hayatları düzene giriyordu. Karısıyla birlikte açtıkları iç mimarlık şirketinde de işler iyi gitmeye başlamıştı. Ama bir anda kendilerini yeniden savaşın ortasında buldular.
Ömer, BBC’ye “Evimiz sekiz şiddetli patlamayla sarsıldı. Rus birlikleri Ukrayna’nın farklı bölgelerine havadan, karadan ve denizden saldırmaya başlamıştı” dedi.
Suriye’deki savaştan acil durumda yapması gerekenleri biliyordu:
“Bomba seslerini duyduktan sonra bir saat kadar bekledik. Sonra çıkıp arabanın deposunu doldurdum. İki saat bekledikten sonra benzinimizi aldık. Sonra süpermarkete gidip, üç saat bekledikten sonra erzak aldık.”
Yiyecek, pil ve ampul gibi şeyler almıştı.
Bodrumu sığına dönüştürdü
Kiev’e her gün biraz daha yaklaşan Rus birliklerine karşı, onları bodrum katın soğuk duvarları, alçak tavanı, plastik torbalar ve tozlu eşyalar koruyacaktı.
Şimdi bir sığınağa dönüştürdükleri bodrumun bir köşesinde kendilerine derme çatma bir yatak yaptılar.
Küçük masalarında birkaç elma ve eksi altı dereceye kadar düşen soğukta içtikleri çayları var.
Havalandırmanın olmadığı yaşam alanlarını pille çalışan ampullerinin cılız ışığı aydınlatıyor.
Yerin 19 basamak altında zaman çok yavaş ilerliyor ve sığınağa geçmeden önce gördükleri haberlerin tetiklediği korkularıyla baş etmeye çalışıyorlar.
Ömer, “(Korkuyoruz) çünkü Harkov ve Rusların eline geçen diğer şehirlerde olanları gördük. Televizyonda Rusların bombardımanını izledik. Sadece askeri yerleri vurmuyorlardı. Sivillerin nasıl öldürüldüğünü gördük” diyor.
Ukrayna’nın Kiev’den sonra ikinci büyük kenti olan Harkov, 24 Şubat’ta başlayan işgalin ilk hedeflerinden biri olmuştu.
İşgalin altıncı gününde ülkenin kuzeydoğusundaki kentin merkezi hedef alınmış, Özgürlük Meydanı’nda opera binası, bir konser salonu ve bazı resmi binalar vurulmuştu.
Yerel yetkililer o zaman saldırıda en az 10 kişinin öldüğünü 35 kişinin de yaralandığını açıklamıştı.
Yine Rusya
Ömer bir “deja vu” yaşıyordu. Yeniden karşısında Rus birlikleri vardı.
Rus birlikleri Suriye’de iç savaşın başladığı Eylül 2015’ten sonra bu ülkede çok sayıda hava harekatı düzenledi.
Rusya, Hizbullah ve İran’la birlikte, 2000’den ölen babası Hafız Esad’ın yerine geçen Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı destekliyor.
Rusya’nın savaştan önce Suriye’de üsleri vardı.
Rusya, Suriye’de sadece ‘teröristleri’ hedef aldığını söylüyor, fakat aktivistler Rus askerlerinin sık sık isyancı grupları ve sivilleri öldürdüğünü söylüyor.
Ömer, “Rusya’nın saldırganlığını ve şiddetinin derecesini biliyorum” diyor.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu Unicef’e göre Suriye’deki savaşta şimdiye kadar 12 bin çocuk öldü ya da yaralandı.
Suriye genelindeki aktivistlerden veri toplayan İhlal Belgeleme Merkezi, Suriye’de sivillere saldırılar dahil, insan hakları ihlallerinin dökümünü tutuyor.
Kuruluşa göre Aralık 2020 itibarıyla Suriye’de çatışmalar nedeniyle 226.374 kişi hayatını kaybetti.
Bunların 135.634’ünü sivil ölümleri oluşturuyor.
“Ailemi bir savaştan diğerini mi götürmeliyim?”
Ashraf Rosh, Gazze Şeridi doğumlu bir Filistinli. 2009’dan beri karısı, iki çocuğu, kayınpederi ve kayınbiraderiyle Ukrayna’nın Krivyi Rih kentinde yaşıyor. Kiev’de elektronik mühendisi olarak çalışıyor.
Oğlu işgal başladığında, Harkov Üniversitesi’nde jet motoru mühendisliği okuyordu ve birinci sınıftaydı.
Ashraf BBC’ye, “İlk sömestirde o kadar mutluydu ki. İkinci sömestir Pazartesi günü başlayacaktı. Şimdi geleceğinin ve üniversite eğitimi şansının yok olduğunu düşünüyor” sözleriyle oğlunun yaşadığı hayal kırıklığını anlatıyor.
Ömer gibi Ashraf için de savaş yeni bir şey değil. Ancak buradaki savaşın Gazze’de gördüğünden daha tehlikeli olabileceğini söylüyor.
Rusya’nın nükleer silahlarına gönderme yaparak “Filistinli olduğum için savaşı ilk kez görmüyorum. Ama bu savaş büyürse, sıradan savaşlara benzemeyebilir” diyor.
Birleşmiş Milletler’in verilerine göre savaş nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan Ukraynalıların sayısı bir buçuk milyonu aştı. Avrupa Birliği, savaştan kaçan insanların sayısının 4 milyona kadar çıkabileceğini tahmin ediyor.
Ashraf, ailesi ve Ukraynalı mülteciler için gelecek belirsiz. Ama hepsi evlerine dönmenin bir seçenek olmadığını biliyor:
“Bir Filistinli ve Gazzeli olarak fazla seçeneğim yok. Seçeneklerim kaygı verici, sınırılı ve belirsiz. Ailemi bir savaştan başka bir savaşa mı taşımalıyım?”
KAYNAK: BBC TÜRKÇE
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***