Rusya’nın Ukrayna’yı işgali emtia fiyatlarını da etkiledi. Savaş nedeniyle son yılların en yüksek seviyesini gören nikel, bakır, alüminyum gibi metalleri tedarik etme konusunda endişe yaşanıyor. Savaşın başladığı 24 Şubat’ta 25 bin dolar civarında olan nikelin tonu 42 bin dolara çıktı.
Çinko fiyatları da 3 bin 600 dolardan 3 bin 800 dolara, bakır fiyatları ise 9 bin 800 dolardan 10 bin 100 dolara çıktı. Fiyat artışlarında Batı ülkelerinin Rusya’ya uyguladığı yaptırımların etkisi büyük.
Birgün gazetesinde yer alan habere göre, metallerin ana madde olarak kullanıldığı birçok sektör de fiyat artışlarından etkilendi. Bunlardan biri de bozuk paralar. Bakır, nikel ve çinko metalleri madeni paraların üretiminde kullanılan üç ana madde. Madeni para üretiminde kullanılan metallerin fiyatları arttıkça maliyetleri değerinin üzerine çıktı. Ülkede 1 kuruş, 5 kuruş, 10 kuruş, 25 kuruş, 50 kuruş ve 1 lira olarak üretilen madeni paraların her birinin madeni değeri, para değerinin üzerine çıktı.
50 kuruşun üretim maliyeti yaklaşık üç katı olan 1 lira 47 kuruşa, 1 liranın üretim maliyeti ise 1 lira 78 kuruşa kadar çıktı.
EKİM AYINDAN BERİ MALİYETİ ARTIYOR
Ekim ayından bu yana 1 kuruşun maliyeti yüzde 111, 5 kuruşun yüzde 124, 10 kuruşun yüzde 119, 25 kuruşun yüzde 123, 50 kuruşun yüzde 122 ve 1 TL’nin maliyeti ise yüzde 125 arttı.
Paranın havaya atılıp yere düşünceye kadar değer kaybettiğini söyleyen CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, “Daha önce ilk hesap yaptığımda bizdeki madeni paraların fiyatlarının artışı dolar kurunun artışından kaynaklanmaktaydı. Şimdi Ukrayna ve Rusya’da çıkan savaşın etkileri ile Londra Borsası’ndaki metal fiyatları dolar karşısında artmaya başladı” dedi.
Konuyla ilgili Darphane Genel Müdürlüğü’ne para maliyetleri ile ilgili soruları ilettiğini ancak soruların ticari sır gerekçe gösterilerek yanıtlanmadığını dile getiren Yalım, şunları söyledi:
“Maliyetler bu değerlerin daha altında olsaydı Merkez Bankası çıkıp bu hesaplamayı yalanlardı. Yalanlamadığına göre bu iş ticari sır olarak üzeri örtüldüğüne göre bence maliyetler burada hesapladıklarımızın çok daha üzerinde olduğu anlaşılıyor. Benim korktuğum başka bir konu daha var; bu paralar basılıp, piyasaya sürülüyormuş gibi gösterilip tekrar Merkez Bankasın arka kapısından hurda fiyatına sokuluyor olmasın. Ekonomimiz böyle giderse bizler daha çok bu paraların değerini hesaplarız”
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk madeni paralarının 1924 yılında basıldığını belirten Yalım, “100 para, 5 kuruş ve 10 kuruş madeni paralara, 1925’te 25 kuruş eklendi. Darphane Genel Müdürlüğü’ndeki bilgilere göre 1940 yılında basılan 10 paranın yüzde 85’i bakır, yüzde 5’i nikel, yüzde 10’u ise altından oluşuyordu. Dönemin şartlarında 10 paranın ağırlığı 4,20 gramdı. 10 parayı bugün imal etmeye kalksak içinde 0,69 kuruş bakır ve 0,81 kuruş nikel olmakla bunun maliyeti tam 1,5 TL olur. İçindeki yüzde 10 altının 18 ayar olduğunu varsayarsak içindeki 0,42 gram altının değeri 281,4 TL olur ve 10 paranın toplam maliyeti 282,9 TL olur” diye konuştu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***