CHP PM Üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, hazırladığı “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” çalışmasını kamuoyu ile paylaştı. Yüceer, AKP iktidarının kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik İstanbul Sözleşmesi’ni önce hedef haline getirdiğini, ardından hukuksuz bir biçimde sözleşmeden Türkiye’nin imzasının çekildiği vurguladı.
Yüceer, “Kadını koruyan sözleşmelere savaş açıp, hukuksuz bir şekilde ülkemizin imzasını İstanbul Sözleşmesi’nden çekenlerin niyeti bellidir. Onların derdi kadını korumak değil, aksine kadınları sessiz ve dilsiz bırakmaktır. İstanbul Sözleşmesi’nden imzamızın çekilmesinin ardından en az 278 kadın öldürüldü, 235 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti” ifadelerini kullandı.
20 YILDA 7 BİN 990 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
Yüceer’in hazırladığı çalışmaya göre; AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından itibaren 20 yılda Türkiye’de en az 7 bin 990 kadın öldürüldü. 2002’de öldürülen kadın sayısı 66 iken, 2007 ve 2009 yıllarında bu sayı binin üzerine çıktı. 2019’da da 474, 2020’de 300, 2021’de 280 kadın öldürüldü. 2022’nin Ocak ayında 26, Şubat ayında 23 kadın öldürüldü. 2022’nin aynı döneminde 49 kadının ölümü ise “şüpheli” olarak kayıtlara geçti.
“Tek adamın imzasıyla bir gecede hukuksuz bir şekilde İstanbul Sözleşmesi’nden imzamızın çekilmesinin ardından en az 278 kadın öldürüldü, 235 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti” diyen Yüceer, “Bir süredir açıklanan verilerde intihar veya doğal ölüm gibi sunulan şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında ciddi bir artış görülmektedir. Şüpheli kadın ölümleri, maalesef kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabilmektedir. Kadınların gerçekten kaza sonucu mu öldükleri, kadın cinayeti olup olmadığı, intihar edip etmedikleri veya bir şekilde intihara sürüklenip sürüklenmedikleri açığa çıkartılmalıdır. Hiçbir kadın ölümünün şüpheli kalmamalıdır” ifadelerini kullandı.
Serbest Görüş:
KADINLARIN KORUMA TALEBİ YÜZDE 114 ARTTI
Raporun detayları şöyle:
AKP’nin 20 yıllık iktidarında, kadınlara yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayet vakaları ve maruz kaldıkların vahşetin boyutu her yıl hızla artarak ürkütücü boyutlara ulaştı. Türkiye, OECD ülkeleri arasında kadına karşı şiddetin en yaygın olduğu ülke konumuna geldi. 2012’de 139 bin olan koruma talebi sayısı, 2020 yılına geldiğinde yüzde 114 artışla 339 bin 792’ye yükseldi.
TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ KATLANIYOR
Dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2021 Raporu’nda, Türkiye, cinsiyet eşitliğinde üç sıra daha gerileyerek 156 ülke arasında 133. sırada yer alıyor. Endekste Türkiye, kadınların ekonomiye katılımı ve fırsat eşitliği kategorisinde 140., işgücüne katılımda 137., aynı işe eşit ücrette 95., eğitim olanaklarına erişimde 101., sağlıkta 85. ve siyasi yaşamda temsilde 114. sırada yer alıyor.
KADINLARIN İSTİHDAM DÜZEYİ ERKEKLERİN YARISIDAN AZ
Türkiye’de kadınların istihdama katılım oranı, AB ve OECD ülkelerinin oldukça altında. Yıllar içerisinde birçok ülkede kadınların istihdama katılımını artırmaya dönük politikaların etkisi ile kadın istihdamı artarken, ülkemizde bu oran oldukça sınırlı bir artış gösterdi. OECD ülkeleri ortalamasında İstihdamda Cinsiyet Açığı yüzde 14,5; AB Ülkeleri ortalamasında yüzde 10 İken, Türkiye’de bu oran yüzde 39,1. Ülkemizde kadınların istihdama katılım düzeyi, erkeklerin istihdama katılım düzeyinin yarısından az. TÜİK 2021 Aralık ayı verilerine göre Türkiye’de toplam istihdam edilenlerin sayısı 29 milyon 550 bin kişi. İstihdamdaki kadın sayısı 9 milyon 401 bin (yüzde 29) iken, istihdamdaki erkek sayısı ise 20 milyon 148 bin (yüzde 63,5).
KADIN İŞSİZLİĞİ YÜKSELİŞTE
Cinsiyete göre ülkelerin işsizlik oranına bakıldığında ülkemizdeki kadın işsizlik oranı birçok ülkeyi geride bırakıyor. OECD ülkeleri ortalamasında kadın işsiz oranı yüzde 6,1; AB ülkeleri ortalamasında yüzde 7,2’dir iken Türkiye’de ise dar tanımlı kadın işsizlik oranı yüzde 13,7. Geniş tanımlı kadın işsizliği oranı ise 29,9. Genç kadın işsizliği ise daha can yakıcı bir hal aldı. TÜİK 2021 yılı dördüncü çeyrek verilerine göre, 15-24 yaş arası genç kadın işsizliği yüzde 27,2’dir. Oysa ki geniş tanımlı genç kadın işsizliği yüzde 42,7’dir ve dar tanımlı işsizliğin iki katı. 2014 yılında yüzde 23 olan dar tanımlı genç kadın işsizliği, 2021 yılında 4,2 puan artarak yüzde 27,2’ye yükseldi. Geniş tanımlı kadın işsizlik oranı ise 2014 yılında yüzde 35,8 iken 2021 yılında 6,9 puan artarak yüzde 42,7’ye yükseldi.
KADINLAR ‘KAYIT DIŞI’
Kadınların çalışma hayatına katılımı önündeki engellerin yanı sıra çalışma koşulları da oldukça kötü. Türkiye’de her 10 kadından 3’ü kayıt dışı çalıştırılıyor. 2021 yılı dördüncü dönem verilerine göre; istihdam edilebilen kadınların sadece yüzde 64,4’ü kayıtlı, yani sosyal güvence kapsamındayken, yüzde 35,6’sı kayıt dışı işlerde hiçbir güvencesi olmadan çalıştırılıyor.
KADINLAR DAHA DÜŞÜK ÜCRETLERLE ÇALIŞTIRILIYOR
Çalışma hayatında, ücretlerde de toplumsal cinsiyet eşitsizliği artıyor. Erkekler kadınlardan yüzde 31,4 daha fazla gelir elde ediyor. Ücretli kadın ve erkekler arasındaki gelir eşitsizliği büyüyor. 2006 yılında ücretlerde yüzde 12 olan fark yüzde 20,7’ye yükseldi. Kendi hesabına çalışan erkeklerin geliri kadınlardan yüzde 77,3 fazla.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***