HABER İNCELEME | İLKER DOĞAN
Son dönemde verdiği kararlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, özellikle Türkiye’de yaşanan güncel hukuksuzlukları ‘görmezden gelme’ politikasını tamamen gün yüzüne çıkardı. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Amor’un son açıklamaları sonrası Koza İpek Grubuna yönelik ‘gasp’ yeniden gündeme geldi.
Koza İpek Holding’in eski Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek, 7 yıldır cevabını bulamadığı soruyu bu kez AİHM’ye sordu. Tutuklanmasına dair AİHM’ye yaptıkları başvurunun 6 yıldır ‘gündeme’ dahi alınmadığını hatırlatan İpek, “Mahkemeniz tarafından gönderilen 2020 tarihli yazıda, kardeşim adına yapılan başvurunun öncelikli dosya olarak sınıflandırıldığı bildirilmesine rağmen aradan geçen yaklaşık 6 yıllık sürede henüz bir karar verilmemesi ve dosyada hiç bir gelişme olmaması olağan dışıdır.” ifadelerini kullandı.
2019-2020’de yapılan başvuruları bile gündemine alan ve karara bağlayan AİHM, Tekin İpek’in 2016’da yaptığı ve ‘öncelikli’ olarak sınıflandırdığı dosyasının kapağını bile açmıyor! Akın İpek’in malvarlığına el konulması kararına karşı 19 Ağustos 2019 tarihinde AİHM’ye yaptığı başvurunun sadece kaydının yapılması bile 3 yıl sürmüş…
Bütün bunları anlatan Akın İpek, AİHM’ye “Neden?” diye soruyor?
NACHO SANCHEZ AMOR, ‘KOZA İPEK’İ HATIRLATTI
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, önceki gün AB-Türkiye ortak Parlamento Komisyonu’nda Türkiye’deki insan hakları durumuna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Amor’un gündeme getirdiği konulardan biri de Koza İpek’in ‘gasp’ edilmesiydi.
Amor, bu konuyla ilgili olarak “Cumhurbaşkanı, darbenin Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçları için istisnai bir dönem açtığını işaret etmişti. Fakat darbeden önce Koza İpek Grubu’na nasıl el koyulduğunu hatırlıyor musunuz? Ben o zaman Ankara’daydım, Koza İpek Holding’in binasını ziyaret etmiştim. Bu holdinge yönelik herhangi bir iflas işlemi yapılmaksızın hükümet tarafından el konuldu. Koza İpek Grubu’nun 22 şirketi vardı fakat hükümeti sadece 2 gazete ve 2 televizyon kanalı ilgilendiriyordu. Bu el koyma darbeden çok daha önceydi.” ifadelerini kullanmıştı.
Nacho Sanchez Amor’un açıklamaları sonrası Koza İpek Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek, sosyal medya hesabından paylaşımlarda bulundu. Grubuna yönelik hukuksuzlukları dile getirdiği için Amor’a teşekkür eden İpek, 7 yıldır tutuklu bulunan kardeşi Tekin İpek’le ilgili AİHM’ye yapılan başvurunun ise 6 yaldır gündeme dahi alınmadığını belirtti.
Tekin İpek, 7 yıldır tutuklu…
AKIN İPEK’TEN SPANO’YA MEKTUP
Akın İpek, AİHM Başkanı Robert Spano’ya konuyla ilgili yazdığı iki sayfalık dilekçeyi de sosyal medya hesabından paylaştı. Söz konusu dilekçeye göre AİHM, Koza Grubu’nun yaptığı başvurularda hiç de aceleci davranmıyor! Akın İpek, 2016’da yaptıkları başvurunun AİHM tarafından ‘öncelikli’ olarak sınıflandırılmasına rağmen 6 yıldır gündeme dahi alınmadığını anlatıyor.
BU DURUMUN İKİ SEBEBİ OLABİLİR
2019-2020’de yapılan ‘öncelikli’ olmayan başvuruların bile karara bağlandığını anlatan İpek, bunun olağan bir gelişme olmadığını belirtiyor. İpek, “Dosyanın hala sonuçlandırılmamış olmasının iki sebebi olabileceğini düşünüyorum; birincisi, başvuru dosyasının kaybolmuş ya da unutulmuş olması – ki eğer dosyalar kayboldu ise bu durumun tarafımıza acilen bildirilmesini ve ilgili başvuru evrakını derhal tarafınıza gönderebileceğimizi bildirmek isterim, ikincisi ise bilinçli bir şekilde belirli kimseler tarafından dosyanın incelenmesinin kasten geciktirilmesidir.” diyor.
AİHM’DE, BAŞVURULARI ‘HASIRALTI’ EDEN BİR EKİP Mİ VAR?
- Akın İpek’in açıklamaları ve iddialarına ilişkin sunduğu deliller kafaları karıştırıyor. AİHM’de özel bir ekip tarafından Koza İpek’in başvuruları hasıraltı mı ediliyor? Kurumun yaptığı başvurularda dosyalar ‘özel’ bir ekip tarafından açıkca yanlış ve eksik bir şekilde özetlenerek komiteye sunuluyor. Yanlış bilgilere göre incelenen dosyalar komite tarafından usulsüz olarak karara bağlanıyor. Söz konusu kararlar ise telafisi mümkün olmayan zararların doğmasına neden oluyor. Organize bir iş olduğu tahmin edilen hukuksuzlukların AİHM tarafından soruşturulup soruşturulmayacağı merak konusu…
AKIN İPEK’İN SPANO’YA GÖNDERDİĞİ MEKTUBUN TAMAMI ŞÖYLE:
2016 yılı itibari ile benim ve ailemin muhatap olduğu haksız hukuki işlemlere karşı Türkiye’de iç hukuk yollarının tüketilmesinin akabinde Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi’nin 34. Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (“AİHM” veya “Mahkeme”) içtüzüğü çerçevesinde ben ve aile üyelerim AİHM nezdinde birçok bireysel başvuruda bulunduk.
Ancak başvurular üzerinden çok uzun süre geçmesine rağmen olağan dışı bir şekilde bu başvurular hakkında karar verilmedi, hatta bir kısmına başvuru numarası dahi verilmedi. Bu durum başvuru dosyalarımızın kaybolduğu veya belirli kişilerce bana ve aileme karşı kasıtlı bir geciktirme uygulamasının yapıldığı yönünde beni endişelendiriyor. Konuştuğum insan hakları ve AİHM başvuru uzmanları da bu endişelerimi teyit etmekteler.
AİHM, UMUT BAĞLANAN SON MERCİİDİR
Yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, ifade özürlüğü ile mülkiyet hakkı demokratik bir toplum düzeni için vazgeçilmezdir. Bu nedenle AİHM’in temel insan hakları bakımından yaptığı hukuki denetimin önemi açıktır. Bugün Avrupa Konseyi üyesi devletlerin sınırları içerisinde AHİM adil bir hukuk düzeninin garantisi ve hukuki başvurunun son halkası olarak umut bağlanan son merciidir.
Yerine getirdiği misyon gereği AİHM’in muhatap olduğu başvuruların sayısının çok fazla olduğunun ve iş yükünün başvuraların sonuçlandırılmasındaki gecikmenin temel nedeni olduğunun farkındayım. Ancak bu mektubu yazmama sebep olan husus iş yükü ile açıklanamayacak olağan dışı durumlardır. Somut durumun tespitini yaparak aksaklıklara dikkat çekmem gerektiğini düşünerek bu mektubu size gönderiyorum.
BAŞVURU TARİHİ 2016!
1) Kardeşim Cafer Tekin İpek adına AİHM nezdinde 10 Kasım 2016 tarihinde avukatının haksız tutuklama gerekçesiyle yapmış olduğu 71299/16 numaralı başvuru henüz sonuçlanmamıştır. Kardeşim hala yüksek güvenlikli bir cezaevinde tutuklu olarak bulunmaktadır. Tutuklanmasına sebep olan ana gerekçelerden birisi İpek Medya Grubu’nun medya faaliyetleri olup, bu durum ifade özgürlüğü bağlamında demokratik bir toplumda kabul edilemeyecek bir müdahaledir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile koruma altına alınan “Özgürlük ve Güvenlik Hakkı (AİHS m. 5)” ile “İfade Özğürlüğü Hakkı (AİHS m. 10)”na yönelik doğrudan hukuksuz bir müdahale yapılmıştır. Bu iki hak demokratik toplumun temeli niteliğinde olup, bu hakların ihlaline karşı yapılan başvurunun Mahkeme tarafından öncelikle incelendiğini biliyorum.
6 YILDIR GÜNDEME DAHİ ALINMAMASI NORMAL DEĞİL
Mahkemenizin içtüzüğünün 41. maddesine göre başvuruların önem ve ivediliğine göre başvuruların incelenme sırasının belirleneceği düzenlenmiştir. Mahkemeniz tarafından kardeşimin avukatına gönderilen 25 Ağustos 2020 tarihli yazıda, bu başvurunun Mahkemenin öncelik sıralamasına göre öncelikli dosya olarak sınıflandırıldığı bildirilmesine rağmen aradan geçen yaklaşık 6 yıllık sürede henüz bir karar verilmemesi ve dosyada hiç bir gelişme olmaması olağan dışıdır.
Bununla birlikte, 23 Kasım 2021 tarihinde AİHM tespit edebildiğim en az 2099 başvuruyu görüşünü bildirmesi için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne göndermiştir. Bu dosyaların çoğunlukla 2019 ve 2020 başvuru yılına sahip başvurular olduğu görülürken, 2016 yılında yapılan Cafer Tekin İpek’in başvurusu bu olağan dosyalar arasında dahi yer almamaktadır.
YA DOSYALAR KAYBOLDU YA DA KASITLI OLARAK BAKILMIYOR
Bu durum AHİM tarafından öncelikli inceleneceği bildirilen Cafer Tekin İpek dosyasının olağan inceleme sırasının dahi gerisinde bırakıldığını açıkça göstermektedir. Yine 8 Temmuz 2019 tarihinde kardeşim Cafer Tekin İpek adına yaptığım 41237/19 numaralı başvurunun da henüz sonuçlandırılmamış olması bu tespitimi güçlendirmektedir.
Dosyanın hala sonuçlandırılmamış olmasının iki sebebi olabileceğini düşünüyorum; birincisi, başvuru dosyasının kaybolmuş ya da unutulmuş olması – ki eğer dosyalar kayboldu ise bu durumun tarafımıza acilen bildirilmesini ve ilgili başvuru evrakını derhal tarafınıza gönderebileceğimizi bildirmek isterim, ikincisi ise bilinçli bir şekilde belirli kimseler tarafından dosyanın incelenmesinin kasten geciktirilmesidir.
Her halükarda mahkemenin gerekli iç denetim veya soruşturma prosedürünü harekete geçirmesi ve eğer kasti bir durum tespit edilirse de ilgililer hakkında yasal işlemleri başlatması gerekmektedir. Böylece, özgürlüğünden yoksun bırakılarak AİHS ile koruma altına alınan hakları ihlal edilen kardeşimin ciddi ve telafisi imkansız bir şekilde zarar görmesinin önüne geçmek için yapılacak öncelikli ve acil incelemenin önü açılmalıdır.
TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN ZARARLARA UĞRADIM
2) Ortağı olduğum Koza Grubu şirketlerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (“CMK”) m. 133 uyarınca 26 Ekim 2015 tarihinde Türkiye’de kayyım atanmasına karşı Mahkemeniz nezdinde 12 Aralık 2018 tarihinde avukatım yardımıyla yapmış olduğum 4158/19 numaralı başvurum hakkında 21 Ekim 2021 tarihinde Komite tarafından karar verilmiştir.
Ancak, Başvurum Daire tarafından incelenmesi gerekirken yetki aşımı yapılarak Komite tarafından incelenmiştir. Bu da haklarımın kaybına neden olmuştur. Ayrıca kararda maddi vakıalar yanında usul ve esasa dair incelemelerde fahiş ve açık hatalar bulunmaktadır. Bu sebeplerle AİHM Mahkeme İç Tüzüğü m. 53 ve 81 uyarınca Kararda yer alan hataların düzeltilmesi yoluna başvurmak gerekmiştir. Bu başvuruya ilişkin ayrıntılı beyanlarda bulunduğum 19 Kasım 2021, 21 Kasım 2021, 26 Kasım 2021 ve 9 Aralık 2021 tarihli dilekçelerim Mahkemeniz kayıtlarında mevcutttur.
BAŞVURU KAYDIMIN YAPILMASI 3 YIL SÜRDÜ!
3) Malvarlığıma el konulması kararına karşı 19 Ağustos 2019 tarihinde mahkemeniz nezdinde yaptığım başvurunun kaydının yapıldığı ve başvuruya ilişkin başvuru numarasının (48055/21) verildiği ancak 22 Şubat 2022 tarihinde tarafıma tebliğ edildi. Sadece başvuru kaydının yapılması ve başvuru numarası verilmesi için yaklaşık 3 yıllık bir sürenin geçmiş olması mahkeme işleyişi içerisinde olağan dışı bir durumun olduğunu göstermekte ve mahkemeniz aracılığıyla adil bir karara ulaşma ümidimi kırmaktadır.
Yukarıda izah ettiğim hususlar ışığında, mahkemenin iç işleyişinde ortaya çıkan olağan dışı bu tablonun tarafınızca incelenmesini ve kasıtlı ya da kasıtsız olarak neden olunan mağduriyetin bir an önce giderilmesini talep ediyorum. Yapılan denetimde başvuruların incelenmesinin kasıtlı olarak geciktirildiği tespit edilirse, mektubumun şikayet olarak kabul edilerek ilgililer hakkında soruşturma açılmasını ve yasal işlem başlatılmasını istiyorum.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***