Konu Hazine dengeleri olduğunda yazı ister istemez sayılara boğuluyor ama başka türlüsü biraz zor, özür diliyorum.
Müjdeler olsun, en zor günlerde, pandemi, savaş, global kriz, vs. Hazine nakit dengesi Ocak ve Şubat (2022) kümülatif olarak 71 milyar TL faiz dışı fazla vermiş (bütün büyüklükleri iki yönlü de yuvarlayarak veriyorum, bu bir gazete yazısı).
Ocak ayında 25 milyar TL faiz dışı açık veren Hazine dengesi şubat ayında 96 milyar TL faiz dışı fazla vermiş, kümülatif olarak da işte 71 milyar TL faiz dışı fazla ediyor.
Şubat ayı kamu gelirleri 278 milyar TL, giderler ise 223 milyar TL.
Faiz dışı giderler 182 milyar TL, faiz ödemeleri ise 41 milyar TL olmuş Şubat 2022’de.
Ocak ayında 148 milyar TL olan Hazine gelirleri Şubat ayında 278 milyar TL’ye çıkmış.
Bu büyüklükler gerçekten ilginç, Hazine gelirlerinde Şubat ayında böyle bir artış nasıl gerçekleşmiş, üzerinde düşünülmesi gerekiyor.
Ortada bu dengeleri böyle etkileyebilecek bir özelleştirme ya da fon geliri de görülmüyor.
Ancak, Hazine gelir ve giderlerini sadece bu seneki büyüklüklere bakarak anlamlandırmak doğru olmayabilir.
Türkiye kamu yönetiminde kanımca hala en iyi işleyen taraf kamu idarelerinin, özellikle Hazine ve Maliye’nin nitelikli veri yayınlaması; önümüzdeki günlerde ise yayınlayacağım bir tarım yazısında Tarım Bakanlığının açıkladığı verilerin kötülüğüne de değineceğim.
Hazine ve Maliye Bakanlığının internet sahifesindeki Excel tablolarından hemen 2021 senesinin Ocak, Şubat aylarındaki Hazine dengelerine ulaşıyorsunuz (2000 senesine kadar aynı tablolarda aylık veriler mevcut).
Şubat aylarını temel alalım.
Şubat 2021’de 98 milyar TL olan Hazine gelirleri 2022 senesinin aynı ayında 278 milyar TL olmuş; artış yaklaşık üç kat.
Şubat 2021’de 102 milyar TL olan Hazine giderleri de Şubat 2022’de 223 milyar TL olmuş.
Tüm iktisatçıların bu gelişmeler karşısındaki yorumlarını gerçekten merak ediyorum.
Bu artış TÜİK’in açıkladığı resmî enflasyon oranı ile açıklanabilecek bir artış değil.
Enag’ın açıkladığı enflasyon artışı bile bu nominal büyümeyi açıklamaya yetmiyor.
Milli gelir istatistiklerinde de kamunun bu genişlemeyi açıklayacak bir oransal büyümesi ortada görünmüyor.
Peki bu manzara nasıl ortaya çıkıyor.
Ortada dolaşan dedikodular yok değil, vergi gelirlerinde önemli bir artış var ve Hükümetin Nisan ayına kadar ödenmesi gereken vergileri bazı şirketlerden rica ile (!) öne aldığı söyleniyor.
Bu rica ve ricanın gereğinin yerine getirilmesi senelik dengeleri etkilemez ama 2022’nin ilk aylarında bu kadar büyük Hazine fazlası amaçlamanın anlamını da yakalayamıyorum.
Ortada TÜİK’in açıkladığı yüzde 11’lik bir büyüme de var ve bu büyümenin kökeninde tüketim artışının büyük payı var, tüketim vergileri de doğal olarak çok artıyor ama bu artış da Hazine gelirlerinin yaklaşık üç kat artışını açıklamıyor.
Enerji fiyatlarında da büyük bir artış söz konusu, dolayısıyla enerji tüketimi üzerine salınan dolaylı vergiler de bu artışta rol oynayabilir ama yine de 98 milyardan (2021) 278 milyar TL’ye (2022) çıkışı anlamlandırmak zor.
Merkez Bankasında bir gecede büyük bir kâr yarattılar, Hazineye aktardılar ama o aktarım da hem bu kadar büyük değil, hem de yanılmıyorsam Merkez Bankası kârı Ocak Hazine gelirlerine dahil oldu.
Yanlış anlaşılmasın, devlet büyüklüklerle oynuyor falan demiyorum, kanıtım olmadan demem ama ortada ilginç bir tablo var.
Anlaşılan önümüzdeki aylarda kamu hesaplarını bir dedektif gibi izlemek ve sonuçları yorumlamak gerekecek.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***