HABER ANALİZ | CUMALİ ÖNAL
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Ankara ziyareti ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gazze’yi ziyaret etmesinin de önü açılıyor.
Erdoğan iki ülke ilişkilerinin krizde olduğu 2013 yılında sık sık Gazze’yi ziyaret edeceğini söylemiş, ancak bu ziyareti bir türlü gerçekleştirememişti.
Herzog’un ziyareti ile Erdoğan, Türk-İsrail ilişkilerinde yeni bir dönem başlatarak, dış politikadaki kuşatılmışlığı kırmaya çalışıyor. Daha önce de Ortadoğu’da Türkiye karşıtı oluşan ittifakın en önemli ülkelerinden Birleşik Arap Emirlikleri’nin Veliaht Prensi geçtiğimiz yıl Aralık ayında Erdoğan’ı ziyaret etmiş, Erdoğan da geçtiğimiz ay bu ziyarete karşılık vermişti.
Tıpkı BAE gibi Erdoğan’ın İsrail’e de gidip gitmeyeceği şimdilik pek konuşulmuyor. Ancak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu başkanlığındaki bir Türk heyetinin önümüzdeki haftalarda İsrail’e yapacağı ziyaret, Erdoğan’ın muhtemel bir ziyaretinin de önünü açabilir.
Her ne kadar İsrail’de hükümetin başında şahin bir isim Naftali Bennett olsa da, hükümetinin sağ, sol, liberal, milliyetçi ve Arap partilerden oluşmasından dolayı Erdoğan’ın ziyaretinin hoş karşılanabileceği belirtiliyor.
Erdoğan’ın İsrail ile ilişkilerini geliştirmek istemesinin pek çok nedeni var. En başta gelen sebep şüphesiz Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizin iç kamuoyunda Erdoğan’ı ciddi bir şekilde sıkıştırması. Erdoğan dış politikada atacağı adımlarla en azından dış baskıları hafifletmeye çalışıyor.
Diğer bir sebep ise Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden’la diyalog köprüleri kurmaya çalışması. Biden göreve geldikten itibaren Erdoğan’la yüz yüze ve telefonda görüşmesine rağmen, çok sıcak bir diyalog kurmaktan özenle kaçınıyor.
Ancak İsrail ile ilişkilerini geliştirmek istese de Erdoğan’ın bu süreci ne kadar sürdürebileceği bilinmiyor.
AKP iktidara geldiği 2002’den itibaren “komşularla sıfır problem“ açılımının sonucu olarak İsrail ile de sıcak bir ilişki geliştirdi. Hatta Kudüs’ü ziyareti sırasında Erdoğan, Sabra ve Şatilla kasabı olarak bilinen dönemin İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un “İsrail’in ezeli ve ebedi başkentine hoşgeldiniz“ sözlerini gülümseyerek karşıladı.
İsrail-Suriye arasında arabuluculuktan, Filistin‘e sanayi bölgesi kurulmasına, Manavgat suyunun İsrail’e boru hatlarıyla taşınmasından İsrail savaş uçaklarının Türk hava sahasını kullanmasına kadar pek çok alanda çok yakın ilişkiler tesis edildi.
Ancak 2009’daki Gazze’ye yönelik Dökme Kurşun Operasyonu bu ilişkileri tam tersine çevirdi. Dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in bu operasyondan birkaç gün önce Türkiye’yi ziyaret etmiş olmasına rağmen haber vermeden Gazze’ye saldırması Erdoğan’ın sert tepkisini çekti ve ilişkiler hızla kötüleşmeye başlamıştı. Akabinde yaşanan Alçak Koltuk Krizi, Mavi Marmara Olayı ve ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıması iki ülke ilişkilerinde gerginliğin zirve yapmasına sebep oldu.
Erdoğan İsrail’le bu gerginlikleri iç politikada sürekli olarak kullandı. Meydanlarda sık sık İsrail’e yönelik sert sözler sarf etti.
2012’deki bir konuşmasında İsrail’in bir terör devleti olduğunu belirten Erdoğan 2014 yılında bir vatandaşla tartışırken hem ona yönelik şiddet uygulamaya kalkması ve hem de “Niye kaçıyorsun ulan İsrail dölü” ifadelerini kullanması uzun süre medyada gündem oldu.
2015’teki bir konuşmasında ise “Şahsen ben bu görevde bulunduğum sürece hiçbir zaman İsrail’le ilgili olumlu bir şey düşünemem“ demişti.
1 Aralık 2017’deki Dünya İnsan Hakları Günü programında yaptığı konuşmada da Erdoğan, “Bugün kendilerini Kudüs’ün sahibi sananlar, yarın arkasına saklanacak ağaç dahi bulamayacaklarını bilmelidirler” şeklinde konuştu. Erdoğan’ın bu sözleriyle hadislerde geçtiği belirtilen ve hayatta kalan son Yahudilerin arkasına saklanacakları rivayet edilen Gargat ağacından bahsettiği ileri sürüldü.
10 Aralık 2017’de AKP‘nin Sivas 6. Olağan Kongresinde konuşan Erdoğan ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasıyla ilgili yaptığı konuşmada, “İsrail terör devletidir” ifadelerini tekrar kullandı.
Erdoğan daha sonraki süreçte bu ifadeleri kullanmaktan geri kalmadı.
Son olarak geçtiğimiz yıl Mayıs ayında İsrail’in Filistinlileri evlerinden çıkarmak için şiddet uygulaması da Erdoğan’ın gündemindeydi.
Erdoğan, “Zalim İsrail, terör devleti İsrail, mukaddesatlarını korumak, binlerce yıllık evlerine, yurtlarına sahip çıkmak dışında hiçbir gayeleri olmayan Kudüs’teki Müslümanlara vahşice ve ahlaksızca saldırmaktadır,” dedi.
Başka bir konuşmasında ise, “Terör devletinin Kudüs’te yaptıkları sınırları aşmıştır. Güçleri sadece çocuklara ve masumlara yetiyor. İsrail’in zalimlikleri karşısında hem üzüntülü hem öfkeliyiz. Tüm dünya görmezden gelse bile İsrail’in zulmüne eyvallah etmeyeceğiz,” şeklinde ifadeler kullanıyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, İsrail’in Kudüs’teki saldırılarına yönelik açıklamasında “Gerekirse Kudüs’e asker göndereceğiz” diyerek İsrail’e meydan okumuştu.
Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump öncülüğünde İsrail’in bazı Arap ülkeleriyle yaptığı ve İbrahim Anlaşmaları olarak adlandırılan ilişkilerin normalleştirilmesine de sert tepki gösterdi.
14 Ağustos 2020’de Cuma namazı çıkışında gazetecilere konuşan Erdoğan, Türkiye’nin Abu Dabi’deki büyükelçiliğini kapatmayı ve İsrail ile ilişkilerini normalleştirme anlaşması nedeniyle Birleşik Arap Emirlikleri ile diplomatik ilişkilerini askıya almayı düşündüğünü söyledi. Erdoğan’dan önce de Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, tarihin BAE’nin böyle bir anlaşmaya varırken “ikiyüzlü davranışını” asla affetmeyeceği belirtildi.
Erdoğan aynı şekilde Bahreyn’in İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesine ve Kosova’nın büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşımasına da benzer tepkiler gösterdi.
Erdoğan’ın İsrail’e yönelik başka sözleri de var:
“Gücü çocuk ve kadınlara yeten terör devleti İsrail’in zalimlikleri karşısında öfkeliyiz.”
“Ben merak ediyorum bu İsrail neresidir? Ben temiz elimi kirletemem.”
“Ey İsrail siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz.”
Erdoğan’ın İsrail’e yönelik sert açıklamaları Tel Aviv’in Mısır, Kıbrıs ve Yunanistan’la ittifaklar kurarak Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de sıkıştırmasının da yolunu açtı. Yunanistan İsrail’den 1,6 milyar dolarlık silah siparişi verirken, bu ülkeler arasındaki ilişkiler stratejik olarak değerlendirilmeye başlandı. Hatta Kahire merkezli Gaz Forumu’na bölge ülkesi olmayan Birleşik Arap Emirlikleri de davet edildi.
İsrail zaman zaman iç politikada da gerginliklere yol açtı. 19 Mayıs 2012’de Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesinde düzenlenen “Kütüphane Söyleşileri” programında, Türkiye’nin farklı illerinden gençlere konuşmasında kendisini İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya benzeten İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e sert tepki gösterdi. Erdoğan, “Filistin dendiği zaman benim ciğerlerim adeta sese gelir ve o, Filistin’in haritadaki yerini bilmeyecek kadar zavallıdır. Şimdi utanmadan sıkılmadan kalkıp beni Netanyahu ile aynı kefeye koyacak kadar ahlaksızlaşan bizde siyasetçi var” ifadelerini kullandı.
İsrail düşmanlığı zaman zaman tuhaf siyasi hamleleri de beraberinde getirdi. Çamlıca Kulesi’nde fotoğraf çeken İsrailli bir çiftin Erdoğan’ın evini görüntülediği yönündeki iddia üzerine bir süre tutuklandı. Daha sonra serbest bırakılan çift İsrail’de bir anda medyanın gündemine oturdu ve hatta bazı reklam filmlerinde de oynatıldı.
İsrail düşmanlığı oğul Erdoğan’ın da gündemindeydi. Nisan 2019’daki bir konuşmasında Bilal Erdoğan, “Bir imam hatip lisesi mezunu başka bir imam hatip lisesinin kardeşidir. Dünyanın dört bir yanında Müslümanlar zulüm altında inliyorlar mı? İsrail her geçen gün Filistin’deki kardeşlerimiz üzerindeki baskısını artırıyor mu? Artırıyor; çünkü Müslümanlığını bölünmüş görüyor. İsrail bugün Türkiye’den korkuyor, çünkü ‘İşin başında imam hatipli milliler var’ diye korkuyor,” dedi.
Erdoğan 2020 sonlarından itibaren İsrail’e zeytin dalı uzatmaya başladı. Aralık 2020’de İsrail basını Türkiye’nin İsrail‘e büyükelçi atamaya hazırlandığı yönünde haberler yapmaya başladı. Haberlerde Erdoğan’ın tercihinin Ufuk Ulutaş olduğu dahi yazıldı. Ancak Suriye’de İslami Cephe kurulması gerektiği yönünde yaptığı paylaşımların İsrail’de hoş karşılanmadığı belirtildi. Bazı medya kuruluşları Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in iki ülkenin barışması için devreye girdiğini yazdı.
Aralık 2021’de Abu Dabi ile başlayan yumuşamadan sonra benzerinin İsrail ile de yapılabileceğini söyleyen Erdoğan’ın İsrailli lideri Türkiye’ye getirtebilmek için yoğun bir çaba sarf ettiği de İsrail basınının sık sık manşetlerini süsledi.
Erdoğan’ın 13 Ocak’ta Herzog’a taziye telefonu açması ise iki ülke ilişkilerinde yeni bir başlangıç oldu.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***