YORUM | TARIK TOROS
Yakın zamana kadar seçim kritiği yaparken “tabi seçim olursa” diye şerh düşüyordum.
Bu konuda yalnız da değildim.
Hatırı sayılır yorumcu, Erdoğan’ın kaybedeceği seçimi erteleteceği, bu uğurda savaş çıkarmaktan çekinmeyeceği konusunda hemfikirdi.
Gelgelelim, tarihin akışını değiştiren bir şey oldu ve Rusya Ukrayna’yı işgal etti.
Sonuç ne olursa olsun, milattır bu.
Ankara’nın süreçte yürüttüğü denge politikası, birbiri ardına Türkiye’ye gelen liderler, Antalya Forum, Dışişleri’nin hummalı diplomasisi ve Bayraktar SİHA’lar kimseyi yanıltmasın.
Gelişmeleri kötülüyor değilim.
Türkiye yapması gerekeni yapıyor.
“Yanıltmasın” derken kastım:
Bunun Erdoğan’ın yelkenlerini şişirdiği, iktidarını sağlamlaştırdığı, görev onayını artırdığı propagandası yanıltmasın.
***
Ankara, gözünü Putin’den ayırmazken…
Kulağı Batı’da.
Yaşananları tek tek not ediyor:
-Dünya medyası aman vermiyor.
-İnternet çağında hiçbir gerçek örtülemiyor ve hiçbir propaganda bunun önüne geçemiyor.
-Avrupa devletlerinin Ukraynalı sığınmacılara özeni göz yaşartıyor.
-Görülmemiş yaptırımlarla Kremlin sarsılıyor.
-Söz konusu oligarklar olunca “hukuk rafa kalkıyor”, mal-mülk-banka hesapları çatır çatır donduruluyor.
***
Gazetecilik, sessiz kalanları da takip etme sanatıdır.
Macaristan, Polonya gibi otoriter eğilimli ülkelerin AB çizgisinde hizalanması…
Çin, Hindistan gibi devlerin “çekimser” kalarak Moskova’ya “sarı ışık” yakması, Rusya’nın mevcut varlıklarının yarısına el konulması kadar önemlidir.
Ankara bunları da görüyor ve notuna alıyor.
***
Bilinen ve defalarca sınanan şeydir:
-Erdoğan için dış dünyada ‘görece’ meşruiyet vazgeçilmezdir.
Düzenli seçim yapılır, parlamento vardır, muhalefet meclis çalışmalarına katılır, mahkemeler çalışır, medya mevcuttur, vesaire.
Bunların hepsi Erdoğan’a meşruiyet sağlayarak üzerlerine düşeni fazlasıyla yerine getirmişlerdir.
Haliyle özellikle “muhalif” cenahlar için bu günah bile yeter, artar.
Meclis’e gidip, alkışlamaya hazır grup milletvekillerine her hafta düzenli nutuk atıyor musun, atmıyor musun! Bundan ala demokrasi mi olur!
***
Ukrayna krizi bir milattır.
Batı, olağanüstü yaptırım gücüyle…
Türkiye gibi buğday, ayçiçeği dahil adeta donuna kadar dışarıya muhtaç ülkeleri bir kez daha hizaya çekti.
Şu gün gerilimden beslenen ve bundan hayli keyifli olduğu gözlenen Erdoğan, en geç 18 Haziran 2023’te seçime gitmek zorunda olduğunu biliyor.
Üçüncü kez adaylığı şaibeli olacağı için, bu tarihi 1 veya 2 hafta öne çekecektir.
Artık yoğurdu üfleyerek yemek zorunda.
“Mültecileri göndermeyeceğiz” çıkışı Batı’ya dönüktür.
“Siz artık bununla tehdit etmeyeceğim” diyor.
***
Ezcümle:
Erdoğan artık sandığı halktan kaçıramaz.
Ama sandıktan da çıkmak zorunda.
Bunun için yapmayacağı yok.
Muhalefetin, içindeki Saray uzantılarına takılmayıp karşısına doğru adayı çıkarması ve onun etrafında kenetlenmesi icap ediyor.
Seçim ittifakına lüzum kalmadı artık.
Küçük partilerin kimi CHP kimi İYİ Parti listesinden aday gösterir, biter gider.
Ne çare, epey lüzumsuz polemik olacağı da aşikar.
Kulaklarınızı tıkayın, seyretmeyin.
Bir şey kaybetmezsiniz.
Türkiye’de bir şey olacaksa…
Bu, muhalefete rağmen olacak.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***