Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Edoğan’ın “beşli çetenin hamisi ve pazarlamacısı” olduğunu belirtti. Ana muhalefet lideri “Milletin hakkını hukukunu savunmak varken milletin cebinden parayı alıp da beşli çeteye tahsis etmek hangi adalette, hangi hukukta, hangi ahlakta vardır?” diye sordu.
Kılıçdaroğlu partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada iktidarın, Türkiye’nin bütün kaynaklarını başta Londra’daki bir avuç tefeciye, sonra ülkedeki tefecilere verdiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, politika faizinde indirime gidilmesinin vatandaşın sırtına daha ağır faiz bindirdiğini söyledi.
Türk halkının bir avuç yabancıya çalışıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, “84 milyon kişiyi kime mahkum ettiler? Bir avuç kişiye mahkum ettiler. Bunlar devleti mi yönetiyor? Devleti yönetmiyorlar. Bunlar başka bir işin peşindeler. Türkiye’yi bir sömürü alanı haline getirdiler. Bugün için, her ay 1 milyar 551 milyon dolar faiz ödüyoruz yabancılara. Her gün, akşam olduğunda 51 milyon dolar faiz ödeyeceğiz. 51 milyon 7 bin 895 dolar faiz ödeyeceğiz. Her saat 2 milyon 125 bin dolar faiz ödeyeceğiz” diye konuştu.
“Bir faiz belası vardı, şimdi de taahhüt belası var”
Kamu-özel işbirliği, yap-işlet devret modelinin Türkiye’nin başına bela olduğunu “Bir faiz belası vardı, şimdi de taahhüt belası var” sözleriyle ifade eden Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘bu devletin cebinden, kasasından, kesesinden bir kuruş para çıkmaz’ dediğini hatırlattı ve ‘Arada fark çıkarsa onu devletin bütçesinden biz öderiz’ ifadelerini öne çıkararak eleştiride bulundu.
İktidarın halkı yalnızca faiz batağına değil, taahhüt batağına da soktuğunu belirten ana muhalefet lideri dört örnek vererek konuyu açıkladı.
Örneklerde yer alan şehir hastaneleri, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü ve Kütahya Zafer Havalimanı’nın maliyetiyle taahhüt bedelleri arasındaki on milyarlarca dolarlık büyük farka dikkat çeken Kılıçdaroğlu “Bunlar sıradan rakamlar değil, bunlar sadece beşli çeteye bırakılacak kadar küçük rakamlar da değil” diye konuştu ve iktidara geldiklerinde bu paralardan nasiplenenleri tek tek ortaya çıkaracaklarını ve paraları hepsini geri alacaklarını kaydetti.
Kılıçdaroğlu “Beşli çetenin hamisi ve pazarlamacısının adı Recep Tayyip Erdoğan’dır” ifadelerini kullandı.
“Bürokrasi devletin omurgasıdır”
Bürokrasiyi “devletin omurgası” olarak tanımlayan Kılıçdaroğlu Fransa’da yabancı yatırımcılarla bir araya gelen Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin “En sevmediğim konu da şu yatırımcılara zorluk çıkaran mevzuat ya da bürokrasidir. Hep beraber kavga edelim, bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda Cumhurbaşkanımız var rahat olun, mevzuatı da değiştiririz” ifadelerini değerlendirdi.
“Yabancılar neden gelmiyor? diye soran Kılıçdaroğlu “Sizin istediğiniz gibi mevzuatı değiştiririz diyorsan, yarın da başkası istediğinde ben o mevzuatı da değiştiririm” denmesinin istikrarsızlığa yol açtığını ve yabancı yatırımcıları tedirgin ettiği ileri sürdü.
“Boğaziçi Üniversitesi sıradan bir okul değil, Türkiye’nin göz nuru”
Kemal Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki protesto eylemleriyle ilgili yargılanan öğrencilerin davasında tam bir garabet yaşandığını savunarak başarılı öğrencilerin yurt dışı yasaklarının halen devam ettiğini söyledi.
“Tepeden inme, hukuksuz bir şekilde üniversitedeki demokratik atmosferi yok ediyorsanız ve öğretim üyeleri 21inci yüzyılın Türkiye’sinde ‘Biz bu yönetimi istemiyoruz’ diye aylardır gösteri yapıyorlarsa, haklarını arıyorlarsa bütün yeni açtıkları fakülteleri, programları iktidara geldiğimizde tamamını kapatacağız. Boğaziçi Üniversitesi gerçek anlamda Boğaziçi Üniversitesi olacak. Atamayla, torpille gelen, liyakatle gelmeyen, üniversitenin koşullarını taşımayan, haksız hukuksuz şekilde belli makamlara gelenlerin de görevlerine son vereceğiz. Burası sıradan bir okul değil, Türkye’nin göz nuru” diye konuştu ve yerleşkeyi de eski hukuki statüsüne kavuşturacaklarını belirtti.
“Herkes özgürce, yasal ölçüler içinde gösterisini yapabilmeli”
Gösteri yapmanın, demokrasilerde anayasal bir hak olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, “Furkan Vakfı’nı seversiniz sevmezsiniz, katılırsınız katılmazsınız, onlar da yürüyüş yapmak istiyorlardı. Orantısız güç kullanıldı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez başörtülü kadınlar bu kadar ağır bir zulümle karşı karşıya kaldılar” dedi ve iktidara geldiklerinde herkesin düşüncesine, inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı göstereceklerinin, herkesin özgürce, yasal ölçüler içinde gösterisini yapabileceğinin altını çizdi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***