Çanakkale ve Balıkesir’de aynı anda sokağa çıkan çevre örgütleri ve halk “Bölgemizin en önemli gelir kaynaklarından zeytinciliğe yeni bir darbe daha vurulmak isteniyor! Zeytinliklerimiz enerji ve maden şirketlerinin yağma ve talan projelerine açılmak isteniyor” dedi.
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın da katıldığı protestolarda okunan ortak metin şöyle:
“Zeytinliklerimizi koruyan 3573 sayılı Zeytin Yasası’nı daha önce yedi kez değiştirmeye çalışan enerji ve maden lobileri çareyi bu kez maden yönetmeliğini değiştirmekte buldu.
İktidar, tam da ülkemizin yanı başında bir savaş sürerken ve dikkatlerimiz bu savaşa yönelmişken bu değişikliği gerçekleştirdi. Daha önce her seferinde ekoloji örgütleri, sektör örgütleri ve zeytin üreticileri ortak mücadelesi ile geri püskürtülen Zeytin Yasası değişikliği yeniden karşımıza çıkartıldı. 01.03.2022 tarih ve 31765 sayılı ResmiGazete’de yayınlanan ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘Maden Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’ ile zeytinlikler iktidar tarafından enerji ve maden projelerine, kömüre feda edilmek isteniyor.
‘ŞİRKETLER ZEYTİNLİKLERİMİZDE DAHA RAHAT AT KOŞTURACAK’
1939 yılında kabul edilen 3573 Sayılı ‘Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’ zeytinlikleri korumak için kalkan olmuştu. Kanunu değiştirmeyi başaramayan şirketler bu kez de Maden Yönetmeliği’nin 115’inci maddesine ek fıkra koyarak amaçlarına ulaşmaya çalışıyor. Gerekçeleri ise enerji madenciliği için kamu yararı imiş. Gerçekte kimin yararı? Enerji ve maden şirketleri zeytinliklerimizde daha rahat at koşturacak.
Söz konusu değişiklikte şöyle diyor: ‘Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak bakanlıkça izin verilebilir…’
Zeytinliklerimizin ölüm fermanı olacak olan bu değişikliği asla kabul etmiyoruz. Kutsal ve ölümsüz zeytin ağacını kömüre, taş ocaklarına, madenlere kurban ettirmeyeceğiz.
ENERJİ VE MADEN ŞİRKETLERİNİN İŞGALİ
Ülkemiz zeytin ve zeytinyağı üretiminde dünya çapında üst sıralardadır. Ülkemizdeki yüzbinlerce çiftçinin yaşamı yalnızca zeytine bağlıdır. Zeytinyağı ihraç ürünümüzdür. Zeytin yoksulun ağacı, fakirin gıdasıdır. Bölgemizin de en önemli geçim kaynağıdır.
Ulusal Zeytin ve Konseyi’nin 2021- 2022 yılları rekolte tahmin raporuna göre, ülkemizde yaklaşık 190 milyon adet zeytin ağacı vardır. Bunun 5 milyon 500 bin adedi Çanakkale İlimizde, 11 milyon 900 bin adedi de Balıkesir ilimizdedir. 190 milyon ağacımız tehlike altındadır.
Bölgemiz enerji ve maden şirketlerinin işgali altındadır. Biga yarımadasının yüzde 79’u maden ruhsatları ile kaplıdır. Son yıllarda enerji şirketleri bölgemize adete hücum etmiştir. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın yaptığı talihsiz açıklamanın aksine, Bölgemizin her tarafında çok sayıda hem termik santral, hem jeotermal enerji santralları hem de rüzgar enerji santralları projeleri yer almaktadır. Çalışan 5 adet termik santral vardır. En az 10 proje de yoldadır. Ezine ve Ayvacık’ta faal durumda 4 adet jeotermal enerji santralı mevcuttur ve ÇED süreci devam eden ve çok sayıda Jeotermal santral projesi vardır. Dağlarımız sayısız rüzgar türbinleri ile kaplanmıştır. Ruhsat alan çok sayıda yeni RES projesi vardır. Enerji ve maden şirkelerinin önünü daha da açmak için bir kez daha zeytinliklerimize göz dikilmiştir.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyinin söz konusu raporunda şu ifadeler yer almaktadır: ‘İklim değişikliği nedeniyle toprak ve su rejimleri değişime uğramakta, tarımsal üretim azalmakta ve gıda güvenliği tehlikeye girmektedir. Nitekim iklim değişikliğinin sebep olduğu kuraklık, fırtına, sel vb gibi ekstrem iklim olaylarının sık ve şiddetli bir şekilde yaşanıyor olması ile bunların zeytin tarımı üretimi üzerindeki olumsuz yönde etkileri de yoğun olarak hissedilmeye başlamıştır. Bu etki sadece üretimin miktarında değil, aynı zamanda elde edilen yağın kalitesinde ve kompozisyonunda da değişimlerin oluşmasına neden olmaktadır.’
Enerji ve madencilik madencilik projeleri iklim değişikliğine neden olmakta ve bu değişiklik zeytinlere zarar vermektedir. Verdiği zararlar yetmiyormuş gibi şimdi de bu projelerin daha da rahat uygulanabilmesi için doğrudan yok edilmek isteniyor.
Bir zeytin ağacının büyümesi yıllar almaktadır. Yok edilen zeytinliklerin kısa sürede yerine getirilmesi mümkün değildir. Şirin görünmek için yönetmelikte ağaçların nakledileceğine belirtilmesi ve bakanlık tarafından ‘Zeytinlikler kesilmeyecek, nakledilecek’ şeklinde yapılan açıklamalar ise hiç inandırıcı değildir. Ayrıca nakledilmesine de razı değiliz. Dokunmayın yeter.
Söz konusu düzenleme, hem sektör örgütleri, hem üreticiler, hem ekoloji örgütleri hem de ülkemiz kamuoyunda ciddi tepkilere yol açmıştır. Daha üç gün içerisinde yönetmeliğin iptali için çok sayıda davalar açılmıştır.
Bizler tüm ekoloji örgütlerini, sektör örgütlerini, emek ve demokrasi güçlerini ve demokratik kitle örgütlerini söz konusu yönetmelik değişikliğine karşı ortak olarak mücadele etmeye ve yönetmeliğin iptali için yığınsal davalar açmaya çağırıyoruz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***