YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Temel ile İdris bir konuda anlaşamıyormuş. Temel Türkiye’de uranyum olduğunu söylüyor, İdris ise olmadığında ısrarcıymış. Bunları uzun uzun süre tartışırken gören Dursun “Haçan siz bir türlü anlaşamıyorsunuz, en iyisi Cemale sorun” demiş. Temel şaşkın şaşkın sormuş: “Cemal Türkiye’deki madenleri çok mu iyi bilur da, ona niye soralım?” “Yok hiç bilmez” demiş Dursun, “Ama dediğim dediktir. Öyle diretir ki bir süre sonra susmak zorunda kalırsınız. Ona sorun ki bu tartışma bitsin.”
Recep T. Erdoğan işte bu fıkradaki Cemal’in ta kendisidir. Neyi savunuyorsa öyle bir kararlı ve ısrarlı ki, neyi savunuyorsa onda haklı! Hak söylenen sözde değil bunun savunduğu görüşlerdedir.
İki saat önce tam tersini söylüyordur, o zaman da haklıdır, şimdi tam tersini söylüyordur bunda da haklı. Recep T. Erdoğan’ın tek bir özelliği varsa o da sürekli ve her şartta mutlaka haklı olmasıdır. Recep Bey bu sefer de Avrupa’da Rus yazar ve sanatçılarına karşı yürütülen ‘cadı avı’nın kabul edilmez olduğunu beyan etmiş. Batı’nın Rusya ambargosunu eleştirirken, “Rus halkına, sanatçılarına, edebiyatına yönelik cadı avını andıran uygulamalarını kabul etmiyoruz” buyurmuş. “Hale bak, Almanya’da filarmoni orkestrası şefi, Putin’in arkadaşı diye görevine son veriyorlar, böyle saçmalık olur mu? Dostoyevski’nin eserlerine yasak getiriliyor. Böyle saçmalık olur mu? Tarihte Bağdat’taki kütüphaneleri yakıp yıkan Hülagü’den ne farkı var. Aynı bunlar. Ne yazık ki bu asrın artık bu zamanında bunları görmek gerçekten biz siyasetçileri kahrediyor. Ağızlarını her açtıklarında insan hak ve hürriyetlerinden bahsedenler sınıfta kaldı.”
Batılı liderlerden kimse, ar damarı çatlamış bu adama “Sen cadı avını 21. yüzyılda yeniden icat eden adamsın, cadı avını ağzına nasıl alırsın” dememiş. “Tıpkı Ortaçağ’daki gibi zan ile insanları cezalandıran, idam eden altı yüz yıl sonra cadı avını aynıyla yürürlüğe sokan ve bunu kendi ağzıyla itiraf eden birisin. Cadı avını bonservisiyle beraber Türkiye’ye transfer ettin,” deselermiş keşke.
Türkiye kamuoyu da bunu “Aaa Dostoyevski’ye ‘Dostoviski’ dedi” diye tartıştı. Sanki yazarın ismini doğru telaffuz edince bütün sorun ortadan kalkacak! Recep diplomalı olsa, hatta Standford’dan mezun olsa, birkaç yabancı dili anadili gibi konuşsa, hiçbir mesele kalmayacak yani.
Bütün ülke oturmuş bu cadı avını izliyor. Mesela Recep T. Erdoğan ve arkasındaki hırsız güruh, “Hakan Şükür’ün attığı gollere, Galatasaray’ın ve Milli Takımın en çok gol atan, en başarılı futbolcusu olduğuna bakmayın o bir cadı ve cezalandırılmayı hak ediyor” diyor. Yıllarca onun attığı gollerle kendinden geçen milyonlarca kişi bu söz üzerine taş yağmuruna tutuyor. Hele o Atalay Demirci denen muzip adamın güldürdüğüne de bakmayın, espriler yapması sizi aldatmasın o da aslında bir cadı ve hain. Hele şu sarma sarıp öğrenci okutan ablalar var ya onların da birer cadı olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı, diyor. Toplum hipnoz olmuş insanlar vay be demek cadıymış diye ateşe odun atmaya koşuyor.
Bu nedenle bir cadı avından söz edilecekse hemen dönüp Türkiye’ye bakacaksınız.
Bu Recep T. Erdoğan’a ve siyasal İslamcılara savunulacak bir mesele verin yeter. Size en kitabi, en ağdalı, en ahlakçı, en erdemli sözlerle savunsunlar. Öyle kararlılıkla savunurlar ki meleği şeytan, şeytanı melek gösterirler.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***