Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin salı günü yapılması planlanan ancak Rusya-Ukrayna krizi nedeniyle bugüne ertelenen Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline tepki gösteren Bahçeli, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yeni bir trajediye yol açtığını söyledi. Ukrayna ile Rusya arasındaki krizde masaya oturabilecek tek ülkenin Türkiye olacağını belirten Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilişkileri kullanarak arabuluculuk yapmasını övdü. Konuşmasında ayrıca yine muhalefeti hedef alan Bahçeli, 6 muhalefet partisinin 28 Şubat’ta imzaladığı güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışması metnini eleştirerek “Metin tam takır kuru bakırdır” ifadelerini kullandı.
“24 Şubat 2022 günü sabahın erken saatlerinden Rusya, Ukrayna’ya haksız ve hukuksuz, tasvip edilemeyecek bir işgal girişimi başlatmıştır. Bu uluslararası hukuka, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve Minsk sürecine darbedir” diyen Bahçeli, Ukrayna’nın işgalinin Soğuk Savaşı sonrasının en ciddi krizi olduğunu söyledi.
“5 Aralık 1994 Budapeşte referandumuyla Ukrayna’ya karşı güç kullanmayacağının garantisini veren Rusya sözünde durmamış, 2014’ten itibaren işgal planlarını tatbik etmiştir. Putin’in tutumu, geçerli kuralların ihlali dışında başka bir manaya gelmemiştir” diyen Bahçeli’nin açıklamaları şöyle:
‘PUTİN YENİ BİR TRAJEDEYİ HAYATA GEÇİRECEK’
“8’inci güne giren saldırı sürmektedir. Ne var ki BM, yasa dışı ve gayrimeşru askeri harekat dışında zayıf mesajlar dışında hiçbir şey yapamamıştır. Kan akarken, dünya utanç verici bir seyre dalmış, ekonomik yaptırımlarla oyalanmıştır.
1 Ağustos 1975 Helsinki zirvesiyle kurulan AGİT işlevini ve iddiasını yitirmiştir. Ukrayna’nın işgaliyle devletler arası ilişkilerde yeni bir sayfa açıldığı, gelişi güzel tarih yorumu üzerinden işgalin arka dekoru hazırlandığı anlaşılmıştır. Putin’in kanlı işgali haklı çıkarması mahsurlu bir mantıktır.
Putin’in 19’uncu yüzyıl jeopolitiğini hayata geçirmesi yeni bir trajediyi hayata geçirecektir.”
‘DONBASS’I UKRAYNA’DAN KOPARMAK BÖLÜCÜLÜKTÜR’
“Donbass’ı Ukrayna’dan koparma hamlesi bölücülüktür. Bu bölgenin bağımsızlığının Rusya Parlamentosu tarafından tasdiki uluslararası hukuku katletmektedir. İşgalin iki amacı olduğu anlaşılmaktadır; ilki NATO destekli Ukrayna’nın destekten çıkarılması, ikincisi Rus nüfusunun güvenliğinin sağlanmasıdır.
Ukrayna krizinin bir ucunda Rusya zorbalığı varken, diğer ucunda NATO ve batı tahriki olduğu açıktır. Ukrayna arada kalmış, filler tepişirken çimenler ezilmiştir. Dün kanlı gündemin üst sıralarında Bosna, Bağdat, Kabil, Kosova, Sana, Şam vardı, bugün Kiev vardır.
Putin’in NATO’nun stratejisinden duyduğu rahatsızlık sır değildir. Ukrayna işgaline mecbur kaldıklarını söylemesi ise çok yenidir. Ukrayna madem NATO üyesi yapılmayacaktı, neden ABD tarafından avutulmuştur? Ukrayna’yı ateş çukuruna çeken bir yanda Rusya iken, diğer yanda batılı ülkeler değil midir?”
‘UKRAYNA BAĞIMSIZ KARARLAR ALAMADI’
“ABD ile AB ülkeleri küresel sahnenin ön tarafında yaptırım kararları açıklarken, arka tarafında Rusya ile mutabakat zemini aramadıklarını iddia edemeyecektir.
Bize göre Ukrayna’nın bugüne kadarki talihsizliği bağımsız kararlar alamamış olmasıdır. 2014’ten beri sistematik bir kuşatma bu ülkeyi rehin almıştır. Kırım’ın ilhakına cevap verilemediği gibi yaptırımlar da devreye sokulamamıştır. Donbass 8 yıldır patlamaya hazır bombadır.”
RUSYA’NIN NÜKLEER TEHDİDİ: KÜRESEL VİCDANIN MAHVI
“NATO’nun taktik açıklamaları üzerine, Putin’in nükleer silahlara emir vermesi korkunç senaryoları hızlandırmıştır. Bu küresel vicdanın, insan haklarının mahvıdır. Silah gücüne güvenen, yaptırımları göze alan devletin başka bir devlete saldırmasının önü açılmıştır.
Dünyanın güvenliği 5 ülkeye emanet edilemez. Rusya’nın BMGK’nde pasifize edilerek bu konseyin ana yapısının değişmesi ve farklı ülkelerin dönüşümlü konseyde yer alması zorunluluktur.”
‘RUSYA VE UKRAYNA İLE MASAYA OTURABİLECEK TEK ÜLKE TÜRKİYE’DİR’
“Ukrayna’nın zalim işgali, buna karşı gösterilen etkisiz tepkiler, yeni dünya düzeni hakkında hepimize fikir vermektedir. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi, devletlerarası yeni bir yöntemi de gün ışığına taşımıştır. Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi’nde kendisiyle ilgili alınan kınama kararını reddetme hakkı olması çarpıklıktır. Bu kuruluşun baştan aşağı reforma ihtiyacı olduğu ayan beyan ortaya çıkmıştır. İnsanlığın güvenliği 5 devletin çıkarıyla bir ve aynı görülemez. Geldiğimiz aşamada MHP olarak Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmaların ivme kaybetmesi maksadıyla Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşmak istediğimiz görüşlerimiz şunlardır:
MHP olarak, çatışmaların ivme kaybetmesi, barış için adım atılması gereken adımlar şöyle:
Ukrayna’nın siyasi ve toprak bütünlüğüne saygı duyulmalı. Rusya ile Ukrayna arasında ateşkes sağlanmalı. Rusya işgalden vazgeçmeli, askerleri geri çekmeli. NATO doğuya genişleme stratejisini gözden geçirmeli. Tek seçenek diplomasi ve diyalogdur. Rusya ve Ukrayna heyetleri arasındaki mutabakat arayışları memnuniyet vericidir.”
Rusya ve Ukrayna ile masaya oturabilecek tek ülke Türkiye’dir.”
‘CUMHURBAŞKANIMIZIN ARABULUCULUK GİRİŞİMLERİN BARIŞIN ANAHTARI’
“Dostluk ve komşuluk hukukumuz olan hiçbir ülkeyi gözden çıkarmamız mümkün değildir. Türkiye cephe ülkesi olmayacaktır. Milli çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa adresimiz ve konumumuz orasıdır.
“Sayın Cumhurbaşkanımızın çok yönlü siyasi, ekonomik ve ticari ilişkileri kullanarak aktif arabuluculuk girişimi bize göre barışın, huzurun, istikrarın kalıcı anahtarıdır. İstanbul’da müzakere ikliminin başlaması krizden çıkışın orta yolu bulunacaktır. Dış politika hassas bir alandır, milli beka her zaman önceliğimizdir. Putin haksızdır, fakat bu durum ilişkilerimizi zedelememelidir. Biz ondan bundan medet ummayız. Savaşın karşısındayız. Kalıcı ve köklü bakışın yanındayız. Küreselci, eyyamcı, entrikacı değiliz. Batı ülkeleri 8 yıldır Ukrayna ile Rusya’yı kışkırtırken, demokrasi tacirleri, özgürlük havarileri kayıplara karışmıştır. “Biz” ve “onlar” ayrımı insanlığın başına onca felaketler getirmiştir. AB ucuz polemikten, çürük eleştiriden başka hiçbir şey yapmamıştır.”
YİNE MUHALEFETİ HEDEF ALDI
Rusya-Ukrayna krizine ilişkin açıklamasının devamında muhalefeti hedef alan Bahçeli, şunları söyledi:
“Türkiye, milli bir duruş sergilemiş, yeri ve zamanı geldiğinde gerekli uyarılarını yapmıştır. Zillet ittifakı bundan bile rahatsız olmuştur. Ukrayna’daki vatandaşlarımızı Türkiye’ye getiren hükümete kara çalanlar, İstanbul’a kar yağdığında iki mahalle arasında ulaşımın olmadığını ne çabuk unutmuşlardır. Zillet ittifakının ana ortakları, majestelerinin muhalefeti, Biden’ın muhbiri olarak ortaya çıkmışlardır. NATO’yu demokrasinin güvencesi görmek, Türkiye’nin varlığına itirazdır. CHP yönetiminin zulme yandaşlığı ve küresel güçlere yaranma siyaseti Türkiye’nin kuruluş stratejisine aykırıdır. S400 ihtiyaç olduğunda kullanılacak bir silahtır. CHP Genel Başkanı ‘Kime karşı kullanacağız diyor. Türk ve Türkiye düşmanlarını aklamak için uğraşıyorsun. Düşman kimse S400’ün hedefi orasıdır. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Rusya’ya bağımlı haline geldiğini söylemiş. Tasa etme Kılıçdaroğlu, üzerinde yaşadığımız topraklar bereketlidir, buğday ambarıdır. Ne aç kalırız, ne açıkta yaşarız. Zillet ittifakı yeter ki gölge etmesin.”
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
“Montrö, boğazlardan geçişi, ticaret ve savaş gemileri açısından 4 ihtimali belirlemektedir. Montrö’nün 19’uncu maddesinde Türkiye’nin tarafsız olduğu savaş durumunda, taraf olmayanların savaş gemilerinin boğazlardan geçip Karadeniz’e çıkabileceğini tespit edilmiştir. Türkiye’nin duruşu berraktır.
Zillet ittifakının sözcüleri Türk milletini hinlik siyaseti ile bir görecek kadar köksüzdür. Siyaset yapmak başka, milli ve tarihi meselelerde ortak duruşa sahip olmak başkadır. Asıl olan milli hedefleri ortaklaşa benimsemektir.”
6 PARTİNİN GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM METNİNE TEPKİ
“28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümünde Ankara’da dizilen güdümlü 6 parti 48 sayfalık bomboş bir metni kamuoyuna açıklamışlardır. Metinde Türkiye, Türk milleti, inanç, irade yoktur. Güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifi güçsüzleştiren Türkiye’nin taslak metnidir. Kılıçdaroğlu’na bakarsak 6 partiye tarih bir sorumluluk yüklenmiş. 48 sayfalık metnin içeriği tam takır kuru bakırdır. Bu metni tarihi yapan tek şey 28 Şubat zihniyetine uygun olarak güçlendirilmiş istikrarsızlık bildirisi olmasıdır. Yeni bir 28 Şubat bildirisi olarak tarihe geçecektir. Bir uzlaşamama metni olduğu çok açıktır.
Devletin güçsüzleştirilmesi amaçlanmaktadır. 1961 anayasası döneminde olduğu gibi OHAL şartlarında devletin mücadele gücünün zayıflatılacağı görülmektedir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle ortaya konulan güçlü devlet modeli tersine çevrilerek, parlamenter sistemde gensoru yöntemiyle düşürülebilen hükümetler hedeflenmektedir.
Parlamenter sistemi kötü bir makyajla tekrar sunan 28 Şubat bildirisine karşı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni ve 2023’ü yeni bir anayasayla taçlandırmak ana hedefimizdir. Açıklanan metin geçmişe dönüş beyannamesidir. Koalisyonlar dönemini tekrar canlandırma isteğidir. Türk milleti bu zillete müsaade etmeyecektir. Sıradan, basit, etkisiz, kimliksiz, 28 Şubat güçlendirilmiş parlamenter sistem açıklaması zillet partilerinin elinde patlamıştır, alayı birden havlu atmıştır. Türkiye’nin geleceği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Zillet ittifakı ya bu muazzam yönetim sistemine kuzu kuzu alışacak ya da Türk milleti bunları tarihin bodrum katına süpürecektir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***