İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Erdoğan iktidarına sert eleştiriler getiren Akşener, “Türk Telekom’u Varlık Fonu’na 1 milyar 650 milyon dolara çaktılar. Yani milletin kesesinde 24.5 milyonu daha zarar hanesine yazdılar. Cumhuriyet tarihinin en büyük soygununa bilerek ve isteyerek göz yumdular” dedi.
BEŞTEPE SOKAĞINDA KABUS
Akşener’in konuşmasından satır başları şu şekilde: “Ak Parti kadrolarının elinde, ekonomimiz can çekişiyor. 6 aydır öve öve bitiremedikleri rekabetçi kur masalı, gelinen noktada, âdeta bir korku filmine dönüştü. “Beştepe Sokağı’nda Kâbus…Peki enflasyon düştü mü? Maalesef o da hayır…Hatta Ak Parti’nin, iktidarı devraldığı zamankinden, daha yüksek bir enflasyonla, karşı karşıyayız. Üretici fiyat enflasyonu, yüzde 100’ün üzerinde. Tüketici enflasyonu da, yüzde 50’nin üzerinde.
“ŞİRİNLER KÖYÜ’NDE YAŞIYORUZ”
Bay Kriz çıktı; “Bizim Ayçiçek yağı, zeytin yağı gibi sorunlarımız yok.” dedi. Şaşırdık mı? Şaşırmadık. Çünkü, kendisine göre, ülkemizde zaten; Evine ekmek götüremeyen de yok. Akaryakıt kuyruğu da yok. Ekmek kuyruğu da yok. İşsizlik de yok. Yoksulluk da yok. Yolsuzluk da yok. Hatta Türkiye’de hiçbir sorun yok, milletçe Şirinler Köyü’nde yaşıyoruz.
TÜRK TELEKOM’UN DEVRİ
90’lı yılların ortasında 25-30 milyar dolar arasında değer biçilen Türk Telekom’un yüzde 55’ini Lübnanlı Hariri’ye özelleştirme yapıyoruz, yabancı sermaye giriyor tezahüratları eşliğinde 6.5 milyar dolara sattılar. Türk Telekom’un karını ceplerine indirip götürdüler. Soygun bitmedi. Sözleşme 2026 yılında sona ereceği için hisseler 2026 yılında zaten ücretsiz olarak devlete geçecekti. Onlar ne yaptı? 2026’yı beklemediler, Varlık Fonu’na 1 milyar 650 milyon dolara çaktılar. Yani milletin kesesinde 24.5 milyonu daha zarar hanesine yazdılar. Cumhuriyet tarihinin en büyük soygununa bilerek ve isteyerek göz yumdular.
BATSIN BU DÜNYA
Bir yandan, ilçe ziyaretlerimize devam ederken, Bir yandan da, iktidarın yolunu unuttuğu, o evleri ziyaret ediyorum. Öyle şeyler dinliyor, öyle şeyler öğreniyor ve öyle şeylere şahit oluyorum ki; Bir süre sonra, artık kalbim ağrıyor… Rahmetli Müslüm Baba gibi diyorum ki, batsın bu dünya, batsın bu dünya be batsın bu dünya!
“DOKTORLARLA HEMŞİRELERİ KARŞI KARŞIYA GETİRME ÇALIŞTI”
Doktorlara dair bir alerjinin arkasında Hikmet Boran var. Diğeri ise Bay Kriz demişti ki, ‘Doktorlara iğne olmuyorum, hemşirelere oluyorum’ demişti. Bu tıp mezunu bir doktorla sağlık okullarından mezun olmuş olan iki çalışanı arasına fitne koymak. Hemşireyi gariban sınıfında, sizi de asortikler tarafında tarifleyip size karşı bir bakış açısı oluşturmaya çalışmıştı. Niye 8-9 bin lira maaş diyor, diğer sağlık çalışanlarının daha düşük olduğu için. Bunları doğru analiz ettiğimizde insanları düşmanlaştırma, karşı karşıya getirme.
DR. JEYKIL VE BAY HYDE ÖRNEĞİ
Milletçe adeta Dr. Jekyll ile Bay Hyde‘ın hikâyesini yaşıyor gibiyiz. Bir sayın Erdoğan var bir de bay kriz var. Bay kriz kovuyor ertesi gün sayın Erdoğan dua okuyor. Memleketi kim yönetiyor belli değil. Tüm bu şizofrenik türbülansı içinde olan bize oluyor. Allah sonumuzu hayreylesin.
YOLSUZLUĞU SİGORTALATMIŞLAR
Bir diğer gudubet uygulama da, şehir hastaneleri. Şehir hastanelerini inşa eden ve işleten yandaş şirketlere, her yıl milyarlarca lira kira ödüyoruz. Rantın 5 atlısı, bir de gidip, utanmadan, Dünya Bankası’nın, yatırım sigortası birimi, MIGA’ya sözüm ona yatırımları için, siyasi risk sigortası yaptırmışlar. Bu vesileyle, yolsuzluğu da sigortalamak mümkünmüş onu da öğrenmiş olduk… Sigortada tarif edilen siyasi risklerden biri de kamulaştırma. Yani bu fevkalade zeki arkadaşlar Ak Parti iktidarı sona erdiğinde, yaptıkları onca usulsüzlük ve yolsuzluk açığa çıktığında yeni gelen hükümet, kamulaştırmaya başvurmasın diye, bu yola başvurmuşlar.
İstediğiniz sigortayı yaptırın, bizim için hiç fark etmez. Yolsuzluk, her yerde yolsuzluktur. Usulsüzlük, her yerde usulsüzlüktür. Hırsızlık, her yerde hırsızlıktır. Hiç kusura bakmayın. İktidar geldiğimizde, ki aslanlar gibi geliyoruz, o hastanelerin sözleşmelerini tek tek inceleteceğiz. İhalelerdeki usulsüzlükleri, sözleşmelerdeki hukuka aykırılıkları, şirketlerin, sözleşmelere uymayan işlemlerini, birer birer tespit edeceğiz. Ve uluslararası hukuku kullanıp gerekirse tek taraflı olarak feshedeceğiz. “
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***