“Uluslararası hukuku kullanıp, gerekirse tek taraflı olarak feshedeceğiz. Ondan sonrası, sizinle yolsuzluklarınızı finanse ettirdiğiniz, kredi kuruluşları arasında… Bizi ilgilendirmez”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, şehir hastanelerini işleten şirketlerin “kamulaştırma tehlikesine” karşı sigorta yaptırdığını söyledi ve “İstediğiniz sigortayı yaptırın, bizim için hiç fark etmez. Uluslararası hukuku kullanıp, gerekirse tek taraflı olarak feshedeceğiz. Ondan sonrası, sizinle yolsuzluklarınızı finanse ettirdiğiniz, kredi kuruluşları arasında… Bizi ilgilendirmez” dedi.
Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan Akşener, Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) büyük oranda satın alacağı Türk Telekom konusunda eleştirilerini gündeme getirdi:
“Cumhuriyet tarihinin en büyük vurgunlarından biri olan, Türk Telekom’da gördük. 90’lı yılların ortasında, 25-30 milyar dolar arasında değer biçilen Türk Telekom’un yüzde 55’ini, ailece muhabbet kurdukları Lübnan’lı Hariri’ye, “Özelleştirme yapıyoruz, yabancı sermaye giriyor” tezahüratları eşliğinde 6 buçuk milyar dolara sattılar. Hariri, gözlerinin önünde Türk bankalarından kredi kullandı. Gıklarını çıkarmadılar. Sözleşme gereği söz verdiği hiçbir yatırımı yapmadı. Dönüp tek bir laf etmediler. Türk Telekom’un kârını cebine indirdi. “Sen ne yapıyorsun?” demediler. Cumhuriyet tarihinin en büyük soygununa bilerek ve isteyerek göz yumdular. En sonunda Hariri cebine indirdiği kâr dışında, her şeyi bırakıp gidince de hisseler, kredi aldığı bankalara devroldu.”
“Soygun burada bitti mi?”
“Peki soygun burada bitti mi? Hayır bitmedi. Sözleşme, 2026’da sona ereceği için hisseler, 2026 yılında, zaten ücretsiz olarak devlete geçecekti. Onlar ne yaptı? 2026’yı beklemediler, Varlık Fonu’na 1 milyar 650 milyon dolara tabiri caizse çaktılar… Yani, milletin kesesinden, 24 buçuk milyar lirayı daha, zarar hanesine yazdılar. Pandemide vatandaşına, ancak 10 milyar liralık, nakit desteği verebilen Bay Kriz, eski dostu Mösyö Hariri için, 24 buçuk milyar lirayı bir çırpıda harcadı. Dile kolay… 24 buçuk milyar lira. Hani, “kaynak kaynak” diye geziyorlar ya… Bu parayla 1 yıl boyunca ilköğretimdeki çocuklarımıza bedava kahvaltı ve öğle yemeği verebilirdik. Bütün çocuklarımıza okul öncesi eğitim sağlayabilirdik. Çiftçilerimize verilen desteği iki katına çıkarabilirdik. Tüm öğrencilerimize bir yıl boyunca, bedava internet verebilirdik. Derin yoksullukla mücadele eden 4 milyon kadına bir yıl boyunca ayda 500 lira gelir desteği sağlayabilirdik. Şu vicdansızlığa bakar mısınız? Yazıklar olsun.”
“Yaptığınız o iğrenç dizilerle Abdülhamid Han’ı ne hallere düşürdünüz be”
Akşener, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk ile Osmanlı padişahlarından 2. Abdülhamid’in kıyaslanmasına karşı çıkarak şunları söyledi:
“Atatürk ile Sultan Abdülhamid Han’ı karşı karşıya getirdiler. He ikisi de bu milletin modernleşmesi için en önemli kurumları açmış iki kişi. İkisi arasında onları dövüştürerek birinin birine üstün olduğunu iddia ederek elinize ne geçti muhteremler? Yaptığınız o iğrenç dizilerle Abdülhamid Han’ı ne hallere düşürdünüz be! Tarih bilgisinden yoksun tipler! Her birinize tarih, Türkçe okumuzu öneriyorum. 100 sayfa coğrafya okumanızı öneriyorum. Felsefeyi mantığı söyleyemem akılları yetmez.”
Doktorlara: Sabredin, az kaldı
İYİ Parti lideri, doktorlara “Doktorların türlü haksızlıklara maruz kaldığınızı biliyoruz, anlayışsız ve düşmanca tavırla nasıl yıpratıldığınızı da biliyoruz. Ama biraz daha sabretsinler çok az kaldı. İYİ Parti iktidarlığında hor görülmelerine izin vermeyeceğiz” diyerek seslendi.
Şehir hastaneleri konusu
Sözlerinin devamında Sağlık sektörünün işleyiş şekli hakkında eleştirilerini dile getiren İYİ Parti lideri, şehir hastaneleri konusunda şunları söyledi:
“Şehir hastanelerini inşa eden ve işleten yandaş şirketlere her yıl milyarlarca lira kira ödüyoruz. 2021 yılında, 14.3 milyar lira ödendi. Ayrıca bu hastanelere tam 25 yıl garanti verildi. Üstelik bu garanti ödemeleri döviz kurundaki değişikliklere göre güncelleniyor. Yani, Türk lirasında bu sene yaşanan ciddi değer kaybıyla birlikte kira ödemeleri birkaç kat artacak.
İşin acı tarafı da ne biliyor musunuz? Şehir hastanelerinin 3 yıllık kiralarıyla, yatırım maliyetleri karşılanabiliyor. 22 yıl boyunca ödenen kiralar da şehir hastanelerini yapan ve işleten şirketlerin kârı oluyor. Yani Türk doktorunun özlük hakları için kullanacağımız kaynağı Türk milletinin ilaç harcamalarını desteklemek için kullanacağımız bütçeyi Sayın Erdoğan’ın rantçılarını zengin etmek için kullanıyoruz.”
“Yolsuzluğu sigortalamak da mümkünmüş”
“Bitmedi, dahası var. Rantın 5 atlısı bir de gidip utanmadan Dünya Bankası’nın, yatırım sigortası birimi, MIGA’ya sözüm ona yatırımları için siyasi risk sigortası yaptırmışlar. Bu vesileyle, yolsuzluğu da sigortalamak mümkünmüş onu da öğrenmiş olduk… Sigortada tarif edilen siyasi risklerden biri de kamulaştırma. Yani bu fevkalade zeki arkadaşlar, AK Parti iktidarı sona erdiğinde yaptıkları onca usulsüzlük ve yolsuzluk açığa çıktığında yeni gelen hükümet kamulaştırmaya başvurmasın diye bu yola başvurmuşlar.
Yalnız maalesef kendilerine kötü bir haberim var: İstediğiniz sigortayı yaptırın, bizim için hiç fark etmez. Yolsuzluk, her yerde yolsuzluktur. Usulsüzlük, her yerde usulsüzlüktür. Hırsızlık, her yerde hırsızlıktır. Hiç kusura bakmayın. İktidar geldiğimizde ki aslanlar gibi geliyoruz; o hastanelerin sözleşmelerini tek tek inceleteceğiz. İhalelerdeki usulsüzlükleri, sözleşmelerdeki hukuka aykırılıkları, şirketlerin, sözleşmelere uymayan işlemlerini, birer birer tespit edeceğiz. Ve uluslararası hukuku kullanıp, gerekirse tek taraflı olarak feshedeceğiz. Ondan sonrası, sizinle yolsuzluklarınızı finanse ettirdiğiniz, kredi kuruluşları arasında… Bizi ilgilendirmez.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***