Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sırasında her savaşta olduğu gibi en ağır bedeli siviller ödüyor. Başta da çoğu savaşın ne olduğunu bile bilmeyen çocuklar.
Hayatını kaybeden yüzlerce sivilin arasında dün Ukrayna’nın açıkladığı verilere göre 38 çocuk var.
Birleşmiş Milletler’in bugün açıkladığı verilere göre işgalin başladığı 24 Şubat’tan beri 1 milyon 735 bin Ukraynalı da ülkesini terk etti. Kimi trenle, kimi otomobiliyle, kimi otobüsle yanlarına alabildiği kadar eşya alıp doğup büyüdüğü topraklardan ayrıldı ve artık ‘mülteci’ olarak anılıyor.
Rus askerlerinin başkent Kiev’in kapısına dayandığı sırada ülkenin birçok noktasındaki siviller tahliye edilmeye çalışılırken yürekleri burkan dramlar yaşanıyor. Ülkelerinin bağımsızlığını korumak için Ukrayna’da kalan erkekler eşlerini ve çocuklarını uğurluyor. Bazı anne-babalar da kendileri kalıyor ama çocuklarını komşu ülkelere yolluyor. ‘Bilinmeze doğru’ yola çıkılırken yaşanan her ayrılıkta gözyaşları sel oluyor.
Ailelerin ‘şimdilik’ parçalandığı hikayelerden biri Rusların bombaladığı nükleer santralin bulunduğu Zaporijya’dan. Yulia Volodimirivna Piseçka, hasta annesi yolculuk yapacak durumda olmadığı için kendisi ülkeyi terk edemedi. Ancak can güvenliği uğruna 11 yaşındaki oğlunu Slovakya’nın başkenti Bratislava’daki akrabalarının yanına yollamaya karar verdi.
Ve 11 yaşındaki Ukraynalı tek başına, trenle 1000 kilometrelik yolculuk yaparak Slovakya’ya ulaştı. Elinde içinde pasaportununu da olduğu bir plastik poşet vardı. Annesi ayrılmadan önce elinin üzerine Bratislava’daki akrabalarının telefonunu yazmıştı.
Sınır polisi çocuğun sınırı geçmesine yardımcı oldu ve gönüllülere teslim etti. Onlar da önce yemek yedirdi, sonra da Bratislava’daki akrabalarına götürdü.
Anne Piseçka çektiği video mesajla Slovakya hükümetine ve sınır polisi ve gönüllülere teşekkür etti: “Birden fazla çocuğum var, Dulum ve hasta annema bakıyorum. 11 yaşındaki oğlumla ilgilenen Slovakyalı tüm yetkililere minnetimi ifade etmek istiyorum. Hepinize çocuğumun hayatını kurtardığınız için minnettarım.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***