Türkiye dünyada enflasyonu oranı en yüksek on ülke içinde yani durum çok vahim yani enflasyon bu kadar yüksek ise Türkiye ekonomisi kötü yönetilmiyor denemez, hiç yönetilmiyor demektir.
Bu arada bir de müjde (!!!) verebilirim, çok muhtemelen Şubat ayı enflasyonu açıklandığında (3 Mart Perşembe, 2022) ekonomisi müflis Arjantin’i de enflasyon oranında geride bırakmış olacağız.
Bu arada, bu yüksek oranlı enflasyona maruz bırakılmış iken, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere AKP yönetimi, ekonomiyle ilgili bakanların ağızlarında şöyle tuhaf bir ifade var: Vatandaşı enflasyona ezdirmeyeceğiz.
Çok net söylüyorum, çok saçma, anlamsız bir ifade bu.
Neden mi?
Ülke yöneticilerinin, en başta da Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası (MB) Başkanı ve MB Para Politikaları Kurulu üyelerinin temel, asli görevi vatandaşı yüksek enflasyon oranlarına maruz bırakmamakdır.
Vatandaşı enflasyona ezdirmemek değil.
Bu saçma sapan “Vatandaşı enflasyona ezdirmeyeceğiz” lafını aslında Hükümet şu anlamda kullanmaktadır: “Bizim dışımızda oluşmuş bir çok yüksek enflasyon oranı vardır, bunda bizim bir dahlimiz yoktur, dış güçlerin bir oyunudur ya da dış konjonktürden kaynaklanmaktadır, bizim yapabileceğimiz bir şey yoktur, elimizden gelen sadece vatandaşı bu yükün altında ezdirmemeye gayret etmektir”.
Sayın Erdoğan, adı neydi unuttum, Sayın Merkez Bankası Başkanı bu söylenen yanlıştır, hatta kanunları bilmemek ya da kasten uygulamamaktır, hatta hatta doğruyu söylememektir.
Enflasyon dış konjonktür kökenli ise neden dünyada en yüksek enflasyonlu ilk on ülke içindeyiz, Cumhurbaşkanlığından bu sorunun yanıtı bekleriz doğrusu.
Merkez Bankası Başkanının adını hatırlamamamı normal karşılayın çünkü bizzat Maliye Bakanı “Merkez Bankasını ve politika faizini önemsizleştirdik” diyerek hafızamı MB Başkanının ismi konusunda nisyan ile malul kılmıştır.
Aşağıda Merkez Bankası Kanununun 4. Maddesi vardır:
“Temel görev ve yetkiler
Madde 4- (25/4/2001 tarihli ve 4651 sayılı Kanun ile değiştirilen şekli)
Bankanın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisi belirler”.
Kanununda bu maddenin bulunduğu bir kuruluşun (MB) yönetimini önemsizleştiren bir Bakanın ülkesinde sizce enflasyon düşebilir mi?
Peki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (?) enflasyonla mücadele etmek yerine neden sadece vatandaşı enflasyona ezdirmemek gibi nafile bir amacı öne çıkarmaktadır?
Kanımca, bu soru bir iktisatçı için cevabı çok zor olmayan bir sorudur.
Hükümet etme biçiminizde vahim yönetim ve yönetişim hataları varsa zaten enflasyon yaratmadan bir ülkeyi yönetemezsiniz.
Dünya yüksek enflasyonlu ülkeler sıralaması aslında adeta bire bir biçiminde yönetim başarısızlığı sıralamasıdır.
Lübnan, Türkiye, Arjantin, Zimbabwe gibi.
Sudan, Liberia gibi ülkeleri saymıyorum bile.
Bir ülkeyi hukuk, ekonomi ve meşru siyaset açılarından yönetmiyorsanız çok çok kısa vadede enflasyon oranlarının önünü serbest bırakarak bir süre idare edebiliyorsunuz.
Nasıl mı?
Para basarak, bütçe açıklarının önünü açarak.
İki gün önce Ocak ayı (2022) Hazine nakit gerçekleşmeleri açıklandı, nakit açığı 37 milyar TL.
2021 Ocak ayında 26 milyar TL imiş.
Ülkenizde vatandaşı ancak aç bırakmayacak (buğday üretimi) bir tarımınız, nüfusun ancak üçte birine istihdam sağlayan bir reel sektörünüz varsa çok kısa vadede enflasyon üreterek ilk seçime kadar çok kötü yönetimi makyajlayarak (bütçe açıkları, enflasyon) idare edebiliyorsunuz.
Bu arada yedi senede de kişi başına gelir on iki bin beş yüz dolardan sekiz bin dolara gerilemiş olur, ne gam.
Yeter ki itibardan tasarruf olmasın.
İhale sistemine de zeval gelmesin.
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***