Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, Rusya Devlet Dumasının Ukrayna’daki ayrılıkçıların tanınması girişimine ilişkin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) başvurduklarını duyurdu.
Kuleba, Twitter’dan yaptığı açıklamada, girişimin Minsk anlaşmalarına aykırı olduğunu kaydetti.
Rusya Devlet Dumasının Ukrayna’daki ayrılıkçıların tanınması girişimine ilişkin BMGK’ye resmi olarak başvurduklarını ifade eden Kuleba, konunun şubattaki Minsk anlaşmalarına ilişkin 17. toplantıda ele alınmasını talep ettiklerini aktardı.
Rusya Parlamentosunun alt kanadı Devlet Duması dün, Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçıların kurduğu yönetimlerin tanınması için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e çağrıda bulunulmasına yönelik kararı kabul etmişti.
RUSYA-UKRAYNA KRİZİNDE İKİ ÜLKE BASININDA PROPAGANDA SAVAŞI
Rusya, bazı askeri birimlerinin tatbikatlarını bitirdiğini ve Belarus ile Ukrayna sınırından çekileceğini söyledi.
ABD ve NATO liderleri, Ukrayna sınırındaki birliklerin Rusya’nın son yıllardaki en büyük askeri yığınağı olduğu ve Başkan Putin’in yakında bir işgal başlatabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
BBC Türkçe’nin Rusya ve Ukrayna basınıından derlediği haberde Rusya’da bu durumun “Rus karşıtı histeri” diye adlandırıldığı belirtiliyor.
Sosyal medyada birçok Rus, Batı’nın “istila iddiaları” diye adlandırdıkları söylemlerle alay ediyor.
Kremlin yanlısı medya kuruluşlarının, özellikle de TV kanallarının izleyicileri, haber ve talk-show sunucularından NATO’nun genişlemesinin Rusya’yı tehdit ettiğini ve bir saldırı planlayanın Kiev’deki “neo-Nazi” veya “faşist” hükümet olduğunu duydu.
NATO’YA KATILIM
Haftalık popüler Vesti Nedeli haber programındaki bir manşet, Ukrayna’nın ölümcül yardımla “pompalandığını” ve “kitlesel psikoza” sürüklendiğini söyledi.
Programın sunucusu ve muhtemelen ülkedeki en yüksek sesli medya yorumcusu Dmitry Kiselyov, Ukrayna cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin “savaşa hazırlandığını” ekledi.
Kiselyov, Aralık ayında, “Ukrayna’nın NATO’ya katılımından veya Ukrayna topraklarında askeri bir asimilasyondan bahsediyorsak, o zaman silahımızı ABD’nin kafasına dayayacağız” demişti.
2014’te izleyicilere Rusya’nın “ABD’yi radyoaktif küle dönüştürebilen dünyadaki tek ülke” olduğunu hatırlatmıştı – bu, Kiselyuv’un geçen hafta Avrupa ile ilgili olarak tekrar gündeme getirdiği bir noktaydı.
Rus liderler genellikle Rus haberlerinde alıntılanır, ancak bu alıntıların doğruluğu nadiren sorgulanır.
Rusya, muhaliflere, bağımsız kuruluşlara ve gazetecilere onların faaliyet göstermelerini ciddi şekilde kısıtlayan ve ifade özgürlüğünü büyük ölçüde engelleyen bir yasa aracılığıyla ağır bir baskı uyguluyor. Söz konusu yasayla bu kesimlerin büyük bölümü “yabancı ajan” ilan edilebiliyor.
Ancak bazen daha ılımlı görüşler veya hükümetin anlatısını sorgulayanlar da medyada yer bulabiliyor.
GÖZÜ KORKAN KİM?
Örneğin Kommersant gazetesinde yer alan bir yorum, Rusya’nın “Batı üzerindeki askeri ve diplomatik baskısının” olumsuz sonuçlarını ortaya koyuyordu: Kiev’e silah tedarikinin artması, NATO’nun bölgede kuvvet yığması ve Ukrayna’da Rus karşıtlığında artış.
Ve birçok yayın kuruluşu ABD tarafından yapılan Rusya’nın bu hafta sahte bir saldırı ve potansiyel işgal planladığına dair daha önceki uyarıyla alay ediyor olsa da etkili bir dış politika yorumcusu şunları kaydetti:
“Beyaz Saray’ın mükemmel stratejisi: Eğer Rusya işgale başlarsa dünya uyarılmış olacak; başlamazsa, Biden Putin’in gözünü korkutan lider olarak ortaya çıkacak.”
Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından gazetecilere sunulan özgürlükleri ölçen yıllık bir sıralama olan Dünya Özgürlük Endeksi 2021’de Rusya, 180 ülke arasında 150. sırada yer alıyor.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Ukrayna ise aynı listede 97. sırada yer alıyor.
Medya Rusya’dakinden daha özgür, ancak Sınır Tanımayan Gazeteciler “Rusya ile ‘bilgi savaşının’ Rus medyası ve sosyal medyasının yasaklanması gibi olumsuz sonuçları oldu” diyor.
Batı’nın Rusya’nın askeri hamlelerine odaklanmasına Ukrayna’dan ilk tepki bıktırıcı bir minnettarlıktı.
Batı başkentlerinde Rus kuvvetlerinin yığılmasıyla ilgili alarma rağmen Ukrayna’nın yanıtı sessize alındı.
ABD’nin Rusya’nın işgali haklı çıkarmak için sahte bir saldırı planladığı konusunda uyarısından sonra Ukraynalı liderler, Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba’nın “kıyamet senaryosu” diye nitelediği bu gelişmeyi önemsiz gibi gösterdiler.
Ancak bir TV kanalı şu yorumu yaptı:
“Dünyanın Ukrayna’ya artan ilgisi Putin’i caydırıyor gibi görünüyor… Muhtemelen daha ileri gitmeyeceğini düşünüyordu. Şimdi çılgın planlarının her biri en yüksek kürsülerden, anında aktarılıyor.”
BATILI MÜTTEFİKLERİNE ŞÜKRANLARINI DİLE GETİRİDLER
Boris Johnson’ın Rusya’ya işgale karşı sert uyarıları, Başkan Zelenski’nin duruma tepkisiyle çelişiyordu.
Popüler bir haber portalı bunu “Güçlü bir mesaj!”diye niteledi. Ukrayna Cumhurbaşkanı’nı eleştiren bazı kişiler, bu durum yüzünden ondan “utandıklarını” söyledi.
Bir Facebook kullanıcısı, “Johnson konuşurken onun Ukrayna Devlet Başkanı olduğu izlenimine kapıldım” dedi.
Ukraynalı kullanıcılar Twitter’da #TanrıKraliçeyiKorusun ve #TeşekkürlerArkadaşlar gibi hashtag’lerle, silah tedariki ve diplomatik destek için Batılı müttefiklerine şükranlarını dile getirdi.
MEYDAN OKUMA HAVASI YARATTI
Bazı Batılı ülkelerin diplomatik ilişkilerini kesme ve vatandaşlarına Ukrayna’yı terk etme talimatı vermesi, ülkede bir meydan okuma havası yarattı.
Kiev’de yaşayan bir öğretmen Facebook’ta, “B planım da tıpkı A Planı gibi, dünyada en çok sevdiğim şehirde, en çok sevdiğim insanlarla birlikte kalmak” dedi.
Bir blog yazarı ise, “Eh, eğer herkes çantalarını topladıysa, makineli tüfekler Güneş’te parlayacak kadar cilalıysa ve herkes büyük çaplı bir istilaya hazırsa o zaman başlayalım mı?” diye yazdı.
Tanınmış bir gazeteci, “Batı, korkak ve hain olma!”diye çağrıda bulundu.
Gazeteci, Batılı güçleri, kurumlarını ve vatandaşlarını Ukrayna’dan uzaklaştırmanın Rusya’yı ülkeye etkili bir şekilde saldırmaya teşvik ettiğini savunarak ülkeleri Ukrayna’daki varlıklarını güçlendirmeye çağırdı.
‘MELEZ BİR SAVAŞIN UNSURLARI’
Ukrayna Başbakanı Denys Shmyhal, Facebook’ta bir video üzerinden panikten kaçınmanın önemi hakkında yorumlarını aktardı:
“Bize karşı yürütülen savaş sadece askerler ve silahlarla değil. Bunun pek çok boyutu var: Avrupa’daki gaz krizi, grivna döviz kurunun istikrarsızlaşması, siber saldırılar, altyapı tesislerinde bomba süsü verilmiş yanıltmacalar, para karşılığında yaptırılan mitingler ve sözde mitingler” dedi ve ekledi:
“Bütün bunlar melez bir savaşın unsurları. Bunların en tehlikelisi dezenformasyon ve paniğin körüklenmesi.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***