Batılı güçler Ukrayna’nın işgalini durdurmak için Rusya’yı ağır ekonomik yaptırımlar uygulamakla tehdit ediyor.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) senatosu “tüm yaptırımların anası” olarak adlandırdığı bir önlemler listesi hazırlıyor. ABD başkanı Joe Biden, Rus mevkidaşı Vladimir Putin’in “uygulanacağına söz verdiğim yaptırımlar gibi yaptırımları daha önce hiç görmediğini” söyledi.
Buna karşın Batılı diplomatlar, Rusya’yı hazırlıksız yakalamak için hangi cezaların uygulanacağı konusunda açık olmayı reddediyor.
Peki Batı ne gibi yaptırımlar planlıyor olabilir?
Finansal kısıtlamalar
Düşünülen bir önlem, Rusya’yı küresel bir finansal iletişim hizmeti olan SWIFT sisteminden çıkarmak olabilir. Bu sistem 200’den fazla ülkede binlerce finans kurumu tarafından kullanılıyor.
Bu, Rus bankalarının denizaşırı ülkelerde iş yapmasını fiilen çok zorlaştıracak bir hamle.
Bu yaptırım 2012 yılında İran’a karşı kullanılmıştı. Ülke önemli petrol gelirlerini ve dış ticaretinin büyük bir kısmını kaybetmişti.
Ancak bu yaptırımın, bankaları Rus finans kurumlarıyla yakın bağları olan ABD ve Almanya gibi ülkeler için ekonomik bir maliyeti olacak.
Beyaz Saray, bunun Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline bir yanıt olarak hemen uygulamaya konmasının pek mümkün olmadığını söylüyor.
ABD’nin Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Daleep Singh, “Muhtemelen ilk yaptırım paketinde SWIFT’i görmeyeceğiz” dedi.
Dolardan men
ABD, Rusya’yı ABD dolarıyla yapılan finansal işlemlerden men edebilir. Bu yaptırımla bir Rus kurumunun dolar cinsinden işlem yapmasına izin veren herhangi bir batılı firma, ceza ile karşı karşıya kalacak.
Bu, Rusya’nın dünya çapında alıp satabileceği şeylerin son derece sınırlı olacağı anlamına geliyor.
Petrol ve gaz satışlarının çoğu dolar üzerinden yapıldığından, bunun Rusya ekonomisi üzerinde büyük bir etkisi olabilir.
Borca erişimin kısıtlanması
Batılı güçler, Rusya’nın uluslararası borç piyasalarına erişiminin artmasını engellemek için harekete geçebilir.
Batılı kurumların ve bankaların Rus tahvillerini satın alma yetenekleri zaten kısıtlı – bu kısıtlamalar daha da sıkılaştırılabilir.
Bu, Rusya’yı ekonomisini büyütmek için ihtiyaç duyduğu finansmana erişimden mahrum bırakacak. Ülkenin borçlanma maliyeti yükselebilir ve Rublenin değeri daha da düşebilir.
Rusya, yabancı yatırımcıların elindeki borç miktarını azaltarak bu yaptırıma hazırlanmıştı.
Bankaların engellenmesi
ABD, bazı Rus bankalarını kara listeye alabilir ve böylelikle dünya üzerinde herhangi birinin bu bankalarla işlem yapmasını neredeyse imkansız hale getirebilir.
Bu durumda Moskova, bankaları kurtarmak ve enflasyonun yükselip gelirlerin düşmesini önlemek için elinden geleni yapmak zorunda kalacak.
Bunun Rus bankalarında parası olan Batılı yatırımcılar için de büyük bir olumsuz etkisi olacak.
Amaçlı ihracat kontrolleri
Batı, kilit malların Rusya’ya ihracatını kısıtlayabilir.
Örneğin ABD, Rusya’ya Amerikan teknolojisi, yazılımı veya ekipmanı içeren herhangi bir mal satan şirketleri durdurabilir.
Bu, özellikle otomobillerden akıllı telefonlara, imalat tezgahlarından tüketici elektroniğine kadar hemen her yerde kullanılan yarı iletken mikroçiplerin ihracatını sınırlayabilir.
Bu durum yalnızca Rusya’nın savunma ve havacılık sektörlerini değil tüm ekonomisini etkiler.
Enerji yaptırımları
Rusya’nın ekonomisi büyük ölçüde denizaşırı gaz ve petrol satışına bağımlı. Satışlar Kremlin için büyük bir gelir kaynağı.
Batı, ülkelerin ve şirketlerin Gazprom veya Rosneft gibi büyük Rus enerji devlerinden petrol satın almasını yasaklayabilir.
ABD, Baltık Denizi altında Rusya’dan Almanya’ya uzanan ve Kuzey Akım 2 olarak adlandırılan yeni bir gaz boru hattının faaliyete geçmesini durdurmak için diplomatik gücünü kullanabilir. Boru hattının inşaatı tamamlandı ancak hâlâ düzenleyici otoriteden onay bekliyor.
ABD Başkanı Biden bu konuda, “Size söz veriyorum, başaracağız” dedi.
Ancak Rus gazı üzerindeki herhangi bir kısıtlama, çoğu doğudan gelen enerjiye bağımlı olan Avrupa genelinde fiyatları artıracaktır.
Kişi hedefli yaptırımlar
Yeni yaptırımlar yalnızca Vladimir Putin’in ortaklarını değil aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı’nın kendisi de dahil olmak üzere bireyleri hedef alabilir.
Bu, büyük olasılıkla Ukrayna’ya karşı düşmanlık eylemlerinin cezalandırılmasını ya da egemenliğini veya toprak bütünlüğünü tehdit edenlere karşı bir yaptırım olarak tanımlanacak.
İlgili kişilerin varlıklarının dondurulması ve seyahatlerinin yasaklanması en olası seçenekler. Ancak bu tip yaptırımların çoğu zaten yürürlükte ve henüz Rusya’nın yaklaşımını değiştirmedi.
ABD ve Avrupalı güçlerin beklentisi, Rusya’nın elitlerinin yabancı ülkelerdeki servetlerine erişememeleri ve çocuklarını Batılı okullarda ve üniversitelerde eğitmemeleri halinde Putin’e baskı uygulayacakları yönünde.
Londra engeli
Rusya vatandaşlarının Londra’ya yatırım yapmalarını ve yerleşimlerini kısıtlamak için bazı yaptırımlar uygulanabilir.
Rus parasının İngiltere başkentindeki ölçeği öyle bir boyutta ki; buradaki sermaye için “Londragrad” takma adı kullanılıyor.
İngiltere hükümeti, bu sorunu, insanların paralarının nereden geldiğini anlatmalarını gerektiren “açıklanamayan servet emirleri” çözümüyle aştığını iddia ediyor.
Ancak bu emirlerin yalnızca bir kısmı kullanıldı. Bazı ABD örgütleri Beyaz Saray’ın İngiltere’yi bu konuda daha fazla zorlamasını istiyor.
Batı için zorluklar
Batılı ülkeler, Rusya’nın Ukrayna’ya topyekün işgal başlatması halinde koordineli ve ağır yaptırımlar için planlar hazırladı.
Ama ya Rusya, Joe Biden’ın söylediği gibi, “küçük bir saldırı” yaparsa?
Rusya’nın Ukrayna’yı tehdit etmek için askerlerini aylarca kuşatmada tutması ve ülkeyi zayıflatmak için siber saldırılar başlatması ihtimali de var.
ABD’li ve Avrupalı diplomatlar, Batılı ülkelerin bu senaryolara nasıl yanıt verecekleri konusunda hemfikir olmadıklarını söylüyor.
Rusya ile daha yakın ilişkileri olan Macaristan, İtalya ve Avusturya gibi bazı ülkeler, tam bir saldırı olmaması durumunda, yaptırımları uygulamaya isteksiz olabilir.
Rusya, Çin ve diğer müttefiklerinden destek alarak Batı yaptırımlarının etkisini de azaltabilir.
Sonuç olarak, en etkili ekonomik yaptırımların, onları uygulayanlar için genellikle yüksek bir bedeli var. Verilmesi gereken tavizler söz konusu olduğunda Batı’daki tüm ülkeler bunları kabul etmeye istekli değil.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***