Kremlin yönetimi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi kaygıları karşısında NATO’nun müttefiklerine destek olmak için takviye asker yollamasını kınadı.
Moskova, bunun gerilimi artıracak “yıkıcı” bir adım olduğunu ve siyasi çözüm alanını daralttığını belirtti.
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre North Carolina eyaletinden 2 bin civarında asker Polonya ve Almanya’ya gönderilecek.
Almanya’daki 1.000 asker ise Romanya’ya gidecek.
Ukrayna sınırı yakınlarında 100 bin askeri bulunan Rusya ise bu ülkeyi işgal etmeyi planladığına dair iddiaları reddediyor.
Moskova, Ukrayna’nın NATO’ya katılması olasılığına da karşı çıkıyor.
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre, yeni görevlendirilen ABD askerleri Ukrayna’da savaşmayacak fakat ABD’nin müttefiklerinin güvenliğini sağlayacak.
ABD Savunma Bakanlığı bu askerlerin dışında geçen ay da ihtiyaç halinde Avrupa’ya gönderilmesi için 8 bin 500 askerin her an hazır olması emrini vermişti.
Rusya 2014’te Ukrayna’nın Kırım bölgesini ilhak etmiş, ülkenin doğusundaki bazı bölgeler de Rusya yanlısı ayrılıkçı isyancıların kontrolüne geçmişti.
ABD Başkanı Joe Biden’ın takviye asker gönderme kararını değerlendiren Rus Dışişleri Bakan Yardımcısı Alexander Gruşko bunun “yıkıcı” ve “meşru gösterilemez” bir adım olduğunu belirtti.
Rusya Ukrayna’yı, bölgedeki çatışmaların sonlanması için yapılan anlaşmaya uymamakla suçluyor.
Gruşko da takviye asker kararının Misk anlaşmasını “herhangi bir bedel ödemeden” ihlal etmeye devam eden Ukrayna makamlarını “sevindireceğini” söyledi.
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü John Kirby de “Putin’e ve açıkçası dünyaya da NATO’nun ABD ve müttefiklerimiz açısından önemli olduğu yönünde güçlü bir işaret göndermemiz önemli” dedi.
Kirby, Putin’in Ukrayna’yı işgal etmeyi planladığı iddiaları sorulunca da “Hâlâ Ukrayna’yı işgal edip etmeme konusunda bir karar verdiğine inanmıyoruz” yanıtını verdi.
Kirby ayrıca, İspanyol El Pais gazetesinde yayımlanan belgelerin gerçek olduğunu belirtti. Gazetede, ABD’nin Rusya’ya nükleer silahların azaltılması ve güven artırıcı önlemler karşılığında, Ukrayna’da gerilimin düşürülmesini önerdiğini yazmıştı.
Diğer yandan soruna diplomatik çözüm bulma çabaları da devam ediyor.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Rusya lideri Vladimir Putin ile 45 dakika süren bir telefon görüşmesi yaptı.
Başbakanlık’tan yapılan açıklamada Johnson Putin’e, “tüm Avrupalı demokrasilerin NATO üyesi olmayı isteme hakkı olduğunu” söyledi.
Açıklamada, “liderlerin gerilimin artmasının kimsenin çıkarına olmadığı konusunda uzlaşmaya vardığı” ve Johnson’ın Putin’e Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ‘trajik bir yanlış hesap’ olacağı uyarısında bulunduğu” kaydedildi.
Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da, dün ABD Başkanı Joe Biden ile olası bir saldırı halinde Ukrayna’ya destek olmak için atacakları adımları koordine etmek üzere bir telefon görüşmesi yaptı. Beyaz Saray, görüşmenin ardından iki liderin “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine olan desteklerini yinelediklerini” duyurdu.
Macron, bu hafta Biden ve Putin’le telefon görüşmesi yapacağını açıklamış; Putin’le yaptığı telefon konuşmasında da Moskova’ya gidebileceğini ve yüz yüze görüşmeye açık olduğunu belirtmişti. Almanya Başbakanı Olaf Scholz da Putin’le yüz yüze görüşebileceklerini açıkladı.
Ukrayna’dan da gerilimi yatıştırmaya yönelik açıklamalar geliyor. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba, “Rusya’nın henüz geniş çaplı bir işgal hareketine hazır olduğunu gösterecek bir kanıt olmadığını, aynı zamanda diplomasinin sonuç vermeye başladığını” söyledi, ancak şunu da ekledi:
“Tabi bu, rahatlayabileceğimiz ve en kötü ihtimalin ortadan kalktığı anlamına gelmiyor.”
Kuleba, Batı ülkelerinin yaptığı silah desteği ve askeri destek için teşekkür etti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***