Rusya Devlet Başkanı, Ukrayna’yı ve Ukrayna liderini aşağılayan ağır bir konuşmanın ardından ayrılıkçı iki bölge Donetsk ve Luhansk’ı resmen tanıyacaklarını açıkladı ve konuya ilişkin kararı imzalayarak Duma’ya gönderdi.
İki bölge uzun zamandır Rusya’nın kontrolündeydi ve bölgede Rus askerleri bulunuyordu. Böylece Putin, Kırım’dan sonra Ukrayna’nın iki bölgesini daha koparmayı başarmış oluyor. Böylece Amerika ve Avrupa Birliği’nin bir çatışmayı önleme çabaları başarısızlıkla sonuçlanmış oldu.
Ukrayna’nın kendi tarihlerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu söyleyen Putin, ‘Modern Ukrayna’yı Rusya oluşturdu. Donbas Rusya’nın tarihsel olarak bir parçası’ dedi. Putin’in bu konuşmasının ardından Rusya’nın bölgeyi işgalinin an meselesi olduğu düşünülüyor.
Bolşevik lider Lenin’in Rusya’yı dezavantajlı bir pozisyona soktuğunu söyleyen Putin konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Belli başlı statü verildi bu devletlere. Bu bir soru getiriyor aklımıza. Neden bu kadar cömert davranıldı? Aynı zamanda cumhuriyetlere, devletten çekilme hakkı verildi. Başlangıçta bu kulağa çılgın eliyor. Bolşeviklerin bir amacı vardı. Koşullar ne olursa olsun bunu yapacaklardı. I. Dünya Savaşı’nın sonu belirleyici olacaktı, dolayısıyla milliyetçilere her türlü imtiyaz verilecekti. Lenin’in prensipleri bu şekildeydi. Bu bir hataydı, hatta hatadan daha da ötesindeydi.
Geçmişte olanlar değiştirilemez ama en azından bunların üstüne konuşabiliriz. Bunu dürüst, açık bir şekilde yapabiliriz herhangi bir siyasi amaç gütmeksizin. Hiçbir koşulda biz bir devlet oluşturmanın temelini bu şekilde kuramayız. Kimseyi suçlamıyorum. Geçmişte iç savaş sonrası yaşananlar yaşandı. Devlet bu şekilde oluşturuldu, tarihi bir olguydu, Ukrayna tam da bu şekilde oluşturuldu. Bolşeviklerin politikası olarak Ukrayna oluşturuldu. Şimdi Ukrayna’nın mimarı Lenin’dir. Belgeler de bunu söylüyor. Arşiv bunu söylüyor. Lenin’in Donbas bölgesine ilişkin görüşü de bu şekilde. Önceki Rusya egemenliğine bakacak olursak, bu toprağı elinizde tutmak ve konfederasyon olarak mümkün değildi.”
Rus lider, konuşma öncesi Putin’le buluşabileceğini söyleyen ABD Başkanı’nın teklifini elinin tersiyle itmiş olmuş. Putin’in konuşması öncesi Rusya’nın anti-Amerikan duruşunu destekleyen Çin’den bir uyarı geldi. Çin Dışişleri Bakanı, Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygı duyması gerektiğini söyledi.
Çin’in Ukrayna’da çok ciddi yatırımları bulunuyor ve bunun tehlikeye girmesini istemiyor ancak Avrupa doğalgaz pazarının kapanmasının Moskova’yı kendisine daha bağımlı hale getireceğini düşünüyor. İki ülke Çin parasıyla ticaret yaptığından, yaptırım kapsamına girmiyor. Rusya, Çin’den aldığı parayla tekrar Çin ürünlerini satın alıyor.
En zorda olan ise elbette başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği… Covid’in yol açtığı enflasyon ve yüksek enerji fiyatları krizine şimdi yaptırımlar eklenebilecek.
Reel politik açısından “Beyin ölümü” gerçekleştiği söylenen NATO’nun tekrar öne çıkması ve güçlenmesi olacak. Amerika, Avrupa kıtasına dönüş yapacak. Diplomasi uzmanı bir dostumun değerlendirmesi şöyle oldu: “Yeni Soğuk Savaş’ın başlangıcı bu. Ukrayna’ya bundan sonra girse de girmese de, Batı’nın ve dünyanın gidişatı eskisi gibi olmayacak.”
Avrupa’nın Kırım’dan dolayı Rusya’ya yönelik yaptırımları halen devrede. Şimdi buna yenilerinin eklenmesi kaçınılmaz.. Bunun boyutu ve kapsamı muhtemelen Putin’in konuşmasını dinleyen Batı liderlerinin yapacakları telefon konuşmaları, tehdit değerlendirmeleriyle belirlenecek. Mesela, İngiltere bankacılık sistemi Rus oligarkların Londra bankalarını kullanmalarını engelleyecek mi? Herkes bu durumda bu paranın Şengay’a kaçacağından emin… Ancak genel ağırlık Nordstream’in şu anda devreye girmesinin zorlaştığı fikrinde emin.
Batı başkentlerinde hava doğrudan bir savaş ve panikten çok, bundan sonraki adımları ölçmeye yönelikti. Ancak Putin’in elinde alanda provakosyanlar yapıp çatışmayı yayma olanağı var. Bu yüzden Batı’nın yaptırımlarını ciddiye almayan Putin’in daha riskli adımlar atması ihtimal dahilinde…
Biden çok önceden Ukrayna için savaşmayacaklarını, asker göndermeyeceklerini açıklamıştı. Arkasında güçlü bir Batı desteği olmayan Ukrayna’nın da fiilen kontrolunda olmayan bölgeler için savaşa girmesi düşük ihtimal…
Ukrayna ile ortak savunma sanayi yatırımına girişen, NATO’ya yeniden yanaşan Erdoğan, bundan sonra da Moskova ve Putin ile ilişkilerini bugüne kadar olduğu gibi yönetirse, bu gerçekten büyük bir başarı olacak. Ama S-400 ikinci parti alımının ağza alınmayacağı kesin gibi… Muhalefetten bahsetmiyorum bile, onlar dünyada ne olup bittiğinin farkında bile değil…
Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***