Yeni verilere göre Myanmar’da ordu ve silahlı sivil gruplar arasındaki ölümcül çatışmaların sayısı gittikçe artıyor.
Geçen sene Şubat ayında askeri cuntanın ülke yönetimini ele geçirmesinin ardından orduya karşı çatışmaları sürdürenler çoğunlukla gençler. Çatışmaların şiddetti, boyutu ve sıklığındaki artış ise bir ayaklanma olarak başlayan gerginliğin iç savaşa doğru ilerlediğini gösteriyor.
Silahlı Çatışma Lokasyon ve Olay Veri Projesi’nin (ACLED) verilerine göre Myanmar’daki çatışmalar ülkenin tamamına yayılmış durumda. Ülkeden alınan bilgilere göre ise çatışmalar daha koordineli bir şekilde gerçekleşiyor, şehir merkezlerine de ulaşmaya başlıyor.
Şubat 2021’den bu yana ülkede yaşanan olaylar yüzünden kaç kişinin öldüğü bilgisine ulaşmak zor, ancak verilerini yerel basın ve araştırmalara dayandıran ACLED’in bulguları, geçen yıl yaşanan askeri darbe sonrası Myanmar’da yaklaşık 12 bin kişinin çatışmalar sonucu hayatını kaybettiğini gösteriyor.
Ağustos 2021’den beri ise çatışmalar gittikçe daha şiddetli ve ölümcül bir hal almaya başladı.
ACLED verilerine göre darbenin hemen ardından gerçekleşen sivil ölümlerin büyük çoğunluğu, güvenlik güçlerinin ülke çapında yapılan darbe karşıtı protestoları baskılama çabasından dolayı meydana geldi. Ancak bugünlerde yaşanan ölümler daha çok sivillerin silahlanması sonrası yaşanan çatışmalardan kaynaklanıyor.
BBC’ye konuşan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Myanmar’da yaşanan olayların artık iç savaş diye tanımlanması gerektiği kanısına katılıyor, BM Güvenlik Konseyi’nin Myanmar ordusuna ülkede tekrar demokrasiyi sağlamak üzere daha çok baskı uygulaması gerektiğini savunuyor.
Bachelet, aynı zamanda ülkede yaşananları bir “felaket” olarak tanımlıyor ve uluslararası tepkinin “yeterince acil olmadığını”, gelinen son noktada bölgenin istikrarının tehdit altında olduğunu söylüyor.
Ordu ile çatışan sivil milis grupları Halk Savunma Gücü olarak tanınıyor ve çoğunukla genç yetişkinlerden oluşuyor.
18 yaşındaki Hera (gerçek ismi kullanılmadı), hükümet karşıtı protestolara katılmaya başladığında liseden yeni mezun olmuştu. Hera, üniversite planlarını bir kenara koydu ve Halk Savunma Gücü’nde müfreze komutanı olmaya karar verdi.
Gruba katılma sebebinin geçen sene Şubat ayında polisin müdahaleleri sırasında açılan ateşle başından yaralanarak ölen Mya Thwe Thwe Khaing adlı öğrenci olduğunu söyleyen Hera’nın ailesi, kızlarının savaş eğitimi almaya başlamasından dolayı ilk başta endişeliydi, ancak ciddi olduğunu anlayınca yumuşadılar.
Hera, “Ailem bana eğer gerçekten bunu yapmak istiyorsam doğru dürüst yapmam gerektiğini, yarı yolda bırakmamam gerektiğini söyledi. Ben de eğitmenimle konuştum ve ilk eğitimimden 5 gün sonra Halk Savunma Gücü’ne katıldım.”
Myanmar’da Hera gibi insanlar ordunun tam bir sene önce ülke yönetimine el koymasına çok kızgın ve birçoğu bölgede yıllardır orduya karşı savaşan milisler ile iletişim halinde, ve onlardan destek ve eğitim alıyor.
Myanmar’da iç savaş – veriler nası toplandı?
BBC, dünyanın her yerinde yaşanan siyaset kökenli şiddet ve protestoları takip eden ACLED’den edindiği verileri kullandı. ACLED ise verilerini Myanmar’da yerel basından, sivil toplum kuruluşları ve insan hakları kuruluşlarının araştırmalarından ve yerel ve uluslararası örgütlerin güvenlik açıklamalarından alıyor.
ACLED, her haberde bulunan verileri doğrulamasa da, ölüm sayıları verilerinin yeni haberler ve raporlar geldikçe sürekli olarak güncellendiği belirtiyor, her daim en düşük veri tahminlerini kullanma politikasını sürdürüyor. ACLED, çatışma bölgesinde çalışıyor olmanın ve edinilen bilginin çoğu zaman eksik veya taraflı olmasının işlerini zorlaştırdığını söylüyor.
Myanmar’da gazeteciler üzerindeki baskılar, ülkede olanlar hakkında doğru bilgiye ulaşmayı neredeyse imkansız hale getiriyor. Ülkede aynı zamanda ciddi bir propaganda savaşı devam ediyor.
Buna rağmen BBC’nin Myanmar Servisi, Mayıs – Haziran 2021 arasında Myanmar ordusu ve Halk Savunma Gücü arasındaki çatışmalardan kaynaklanan ölümlerin verilerini topladı ve bu verilerin ACLED’inkiler ile tutarlı olduğunu gözlemledi.
Halk Savunma Gücü nedir?
Halk Savunma Gücü’nde her türlü insan bulunuyor. Çiftçiler, ev hanımları, doktorlar ve mühendisler bunlardan sadece bazıları. Bütün bu insanları bir araya getiren şey ise askeri yönetimi devirme isteği.
Halk Savunma Gücü’nün ülke çapında birçok birimi var, ancak ülkenin merkezinde bulunan Bamar etnik kökenli gençlerin harekete öncülük etmesi önemli. Myanmar’ın yakın tarihinde silahı kuvvetler ilk defa genç Bamarlılar ile çatışıyor.
Bachelet, “Birçok insan ya varolan milislere ya da çeşitli halk savunma gruplarına dahil oldu. Ben uzun zamandır doğru dürüst bir şey yapılmazsa Suriye’de olanların burada da olacağını söyleyip duruyorum” diyor.
BBC’ye konuşan ve Halk Savunma Gücü’nün Sagaing bölgesindeki birkaç biriminden sorumlu olan Nagar, yaşanan çatışmaların ve tarafların eşit olmadığını belirtiyor. Eskiden iş adamı olan Nagar, çatışmalar başladığında Halk Savunma Gücü’nün sadece mancınık kullandığını, daha yeni yeni kendi tüfeklerini ve bombalarını geliştirebildiğini, ordunun ise uçaklı saldırı yapma imkanı olduğunu, aynı zamanda Rusya ve Çin gibi yeni yönetimi destekleyen ülkelerden silah edinebildiğini söylüyor.
Ülkedeki insan hakları ihlallerini araştıran İngiltere merkezli bir sivil toplum kuruluşu olan Myanmar Witness’ın yakın zamanda yaptığı ve sonuçlarını BBC ile paylaştığı çalışması ise birkaç hafta önce Rusya’dan gelen birtakım silahlı araçların Yangon bölgesinde boşaltıldığını gösteriyor.
Ancak Halk Savunma Gücü’nün en büyük artısı, yerel bazda bulunan toplulukların desteği oldu. Küçücük bir hareket olarak başlayan bu dayanışma gitgide büyüdü ve organize oldu.
Halk Savunma Gücü, bu süreçte silah edindi ve bölgedeki karakollara, telekom kulelerine ve bankalara odaklandı ve buraları bombaladı.
Nagar, Halk Savunma Gücü’nün ülkenin geleceğini kendi dikte etmesi gerektiğini, bundan başka bir seçenek olmadığı ifade ediyor. “Yuvarlak masa etrafında sorunlarımızı çözmeye çalışmak artık işlemiyor. Dünya ülkemizi umursamıyor, dolayısıyla ben de silahlanmayı tercih ediyorum.”
Halk Savunma Gücü’ne ablasıyla birlikte katılan Hera, “Ordunun diktatörlüğünü yok etmeyi” hedeflediklerini söylüyor:
“Ordu masum insanları öldürdü, insanların hayatlarını mahvetti ve onları korkutmaya devam ediyor. Ben bunu hiç bir şekilde kabul edemem.”
Son bir senede ordunun toplu ölümlere sebep olduğu birçok olay gerçekleşti. Temmuz ayında düzenlenen bir saldırıda en az 40 erkek öldürüldü. Aralık ayında yaşanan bir başka saldırıda ise çocukların da dahil olduğu yaklaşık 35 kişi hayatını kaybetti.
BBC, Aralık ayında Nagatwin köyüne düzenlenen bir saldırıdan ölü taklidi yaparak sağ kurtulmayı başaran birisiyle görüştü, askerlerin köye geldiğinde kaçmayı başaramayan 6 adamı anında öldürdüğünü öğrendi. Bunlardan 3 tanesi yaşlıydı, diğerlerinin ise akıl sağlığı yerinde değildi. Askerlerin direniş savaşçılarını aradığı düşünülüyor.
Ölen adamlardan bir tanesinin eşi, kocasının vücüdunda işkence gördüğünün kanıtları olduğunu belirtti. “Bu olanları hiçbir zaman unutmayacağım, her düşündüğümde ağlıyorum. Derdini anlatamayacak durumda yaşlı bir adamı öldürdüler.”
2021’in sonuna doğru BBC ile konuşan ordu sözcüsü Zaw Min Tun, Halk Savunma Gücü üyelerini terörist olarak tanımladı, ülkenin istikrarı ve güvenliliğini korumak için gruba karşı saldırılar düzenlediklerini söyledi.
Her iki tarafta kaç kişinin çatıştığını tahmin etmek zor. Myanmar ordusunun resmi verilerine göre ülkede yaklaşık 370 bin asker hizmet veriyor, ancak bunun daha az olabileceği de düşünülüyor. Aynı şekilde Halk Savunma Gücü üyelerinin sayısı da bilinmiyor.
Halk Savunma Gücü, gelecekte ülkede eşit hakları olan federal eyaletler kurulmasını talep ediyor.
“Yaşamlarımız çok kötü etkilendi”
2021 Mart ayında polisin önünde dizlerinin üstüne çöken bir rahibe, BBC’ye yaşanan siyasi ayaklanmanın halk üzerinde çok şiddetli etkileri olduğunu söyledi.
Ann Rose Nu Tawng, “Çocuklar okula gidemiyor, eğitim, sağlık, sosyal ve ekonomik yaşamlarımız çok kötü etkilendi” diye anlatıyor ve devam ediyor:
“Bazı insanlar ülkedeki ekonomik durum yüzünden kürtaj yapmaya karar verdi. Aileler çocuklarına doğru dürüst bakamıyor.”
Ancak rahibe, yönetime karşı direnmek için mücadeleye katılan genç insanları takdir ettiğini söylüyor.
“Onlar çok cesur ve ülkemizde demokrasi ve barış sağlamak için kendi hayatlarından fedakarlık ediyorlar. Onları kutluyorum, onlarla gurur duyuyorum, onlara saygı duyuyorum.”
KAYNAK: BBC TÜRKÇE
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***