CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 6 muhalefet parti lideriyle bir araya gelecekleri 28 Şubat gününe işaret etti; “Her birimizin ortak bir hedefi var; yaşanabilir bir Türkiye. Demokrasisi gelişmiş, insan haklarına saygılı bir Türkiye. Hiç kimsenin ötekileştirilemediği bir Türkiye. Bu kadar değerli bir birlikteliği bu toplumun önüne koyacağız” diye konuştu. İktidara yüklenen CHP lideri, “Birilerinin hoşuna gitmiyor bizim bir araya gelmemiz. Efendim ‘bakanlık paylaşılıyor’ falan filan. Kendi yaşadıkları açmazları bize mal etmeye çalışıyorlar. Öyle bir şey yok” ifadelerini kullandı.
İktidar için toplum nezdinde ifade edilen “Asla gitmezler” söylemini eleştiren Kılıçdaroğlu, “Ne demek asla gitmez! Onları tıpış tıpış milletin iradesiyle göndereceğiz. Gitmezler lafını kullanmak kadar yanlış bir şey yok. Niye gitmesinler. Dünya kime bâki kaldı?” diye konuştu.
Rusya-Ukrayna krizine de değinen CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Bölgemizde bir savaş istemiyoruz. Savaşın acımasızlığını en iyi bizim tarihimiz anlatır. Bölgedeki bir savaşın Türkiye’ye büyük zararlar vereceğini hepimiz biliyoruz” dedi. Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna’dan doğalgaz , petrol ve buğday ithalatına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, Bu girişi yapmamın sebebi şu; Montrö Sözleşmesi’ni tartışmaya açmanın nasıl bir ihanet olduğunu topluma anlatmak için” dedi; sözlerinin devamında şöyle konuştu:
“Montrö Sözleşmesi Türkiye’nin güvenliği dünyanın güvenliği açısından son derece önemli bir anlaşma ama birileri Montrö Anlaşmasını tartışmaya açarsa bunun doğuracağı vahameti herkesin bilmesi lazım. Hepimizin dış politikada sağduyulu hareket etmesi Türkiye’nin çıkarlarına odaklanması lazım.”
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Türkiye’nin sorunlarını biliyoruz ama hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yok. Sorunları çözeceğiz diyerek iktidar olanlar sorunların üzerine yerine yeni sorunlar eklediler. Türkiye sorunlarını çözmüş bir ülke olmaktan çıktı sorunlar yumağı içinde çırpınan bir ülke haline döndü. Sorunları çözemiyorsa yapacakları tek iş sandığı milletin önüne getirmek.
“Onları tıpış tıpış milletin iradesiyle göndereceğiz”
“Genelde şöyle söyleniyor bunlar asla gitmez ne demek asla gitmez! Onları tıpış tıpış milletin iradesiyle göndereceğiz. Gitmezler lafını kullanmak kadar yanlış bir şey yok. Niye gitmesinler. Dünya kime bâki kaldı?
İktidara Gülistan Doku tepkisi
“Gülistan Doku’nun süreci aydınlatılamıyorsa iktidar sahiplerinin bunun hesabını vermesi lazım. Biz 21. yüzyılın Türkiye’sinde faili meçhuller istemiyoruz. Hala Gülistan Doku bulunamıyorsa insan hakları açısından da bir sorunumuz var demektir.
Sedef Kabaş tepkisi
“Sedef Kabaş, eleştiri hakkını kullanmıştır. Şimdi, 12 yıl 10 ay hapisle yargılanıyor. Bir ayını doldurdu aslında tutuklanmaması lazım ama ülkede hukuk olmadığı için Sedef Kabaş içeride tutuluyor.
Ukrayna krizi
“(Rusya-Ukrayna krizi) Bölgemizde bir savaş istemiyoruz. Savaşın acımasızlığını en iyi bizim tarihimiz anlatır. Ulusal bağımsızlık savaşını hangi koşullarda verdiğimiz hepimizin belleklerinde kazılıdır. Dolayısıyla bölgedeki bir savaşın Türkiye’ye büyük zararlar vereceğini hepimiz biliyoruz. Bir savaşı önlemek, sadece bir insan olarak bizim değil, bütün dünyanın ortak talebi olarak ortaya çıkmak zorundadır. Eğer böyle bir savaş çıkarsa en büyük zararı görecek ülkelerden biri Türkiye’dir. Tabii Rusya bu süreç içinde 2014’e göre daha güçlü bir şekilde sahneye çıkmış durumda. 2014’te döviz rezervi 531 milyar dolarken, şuanda 630 milyar dolar. Doğalgaz fiyatları petrol artıyor bunlar da Rusya’nın işini kolaylaştırıyor. Toplam buğday ithalatımızın yüzde 87’sini Rusya ve Ukrayna’dan yapıyoruz. Çıkacak savaşın bize maliyetini göstermek açısında. Doğalgaz ithalatımızın yüzde 40’ı petrol ithalatımızın yüzde 25’i Rusya’dan yapılıyor. Ülkemize gelen turistlerin yüzde 25’i Rusya ve Ukrayna’dan. Bu girişi yapmamın sebebi şu; Montrö Sözleşmesi’ni tartışmaya açmanın nasıl bir ihanet olduğunu topluma anlatmak için. Montrö Sözleşmesi Türkiye’nin güvenliği dünyanın güvenliği açısından son derece önemli bir anlaşma ama birileri Montrö Anlaşmasını tartışmaya açarsa bunun doğuracağı vahameti herkesin bilmesi lazım. Hepimizin dış politikada sağduyulu hareket etmesi Türkiye’nin çıkarlarına odaklanması lazım.
İBB’nin topladığı bağışlar: Bunun adı vicdansızlıktır
“İBB’ne vatandaşların bağış olarak verdikleri 6 milyon 200 bin liraya el koydular. Bunun adı vicdansızlıktır. Fakire gidecek paraya el koyuyorsunuz. Mutfakta en azından aileyi biraz olsun rahatlatacak paraya el koyuyorsunuz. Buna rağmen belediye başkanlarımız çalışıyor. 298 bin aileye belediyelerimiz nakdi yardım yaptılar. 3 Kasım 2021’den bu yana 4 milyon 161 bin 778 aileye 2 milyar 459 bin 885 bin liralık yardım yapıldı.
EYT’lilere sesleniş: Hiç meraklanmayın, az kaldı, sizin sorunlarınızı çözeceğiz
“(EYT) Sorunu çözmesi gereken kişi sorunu yaşayan kişiye türedi diyorsa o makamda oturmamalıdır. O makam ona yakışmıyor demektir. Hiç meraklanmayın az kaldı sizin sorunlarınızı çözeceğiz. Sadece sizin de değil emeklinin en düşük aylığı asgari ücrete gelmeli. Bunun sözünü verdik. 1500 lirayla emekli nasıl geçinecek? Hele dul yetimler var. Ayda 180 lira para alıyorlar. Çözeceğiz. Sosyal demokrat anlayışla çözeceğiz. Siz çalıştınız alın teri döktünüz Türkiye’nin kalkınmasına katkıda bulundunuz, şimdi hak istiyorsunuz ama haklarınız teslim edilmiyor. Çalışanlara milli gelir artışından da hak ettiklerini vereceğiz. Emekliye gelince Türkiye büyümedi! EYT’liler birdenbire çok fazlalaştı? Hiçbir emeklinin aylığı asgari ücretin altında olmayacak. Bunu bir tarafa yazın EYT’liler.
“Muhtarların belediye meclisi toplantılarına girmesi söz ve karar sahibi olması teklifi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi”
“Sözler tutulmuyorsa hesabının vatandaşlar tarafından sandıkta sorulması lazım. Bu sözüm de muhtarlara; muhtarlarla en çok toplantı yapan bu kardeşiniz. Gittiğim her ilde mutlaka muhtarlarla toplantı yaparım. Bir açıklama yaptı Erdoğan, dedi ki; ‘Muhtarların aylıklarını asgari ücret seviyesine çıkaracağız.’ Güzel. Bekledik. Aralık geçti, ocak geçti, şubata geldik asgari ücret seviyesinde değil. Ne oldu da bu koskoca adam söz verdi sözünde durmadı? Bugüne kadar hangi sözünde durdu ki bunu tutsun. Lafa gelince bol at işkembeden. Bunun üzerine biz muhtarlarla ilgili bir kanun teklifi hazırlamıştık. Kanun teklifi 19 Ocak’ta bunu söylüyor; 15 Şubat’ta bu teklifi genel kurula indirdik. AK Parti ve MHP milletvekillerinin de söylediklerini hatırlatarak ‘Bu kanun teklifine evet deyin.’ dedik. 2 partinin oyuyla reddedildi. Muhtarlara asgari ücret tutarındaki ödenek ödenmedi. Yine indireceğiz aynı teklifi. Destek mi veriyorlar karşı mı çıkıyorlar göreceğiz. Muhtar arkadaşlarıma söylüyorum; sizi demokrasinin temel taşı haline getirecek olan Partinin adı cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bizim kanun teklifi reddedince ne oldu? Birleşik oy pusulası uygulaması reddedildi. Sosyal yardımların muhtarlar aracılığıyla dağıtılması teklifi reddedildi. Muhtarların belediye meclisi toplantılarına girmesi söz ve karar sahibi olması teklifi reddedildi.
Kılıçdaroğlu MHP’yi hedef aldı: Onların tek görevi var, 19 Mayıs hareketleri yapmak, el kaldırıp indirmek
AK Parti’den de bir şey beklemeyin, zaten MHP toplumla hiç ilgilenmez. Siz hiç MHP’nin esnafın derdiyle ilgili bir sorunu gündeme getirdiğini duydunuz mu? Duyamazsınız. Siz hiç. İşsizlerin derdini dile getirdiklerini duydunuz mu? Duyamazsınız mümkün değil. Onların tek görevi var. Saraydan aldıkları talimatın gereği olarak 19 Mayıs hareketleri yapmak, el kaldırıp indirmek. Başka bir şey yok. Bunu AK Parti milletvekilleriyle yapıyorlar.
Akbaşoğlu’na: Müthiş matematikçi; dünyayı ne kadar iyi izliyormuş!
Bir Akbaşoğlu vardı. Müthiş matematikçi, gerçekten kendisini kutlamak lazım, dünyayı ne kadar iyi izliyormuş! Yakınma maliye bakanı olabilir evet. Şaka diye görüyoruz ama bunlar hayatımızın bir gerçeği. Dünyadan kopuk, vatandaşın derdinden kopuk. Aklını kiraya vermiş bir kişi milletvekili olamaz’! Siz milletvekili değilsiniz ki o zaman. Keşke bunun için de dava açsalar en azından milletvekili olmadıklarını ispat ederiz.
28 Şubat açıklaması
“Ayın 28’inde bir toplantı yapacağız. Millet İttifakı olarak. Millet İttifakı olarak artı 6 siyasi partinin genel başkanı bir araya geleceğiz. Daha önce hazırladığımız uzun süre çalıştığımız güçlendirilmiş parlamenter sistemden neyi kastediyoruz, amaçlıyoruz kamuoyu ile paylaşılacak. Bütün çalışmalar yapıldı. Toplumun en duyarlı kesimleri davet edildi. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ne demektir? Hedeflediği şudur; devletin yapılanmasında adalet. Adaleti sağlamazsanız devleti yönetemezsiniz. Adaleti sağlamanız lazım. Arıcıların, tarım danışmanlarının derdini, çay üreticilerin derdini anlattım. Fiyatları görüyorsunuz. bir devlet böyle sorumsuzca yönetilemez. Bir devletin bilgiyle birikimle deneyimle yönetilmesi için hakkın hukukun ve adaletin sağlanması lazım .O nedenle 28’inde 6 partinin genel başkanı bir araya geleceğiz. Birilerinin hoşuna gitmiyor bizim bir araya gelmemiz. Efendim ‘bakanlık paylaşılıyor’ falan filan. Kendi yaşadıkları açmazları bize mal etmeye çalışıyorlar. Öyle bir şey yok. Her birimizin ortak bir hedefi var; yaşanabilir bir Türkiye. Demokrasisi gelişmiş, insan haklarına saygılı bir Türkiye. Hiç kimsenin ötekileştirilemediği bir Türkiye. Bu kadar değerli bir birlikteliği bu toplumun önüne koyacağız.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***